Bölüm 4-Tolga'nın hikayesi

81 19 150
                                    

"Gerçekler acıdır ay ışığı, bütün hayallerini yok edene kadar durmazlar"

Bu sefer herkes erkenden uyandı, zaten çoğumuz gece uyuyamadık.

Ama hiç kimse tek kelime etmiyordu, fırtına sonrası sessizlik gibiydi. Ta ki Can konuşmaya başlayana kadar.

"Bakın, zor zamanlar geçiriyoruz, 3 arkadaşımızı, kardeşimizi kaybettik. Ama bir sorun kendinize, onlar bu halde olmamızı isterler miydi diye. Sanki ölü gibi davranıyorsunuz, ruh gibisiniz. Kendinizi boğuyorsunuz çok düşünerek, kim bilir ne kadar zamanımız kaldı.

Her an birimize bir şey olabilir biliyorsunuz değil mi? Son anlarınızı 90 yaşındakiler gibi duvara bakarak geçirmek mi istiyorsunuz?" Tamam evet, kabul ediyorum Can bazen çok fazla açık sözlü ve patavatsız olabiliyordu.

"Can git işine hiç birimizin gülecek bile hali yok" Can suratını astı, o da en az bizim kadar tükenmişti ama bizi neşelendirmeye çalışıyordu.

"Nehir, kızım sen erken mi yaşlandın, 80 yaşında falan değilsin kendine gel"

Nehir göz devirdi "Boş boş konuşma"

Can'nın sabrı dayanmamış olacak ki teker teker hepimizi ayağa kaldırmaya çalıştı, en son Zeynep'e geldiğinde "Zeynep sen burada kilo mu aldın ne? 75 filan olmuşsundur sen. Bora yol yakınken vaz geç bence, bak sana daha güzellerini buluruz" Zeynep eliyle Can'ın ağzına vurduktan sonra Bora'ya kötü kötü baktı.

"Ya Zeynep ben ne yaptım da bana da trip atıyorsun"

"Sen hiç konuşma Bora"

"Evet arkadaşlar, benim mesaim başladı size kolay gelsin" Zeynep'i sınıftan çıkardı giderken de Can'ın kafasına vurmayı ihmal etmedi

"Can bir gün elimde kalacaksın, sen söylüyorsun sonra bana kalıyor tribi"

Sonunda Can bizi güldürmeyi başarmıştı, sonraki birkaç saat Can'ın bizi güldürmeye çalışması ile geçti. İnci sürekli ağlıyordu hala. Ne kadar uğraşsak da güldüremedik onu, tabi Can araya girene kadar. Birkaç dakika sonra İnci kahkaha atmaya başlamıştı.



Ece'nin yanına gidip oturdum. "Birkaç güz önce bunların olacağını söyleseler inanmazdım"

"Ben de, hep filmlerde olunca dalga geçerdik seninle, resmen başımıza geldi"

Konuyu dağıtmak istedim "Hatırlıyor musun, birkaç yıl önce bir çocuk vardı yan sınıftan, hoşlandığın?"

"Cihan mı?"

"Evet, sürekli peşinde dolanıyorduk çocuğun, beni de sürüklüyordun peşinden"

"Yalnız birkaç yıl önce dediğin 10 yıl önce Ayla, 8 yaşındaydık"

"Her neyse işte ne oldu ona?"

"Hmm küçükken, hep saçımdan çektiği için onun da benden hoşandığını sanmıştım. Sonra gidip Buse'ye açılmış salak, resmen beni umutlandırıp sonra da, havuç Buse'ye gitti"

Kahkaha atmaya başlamıştım "O yaşta bile entrikalı film çekmişsiniz resmen, gurur duyuyorum sizinle"

"Sonra zaten 9 yaşındayken Buse evlatlık verilmiş, Cihan'ın Buse giderken, salya sümük ağladığını hatırlıyorum, peki Buse giderken Cihan evlenme teklifi etmiş ona Buse ona ne demiş biliyor musun?"

Yokuşlar Ve Yok Oluşlar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin