Selam millet ben geldim. Nasılsınız umarım iyisinizdir. Şimdi keyifli okumalar dilerim.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~Herhangi bir acı hissetmemiştim. Tuhaf bir şekilde kan akışı da yoktu. Acısız bir ölüm mü olmuştu benim için anlamamıştım ya da ölüm bu muydu? Gözlerimi usulca araladığımda silah hâlâ başıma dayalıydı ve Tae gölgelenmiş ifadesiyle yüzüme bakıyordu.
"Ölmek senin gibi cesurların değil korkakların isteyeceği bir ihtimaldir Min Yoongi." Dedi doğruca.
"Neden? Senin için tehlikeliyim. İstihbaratçı olduğumu onlar öğrendiğinde sen değil onlar beni öldürecek ne değişti?"
"Kimse sana elini dahi süremez. Şimdi arabaya hasta olcaksın. Sırılsıklam olduk." Tek kelime etmeden yanından ayrılıp tektar yola çıktığımda hemen arkamdan Tae gelmiş bagajdan çıkardığı battaniyeyi uzatmıştı.
"Isınırsın." Başımı salladım sonra battaniyeye sarılıp arabaya bindim. Tae de battaniyeye sarınmış bir şekilde şoför tarafına geçip arabayı çalıştırdı.
Kimse konuşmuyordu şimdi. Ne o ne ben? Derin sessizlikle beraber eve gelmiştik tek kelime etmeden arabadan indiğimde Tae kolumu yakalamıştı.
"Kaçmayacağım neden kolumu tutuyorsun?"
"Benimle yürü odama gideceğiz. Sırılsıklam oldun duş al ben sana kıyafet bulcam." Dedi. Kolumu usulca elinden kurtardım.
"Normal bir şekilde söyleyebilirdin kolumu tutmana gerek yok." Dedim. Dudaklarını ıslattı ama bir şey demedi.
Sonrada içeri girdik. Üyeler salonda oturmuş hararetli hararetli bir şey konuşuyorlardı.
"Naptınız?"
"Polis tepesinde herif de hâlâ yoğun bakımda." Dedi Tae tekdüze bir sesle.
"Bu kadar ıslanmayı nasıl becerdiniz?"
"Her şeyi sorgulamaktan vazgeç hyung. Yoongi yürü." Konuşmadan Tae'nin peşinden yukarı çıktım.
Odasının kapısını açınca tereddüt etsem bile içeri girdim.
"Rahat ol. Ve duşunu al. Kıyafet ayarlayacağım." Dedim elini omzuma koyarak. Başımı sallayıp banyoya gittim kapıyı kitleyip üstüme yapışan kıyafetlerden kurtuldum.
Sonra da sıcak suyu ayarlayıp duş almaya başladım. İşim bitince kapıyı aralayıp odaya göz gezdirdim ama varlığına dair bir belirti yoktu. Havluyu belime sarıp odaya geçtim ve yatağa bıraktığı kıyafetleri hızlıca giyindim. Saçlarımı kurutma gereği birkez daha görmemiştim. Odadan çıkmak üzere kapıya gittiğimde ise yeniden odaya gelmişti.
"Saçların niye ıslak?"
"Kurutma gereği görmedim." Dedim yanından geçecekken kapıyı kapatıp kitlemişti.
"Amacın ne senin söylesene?" Diye mırıldandım gözlerine bakarak.
"Geç otur şuraya kurutma makinesini alıp gelcem." İtiraz etmeme imkan tanımadan banyoya gitmişti. Bende yatağa geçip oturdum.
Birkaç dakika sonra elinde kurutma makinesiyle geldi. Arkama geçip oturdu fişi prize takıp elini saçlarıma attı.
Usulca saçlarımı kurutmaya başlamıştı. Benimse uykum geliyordu. En sonunda dayanamayıp gözlerimi kapattım ve uykuya boyun eğdim.
✵
Ne kadar süredir uyuyordum emin değildim ama yine odanın içinde bir gece lambası yanıyordu. Loş odanın içinde yine onun sesi yankılanmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözlerini Kapat | TaeGi
ActionAşk neydi? Kimine göre yalan kimine göre dünyanın en güzel duygusu. Ama ben yalandan yanaydım. Aşk yalandan ibaret bir duyguydu benim için. Gördüklerim... Şahit olduklarım beni aşkın yalanına inandırmıştı. Peki bir çocuğun ruhunu öldürmek neydi? Bed...