Selam millet ben geldim... Nasılsınız? Bilmiyorum diğer yazarlar gibi pek sohbet etmiyorum ama umarım iyisinizdir. Şimdi keyifli okumalar dilerim.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~Sabah içeri süzülen ışıkla uyanmıştım. Taehyung uyuyordu. Onu uyandırmamaya çalışarak yanından kalkıp banyoda işlerimi hallettim sonra da aşağı indim.
Diğerleri çoktan uyanmıştı. Salonda oturuyorlardı. Sessizce boş olan yere oturduğumda Jimin öylece bana bakıyordu.
"Civciv?" Dedim sadece.
"Abim." Şuan sarılmayı deli gibi istediği belli oluyordu. Sadece kollarımı araladım. Saniyeler içinde göğsüme tünemişti. Sıkıca sarıldım.
"Özür dilerim binlerce kez özür dilerim." Takılmış plak gibi aynı cümleyi söylüyordu sadece. Sessizce sakinleşmesini bekledim bir süre. Sonra konuştum.
"Affettim... Bakma artık öyle mazlum mazlum."
"Abi ben seni öldürüyordum... Kendi ellerimle seni öldürüyordum."
"Kaldır kafanı bana bak." Dedim kısık sesle. Başını kaldırıp yüzüme baktı.
"Gençtin kanın deli akıyordu kafana eseni yapıyordun. Ama geçti. Ölmedim öldürmedin." Tekrar başını göğsüme bıraktığında salonda ki herkes anlamaya çalışır bir ifadeyle bize bakıyordu.
"Biriniz anlatacak mı nolduğunu?" Konuşan yine Namjoon olmuştu. Jimin ile birbirimize baktık. Başını sallayarak kendisi anlatmaya başladı.
"Üç yıl önceydi... Yoongi hyungla aynı lisedeydik. Aramızda iki yaş var sadece. O lise üçte ben daha bire yeni geçmişim. Çocukluk arkadaşıyız yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmez... Daha doğrusu gitmezdi.
Okulun zorba grubu da alt sınıflara eziyet falan ediyorlardı. Birgün kurbanları ben oldum. Yoongi hyungu zaten tanıyorlar benim yanımda olduğu için de pek hazzetmiyorlardı. Okulun dalga konusu ettiler.
Bunu yediremeyince bende Yoongi hyungla kavga ettim. Yanıma gelmemesini beni koruyup kollamamasını söyledim. Ama o dinlemedi. Söz konusu sevdikleri oldu mu dinlemez de zaten. Şiddetli bir şekilde kavga ettik.
O grup bunu da görmüş okul çıkışı eve giderken beni de aralarına almak istediklerini ama bunun için kendimi ispat etmemi söylediler. Kabul ettim. Ne isteyeceklerini bilemedim. Ertesi gün okul çıkışı bizim okulun oradaki ara sokakağa Yoongi hyungu getirmemi söylediler sadece.
Dediklerini yaptım. Sonrasında zaten kıyamet koptu. Daha öncesinde bunlar Yoongi hyung ile kavga etmişler onlar okuldaki alt sınıflardan haraç alır Yoongi hyung ise çocukların vermesini önler onları korurmuş.
Sırf bu yüzden de bilenmişler ona. Benden istedikleri şeyse onu bıçaklamamdı. Tabi ben olayı daha sonra öğrendim yani onu bıçakladıktan sonra okuldakilerden... Bir daha da hayatına giremedim. Çektim gittim. Taki siz onu buraya getirene kadar...
Böyle işte. Bana kötü bakmıyordu aksine o bana kırgın bakıyordu... Sadece siz onun ifadelerini okumayı bilmiyorsunuz. Abim duygularını ifade etmez hiçbir zaman etmedi. Tek başına kaldığında dışarı çıkarır o içine attıklarını."
Salonda derin bir sessizlik meydana gelmişti. Ama bu sessizlik ete kemiğe bürünse ölüm benim diyerek aramıza gelirdi. Çünkü bu tam olarak ölüm sessizliğiydi.
Her seferinde gergin olan Jungkook bile konuşmuyordu. Bakışlarındaki nefret kin yerini bambaşka bir ifadeye bırakmıştı. Ve tam o sıra da Taehyung aşağı inmişti.
"Siz ikiniz kahvaltı yapmadınız mutfakta hazırda bir şeyler var gidin de yiyin." Dedi Jin. Jimin göğsümden kalkınca mutfağa gidip bir şeyler atıştırmaya başladık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözlerini Kapat | TaeGi
AksiAşk neydi? Kimine göre yalan kimine göre dünyanın en güzel duygusu. Ama ben yalandan yanaydım. Aşk yalandan ibaret bir duyguydu benim için. Gördüklerim... Şahit olduklarım beni aşkın yalanına inandırmıştı. Peki bir çocuğun ruhunu öldürmek neydi? Bed...