Bölüm 9- Rüzgar'ın Hikayesi

43 9 1
                                    

" Benden gitme!" Duraksadı, ve devam etti

"Yani, gitme derken, kalmak istiyorsan kalabilirsin" gözlerini kaçırmıştı

"Tamam senden gitmem..." Ne dediğimi son anda fark ettim

"Yani, gitmem derken, burada kalmak istiyorum" gözlerimi kaçırdım

Sabah Akay'ın yanında uyandım, dün Ahmet'i sınıfa getirmeye çalışmıştım ama gelmemişti. Akay zaten uğraşmamıştı, normal bir zamanda olsaydık Ahmet'in yüzüne bile bakmazdım ama hepimizin psikolojisi bozulmuştu, hiçbirimiz iyi değildik.

Son günlerde kendimde yeni bir şey fark etmiştim, hissizleşiyordum. Bora benim çok yakın bir arkadaşımdı ama ölümüne dair hiçbir şey hissetmemiştim. Sanırım ondan önce olan 7 ölümün hepsinde duygularımı akıtmış ve bitirmiştim.

Zeynep mi? Onu sorarsanız... O hiç iyi değil, bütün gece uyuyamadı sürekli Bora'nın adını sayıklayıp durdu ve kabus gördü. Dün o gelmeyince endişelendik sonra da Yağmur'un aklına soğuk hava deposunun oralarında olabileceği geldi. Zeynep gerçekten iyi değildi, Bora'nın öldüğüne inanmıyordu, dün onu buraya çok zor getirmilştik. Bora'nın ona geleceğini düşünüyordu.

Ama Bora ölmüştü...

Esra ölmüştü...

Selim ölmüştü...

Çiçek ölmüştü...

Tolga ölmüştü...

Zehra ölmüştü...

Nehir ölmüştü...

Ilgaz ölmüştü...

Ve biz 12 kişi kalmıştık.

Zeynep'i bir kenara bırakıyorum, resim atölyesinde bulduklaımız ve Zehra'nın ölümü hala gizemini koruyordu. Neva bir türlü konuşmuyordu, zaten Rüzgar'ın yanından da ayrılmıyordu bu yüzden sürekli yanına gidip konuşturmaya çalışamıyorduk.

Ece... Yine uyumamıştı, neyi var bu kızın anlamıyorum, ağzını bıçak açmıyor. Eskisi gibi değil. Tamam hepimiz etkilendik ama Ece uzun süredir böyleydi. Böyle olması beni çok endişelendiriyor, korkuyorum onun için, o benim ailem...

Tam Ece'ye dönüp onu konuşturmaya çalışacakken Akay bir anda karşımda belirdi

"Konuşabilir miyiz?" Başımı sallayıp ayağa kalktım, beni sınıfın dışına çıkardı

"Ayla, resim atölyesinde olanları hala çözemedik"

"Evet ama ben de ne yapacağımızı bilmiyorum, Neva konuşmuyor" Bir şey vardı ve söylemiyordu, sanki çekiniyordu söylemekten

"Ben aslında başkasından da şüpheleniyorum" Kaşlarımı çattım, başka kim olabilirdi ki. Ayrıca atölyede bulduğumuz saçlar da bizim için büyük bir delildi, sınıfta kızıl saçlı tek kişi Ece ve Neva'ydı.

"Bak biliyorum o senin yakın bir arkadaşın ama herkesten şüphelenmeliyiz. Ayrıca Ece son günlerde çok tuhaf davranıyor."

Beynimden bir şok dalgası geçti, ondan şüpheleniyor olamazdı değil mi? Kardeşimdi o benim , böyle bir şeyi asla yapamazdı, karıncaya bile kıyamazdı

"Akay sen iyi olduğuna emin misin? Cidden Ece'nin böyle bir şeyi yapabileceğine mi inanıyorsun? Ece kimseye böyle bir şey yapmaz, yapamaz. Sen ne dediğinin farkında mısın?

Yokuşlar Ve Yok Oluşlar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin