5. Bölüm (+18)

5.8K 97 17
                                    



Annem bağırıp duruyordu gözü deliye dönmüştü. "Anne sakin olur musun?" diye bağırdım. "Sakin olamam Alin! O çocukla aran da bir şey var mı doğru söyle! " diye bana bağırdı. "Hayır anne aramızda bir şey yok." desem de "Yalan söyleme!" dedi. "Alin bak. Asla. Ama asla öyle bir şey olmayacak beni anladın mı ?""Anne neden bu kadar tepkilisin?" diye sordum. "Arap onlar bunu bilmiyor musun?" diye bağırdı. "Biz birbirimizden çok farklıyız. Kültürlerimiz farklı her şeylerimiz farklı anla artık bunu!" diye bağırdı. Sinirden sesi titriyordu. Ona bir şey olmaması için " Tamam annecim olmayacak merak etme." diyerek onu sakinleştirmeye çalıştım. Uzun bir konuşmanın sonunda annemi ikna etmiştim.

 Hemen odama geçtim ve Amir' e mesaj attım ve ondan özür diledim. "Annemin kusuruna bakma onun adına senden özür dilerim" .Bir süre telefonla bakışıp cevap vermesini bekledim. Cevap vermesini beklerken uyuya kalmıştım. 

Sabah uyandığımda ilk işim telefona bakmak oldu. Hala cevap vermemişti. Hızlıca hazırlanıp otele doğru yol aldım. Resepsiyona vardığımda görevli adama tatlı bir şekilde "Amir bey ile görüşmem vardı nerede olduğunu iliyor musunuz "diye sordum. Adam tebessüm ile "hoş geldiniz Alin hanım "dedi . "Amir bey şuan odasında dilerseniz haber vereyim " "yok hayır teşekkürler geleceğimden haberi var" dedim ."oda numarası nedir acaba?" Adam "kendisi kral suitinde kalıyor en üst kata çıktığınızda karşınızda kalan ilk oda " dedi. Hızla asansöre bindim ve en üst kata çıkmaya başladım ayaklarım geri geri gidiyordu gergindim ne diyeceğimi bilmiyordum , acaba bana kızacak mıydı? , hızla asansörden indim ve kapıyı çaldım .Kapı bir anda açıldı. Karşımda Amir'i üstü çıplak bir şekilde gördüm. Kaslı vücuduna bakakalmıştım. O kadar kusursuzdu ki dilim damağım kurumuştu. Beni karşısında görünce belli ki o da şaşırmıştı. "Senin burada ne işin var?" diye sordu. Gözlerimi kusursuz bedeninden zor da olsa ayırarak buğulu yeşil gözlerine baktım. "Seni görmeye geldim. İçeri davet etmeyecek misin?" dedim. Kenara çekilip girmeme izin verdi.

 Geniş, full cam ferah bir odaydı. Çok düzenliydi. "Bir şeyler içmek ister misin?" diye sordu. Ona döndüm ve dedim ki "Olur. Sen ne içersen onu alırım." dedim. "Benim içtiğim sana sert gelir güzelim. " diyerek bana bir şarap doldururken kendisine sek bir viski koydu. Kadehi bana doğru uzattı ve "Eee?" dedi. "Ne ee?" dedim. "Niye buradasın?", "Mesajıma cevap vermedin." dedim. "Ben de endişelendim." "Cevap vermediğime göre konuşmak istemiyorum." "Haklısın özür dilerim ama-" derken sözümü kesti. "Senin özür dileyeceğin bir şey yok. Özür dilemesi gereken kişi annen." Anneme laf geldiği için sinirlenmiştim ve birden kadehi masaya sertçe bıraktım. "İnsan gibi buraya gelmiş senden özür diliyorum ve sen hala laf mı yapıyorsun?" dedim. Amir de viski bardağını tekte bitirip çene kaslarını sıkarak yüzüme ekşitti ve "Buraya anneni bana savunmaya mı geldin?" dedi. Kavga çıkmaması adına "Neyse seni adam yerine koyarak özür dilemeye gelende kabahat." diyerek kapıya doğru yöneldim. Amir kolumdan sertçe tutarak beni durdurdu ve "Her başın sıkıştığında böyle kaçamazsın!" dedi. "Bırak kolumu yeter artık normal konuşamıyorsun!" diyerek bağırdım. "Konuşmayalım o zaman." diyerek direkt dudaklarıma yapıştı ve tutkulu bir şekilde öpüşmeye başladık.

 Ayaklarım yerden kesilmişti. Kendime engel olmak istemiyordum tek istediğim oydu. Her şeyi akışına bıraktım. Amir beni kalçalarımdan kavrayarak kucağına aldı ve beni masaya oturttu. Şehvetle şarap kadehim yere dökülmüştü ama dağınıklık ikimizin de umurunda değildi. Elleri vücudumda geziniyordu. Kendisini bana sıkıca yaslamıştı ve üzerimdeki bluz ben ne olduğunu anlamadan çıkarttı. Çıplak tenlerimiz birbirine değiyordu. Bunun nereye gideceğini bilmiyordum. İlk defa böyle bir şey yaşıyordum ve pişman olmaktan korkuyordum. Gözlerimiz buluştuğunda tüm korkular yok olmuştu ve kendimi ona teslim ettim. Beni tekrar kucaklayarak yatağa götürdü ve altımdaki eteği sıyırdı. Karşısında iç çamaşırlarımla duruyordum. Beni öyle bir süzdü ki utancımdan kıpkırmızı olmuştum. Üzerime yaslandı ve kulağıma "Çok güzelsin." diye fısıldadı. "Seni o kadar istiyorum ki..."Nefesini ve kalp atışını hissediyordum. Kendimden geçmiştim. Birden içimde onu hissettim. Hem zevk hem acıyla inledim. O kadar sertti ki acıdan tırnaklarımı sırtına geçirdim. Amir boynumu emerken tekrardan dudaklarımı buldu ve ateşle öpmeye başladı. 

Bir süre sonra Amir de inlemeye başladı ve içimde bir sıcaklık hissettim. İkimiz de aynı anda zevke gelmiştik. Amir kendisini yavaşça çekerek yanıma uzandı. Nefes nefeseydik. Bana döndü ve dudağıma ufak bir buse kondurdu. "Neden bana söylemedin?" diye sordu. "Söylesem ne değişecekti?" dedim. "Daha nazik olurdum." diyerek gülümsedi. "Hiç sanmıyorum." dedim. Bana öyle sıkı sarıldı ki kasları arasında kaybolmuştum. Birden kapı çaldı. Gerilmiştim. Üzerime hemen beyaz ince çarşafı çekerek vücudumu örttüm. "Birini mi bekliyordun?" dedim. "Kahvaltı gelmiştir." derken altına bir havlu sarıp kapıya yöneldi. Kapıyı açtığında ağzından çıkan kelimeyle başımdan aşağı kaynar sular döküldü.

MÂHÎHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin