20. Bölüm

2.1K 64 16
                                    

**Hala sınavlarım devam ettiği için biraz geç geliyor kusura bakmayın :) Olaylar çok hızlı ilerliyor bölümün sonlarına doğru tepkinizi merak ediyorum yorumlarınızı eksik etmeyin iyi okumalar!! **

Derin bir nefes aldı ve devam etti. "Çocuğu doğurmak istesen, yanındayım."

Kafamı kaldırıp yavaşça Yağız'ın yüzüne şaşkınlıkla baktım. Bebeği biliyordu. Amir'den bir çocuğum olacağını biliyordu ve buna rağmen benim yanımdaydı. Beni hala kolluyordu.

"Sen-Sen nerden biliyorsun?"

"Hastane benim Alin." Yutkundu. "Tabi ki gizli bir şey yapmadım benimle gelince.. Çalışanlar bizi birlikte falan sanmış." Ne diyeceğini bilemiyormuş gibi konuşuyordu. "Çocuk benden sanmışlar işte."

Yağız'ın yüzünü inceledim. Amir ve bildiklerim olmasa ondan harika bir baba olacağını düşündüm. Başta direkt Yağız'la tanışsaydım hayatım ne kadar değişirdi?

"Ben.. Bebeği doğurup doğurmayacağımı bilmiyorum.."

Gerçekten bilmiyordum. Her genç kız gibi bir gün güzel bir aile kuracağımın hayalini kurmuştum. Yanımda beni ve kızımı deli gibi seven bir adam duruyordu. En önemlisi.. onunla evliydim.

"Yani, bu çocuğu doğurmak için evlenmek istiyorum sanırım. Yani.." ne diyeceğimi bilmiyordum. Evlilik ne alakaydı? Tek başıma doğurup büyütebilirdim. Annem yanımda olurdu -tabi Amir'den olduğunu bilmezse- Peki anneme bebek kimden diyecektim?

"Evlenelim o zaman." Dedi Yağız birden.

Onun bu cümlesine şaşırıp kalmıştım. "Yağız." Dedim gülerek. "Saçmalama."

"Çok ciddiyim Alin." Birden kulağında ki küpeyi çıkartıp biraz açtırdı. Elimi ellerinin arasına aldı. Bana büyük bir ciddiyetle baktı ve, "Alin Aksoy. Benimle ev-"

"Yağız! Dur!" diyerek elimi çektim. "Gerçekten saçmalıyorsun. Birbirimizi daha ne kadardır tanıyoruz ve.." Elim karnımdaki bebeğime gitti. "Bu bebeği sevebileceğini sanmıyorum."

"Alin. Yeter artık. Beni Amir'in söyledikleriyle konumlandırmayı kes!" Sinirli gözüküyordu. "Ben seni seviyorum. İlk defa birine karşı bu duyguları hissediyorum ve aptal bir gece de olmuş bir şey için seni kaybetmek istemiyorum. Bu bebeği senin kadar seveceğim."

Gözlerinde tek bir endişe, tedirginlik yoktu. Anlamıyordum. Beni bir intikam oyuncağı haline getirmişti. Bir iki aydır tanışıyorduk. Beni ve bebeğimi kabul etmişti. Bir insan bir insanı bu kadar şeye rağmen sevebilir miydi?

Sevebilirdi. Ben Amir'i sevmiştim.

Ama Yağız'la evlenmek.. Çok farklı bir boyuttu. Aklım hala biraz da olsa bebeğimin babasındayken bunu Yağız'a nasıl yapabilirdim? Amir bebeğini hiç bilmeyecek miydi? Ya da bebeğim babasını Yağız bilip mi büyüyecekti?

"Ben.." diye bir şeyler zırvaladım ama ne diyeceğimi bilmiyordum.

"Düşün biraz Alin. Tek değilsin. Ben seni her şeyle kabul ederim. Amir hariç.."

Ve gitti.

Son söylediği şeyin açıklaması buydu. Ben seni seviyorum, her şeyde yanındaydım. Ama bir daha asla Amir'i göremezsin. Haklıydı. Kim olsa bunu isterdi. Yağız'la her ne kadar sevgili olmasakta ona umut veriyordum. Ondan da hoşlandığım inkar edilemezdi ama duygusal bir boşluğun içindeydim. Bana kim ilgi verse ona gidebilirdim.

Evlensem..Evlenmesem..Doğursam..Doğurmasam..

Her şey de o kadar ikilemdeydim ki ne düşüneceğimi bilmiyordum. Birine akıl danışmam gerekiyordu ama etrafımda beni anlayacak kimse kalmamıştı bile.

MÂHÎHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin