10.BÖLÜM (ZAAFLAR YIKAR MI İNSANI?)

2.6K 144 28
                                    

Yeni bölüme hoş geldiniz. 🤗

5k olmuşuz ailemiz yavaş yavaş büyüyor ve bunu beni çok mutlu ediyor.❤️🥹

Hepiniz iyi ki varsınız.💕🥰

Oy ve vote sınırını geçemiyoruz ben de bölüm atmaya devam ediyorum en iyisi hiç koymamak.😂

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.🌼

Bu şarkıyı bu kızdan güzel söyleyen bulamadım.🥹

Bölüm şarkısı: Fahriye Kesimal- Çare Varmiğun


İnsanoğlunun, değişen şartlara ve koşullara çok kolay alıştığını söylerler

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



İnsanoğlunun, değişen şartlara ve koşullara çok kolay alıştığını söylerler. Bunun iki sebebi olabilir; ya yaratılış gereği böyledirler ya da alışmaktan başka bir çareleri yoktur.

Yeni bir güne gözlerimi açarken kendimi daha zinde ve daha hayat dolu hissediyordum. Hastaneden çıkalı bir hafta olmuştu. Şirketin bana verdiği bir haftalık izinin de son günündeydim. Çiçek benimle birlikte iki gün evde kaldıktan sonra işe başlamıştı. Akşamları neşeyle eve gelip bana gününün nasıl geçtiğini anlatıyordu. Onun neşesi bana da bulaştığı için olsa gerek artık daha hayat dolu bir insan gibiydim.

Ama bana göre neşemin asıl sebebi hastalığımın durmuş olması, artık etrafımda notlar bulmamam. Normalde insanlar uzun yıllardır yaşadığı hastalıklarına alışırlarmış ancak ben neden bir türlü kabullenemiyorum bu hastalığı? Bunun cevabını sürekli arıyorum, bugün de Hicaz Hanım ile olan randevumda bu soruyu soracağım.

Randevum saat ikideydi. Yataktan kendimi esneterek kalkmıştım. Önce banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım ardından salona geçip Kül'ün mamasını ve suyunu yeniledim. O da sanki benim kalkmamı bekliyormuş gibi hemen yemeğine koştu. Kül karnını doyururken ben de mutfağa geçip kendime güzel bir tost yaptım. İki bardak çayımı da içtikten sonra odama geçip hazırlanmaya başladım. Üstümü giyip hafif bir makyaj yaptıktan sonra da hazırdım ve evden ayrıldım.

Dışarıdaki güneşin sıcaklığı içimi ısıtıyordu, insanların soğukluğunun aksine...

Metrodan çıktıktan sonra kliniğe geldim içeriye girip saatimin gelmesini beklemeye başladım. Bir kaç dakika oturma kısmında bekledikten sonra asistan Lale Hanım beni içeriye çağırdı. Odanın kapısına geldiğimde ise biraz gerilmeye başladım. Kendi kendime '' Evet, hazırım.'' dedim ve kapıyı tıklattım. Kapıyı açıp içeriye girdiğimde Hicaz Hanım yüzünden eksik etmediği tebessümü ile konuştu: ''Hoş geldiniz Ceylan Hanım.''

Hanım demesine gerek yoktu zaten son zamanlarda Demirhan ailesi ile gereksiz bir yakınlık içerisindeydik ve bana, hanım demesi beni rahatsız ediyordu açıkçası.

HAR-AMBERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin