"Reyyan?" dedi Amir. Eski nikahlı karısı gelmişti. Ne işi vardı burada? Onlar ayrılmamış mıydı? Tüm çıplaklığımda Amir'in yatağında uzanırken utançtan yerin dibine girdim. Reyyan birden içeri girerek bana baktı. Ardından Amir ' e dönerek. "Bu kaçıncı artık yeter! Nikahlı karına biraz saygın olsun ! غير شريفة" dedi. Son dediğini anlayamamıştım sanırım Arapçaydı. Amir de birden Arapça konuşmaya başladı ve tartıştılar. Ne dediklerini asla anlamıyordum. Kalkıp hemen masanın üstünde duran Amir ' in siyah gömleğini üzerime geçirdim. "Amir ?" diyerek araya girdim. "Alin bir saniye." diyerek beni geçiştirdi. Reyyan bana dönerek "Defol git buradan Eahiratün !" diye bağırdı. Deli olmuştum. Hala nikahlı karısıydı. Hızlıca yerden eşyalarımı toplarken Amir beni durdurdu ve "Alin lütfen." dedi. "Amir ne diyor bu kadın? Sen hala evli misin?" diye sordum. Reyyan araya girerek "Haftaya düğünümüz var bizim. Uraza Baba her şeyi ayarladı. Sen hala burada aimra'a'larla tek gecelik ilişkiler peşindesin. "Resmen metres muamelesi görmüştüm. Kendisi soktuğum durumdan dolayı kendimden iğreniyordum.
Hemen kıyafetlerimi alıp banyoya doğru koştum. İçeriden hala Arapça konuşmalar duyuluyordu. Kendimi tutamayıp ağlamaya başladım. Aynaya baktığımda tüm makyajım akmıştı ve berbat görünüyordum. Hemen elimi yüzümü yıkayıp dışarı çıktım. Kapıya doğru yönelirken Amir önümü kesti ve "Alin açıklamama izin ver lütfen." dedi. "Ne açıklayacaksın Amir? Haftaya düğünün var. Hani ayrıldık demiştin?" diyerek yükseldim. "Ayrılacaktım. Geleneklerimizi bilmiyorsun lütfen anla beni." "Sıçayım geleneğinize! Bir daha yüzünü bile görmek istemiyorum." dedim. Tekrar beni durdurmaya çalıştı ama o anki sinir gücüyle onu öyle bir ittim ki o bile şaşırmıştı.
Hemen bir taksi çağırıp eve dönmeye başladım. Gözyaşlarımı tutamıyordum. Teker teker dökülüyordu. İlkimi yaşadığım adam evliydi. Eve gidip hemen banyoya girdim. Göğüslerimdeki morluklar gayet belli oluyordu. Ağlamadan edemedim. Üzerime bornozu geçirip yatağıma uzandım. Ağlarken uyuya kalmıştım. Uyandığımda telefonumda Amir'den bir sürü cevapsız çağrı ve mesaj vardı. Hiçbirini okumadan direkt sildim. Dünü aklımdan çıkartamıyordum. Nasıl çıkartacaktım ki bedenimde izleri vardı. Kalbimin kırıkları o kadar acıtıyordu ki sadece uyumak istiyordum.
Bu şekilde iki gün geçirdim. Saat gece yarısını geçiyordu. İki gündür o kadar yorgun ve halsizdim ki berbat görünüyordum. Bir anda penceremden bir ses duydum. Biri tıklatıyordu. Korkuyla perdeyi açtığımda karşımda Amir'i gördüm. Pencereyi açıp "Ne işin var senin burada? Ne yüzle geliyorsun?" dedim. Beni hiç dinlemedi ve açtığım pencereden odama girdi ."Alin, iki gündür sana ulaşmaya çalışıyorum. Bana başka çare bırakmadın. Ya beni dinleyeceksin ya da olacaklardan ben sorumlu değilim." dedi. Evde annem olduğu için bir şey diyemedim. "Çabuk gider misin annem uyanacak." "En fazla beni tekrar kovar. Annenden korkmuyorum. Beni dinleyeceksin." "Neyini dinleyeceğim? Bana yaşattıkların yetmedi mi? Kaç gündür ne haldeyim haberin var mı? Uzak dur bende de unutayım artık seni." dedim. Kendimi aciz duruma düşürdüğüm için utanmıştım. "Beni dinle güzelim ne olur." dedi. Gözlerimi kaçırdım. "O ela gözlerini benden kaçırma." diyerek çenemden tuttu ve ona bakmamı sağladı. "Beni sakince dinlersen anlayacaksın." dedi.
Ona nasıl inanacağımı bilmiyordum ama ona deli gibi inanmak istiyordum. "Ne söyleyeceksen söyle sonra git." dedim sessizce ."Babam ile Reyyan'ın babasının zoruyla olan bir evlilikti. Onu asla sevmedim. Reyyan bana çok aşıktı. Küçüklükten beri planlanmış bir evlilikti. Arap kültüründe babaya karşı çıkamazsın. Ama ben senle tanıştıktan sonra çıktım. Sana ayrıldık dediğimde boşanacaktım ama Reyyan bunu anladığı için benle görüşmek istemedi." dedi. Anlamamıştım. "Görüşmekle ne alası var?" "Ah Alin.. Dinen boşanmak için yüzüne karşı üç kere boş ol demem gerekiyor. Görüşmek istedim gelmedi evine gittim kapıyı açmadı. En son otel odama geldiğinde yüzüne karşı söyledim ve bitti. Artık onla evli değilim ve evlenmeyeceğim." dedi. "Sana nasıl inanacağım?" dedim. "Yalan söyleyip duruyorsun. " "Güzelim.. Bana inanmana ihtiyacım var. Ben hiç kimseye böyle duygular hissetmedim." dedi. Öne gelen saçlarımı kulağımın arkasına aldı. "Bir kızın ilkiydim ve bu kız sendin. Hayatımda gördüğüm en kusursuz insansın. Türk kızlarına olan nefretimi kenara attım ve kendimi sana bıraktım. Senden uzak durmaya çalıştım fakat her seferinde ayaklarım beni sana getirdi. Kendime hakim olamıyorum." duraksadı. Gözlerime daha derin baktı ve "Alin Aksoy. Sanırım sana aşık oldum." dedi. Bir anda kendimi onun dudakları arasında buldum. Bu kadar saf olduğuma inanamamıştım. Ama niyeyse bana olan sevgilisine inanıyordum. Yatağımda saatlerce uzanıp sohbet ettik. Saçlarımla oynarken uyuya kalmıştım. Sabah uyandığımda Amir yanımda değildi. Eksikliğini hissetmiştim. O mistik kokuya o kadar alışmıştım ki afallamıştım.
Birden anneme odaya girince istemsizce gerildim. "Günaydın bebeğim." dedi. Duraksadı "Bir şey mi saklıyorsun sen odanda?" diyerek odama daldı. "Saçmalama anne !" diye çıkıştım. "Neyse. Şey ben çıkıyorum, kahvaltın hazır. Bir şey yemeden çıkma tamam mı? Acelem var." dedi. Tam çıkarken geri döndü ve "Alin, Amir ile ne oldu? İş devam mı? O gün hakkında bir şey dedi mi?" diye sordu. Donup kaldım. "Yok anne yani. Ben bir daha görmedim asistanıyla görüşüyorum." dedim. "Bu iş senin için çok önemli mi?" diye sordu. "Neden ki?" dedim. "Onlarla çalışmanı istemiyorum." dedi. "Annecim.. Kariyerim için büyük bir fırsat ve direkt bölüm dekanımız istediği için kıramadım." dedim. "Peki.. Bir daha o çocuğun arabasına asla binmeyeceksin." dedi. Tamam diyerek geçiştirdim. Annem çıktıktan sonra birden odamdaki banyomdan Amir çıktı. "Sen burada mıydın*" dedi. Dediğimi duymazsan gelerek "Annen neden bize karşı bu kadar öfkeli?" diye sordu. "Biz.. derken?" "Biz.. Ben.. Uraza Ailesi... Belki de Arap milleti?" Ne diyeceğimi bilmiyordum. Onu asla kaybetmek istemiyordum. "Amir... Annem böyle biri ama seni tanıyınca önyargıları gidecektir." dedim. "Peki güzelim. Ne zaman sevgilinle olarak tanışıyoruz bakalım kayınvalidemle? Nikah işlerini başlatalım." dedi. Ne diyeceğimi bilememiştim. Daha okuyordum ve ilişkimize doğru dürüst bir isim bile koymamıştık. Daha birbirimizi doğru dürüst tanımıyorduk. "Nikah? Derken?" dedim şaşkınca. "Ben evlilik düşünmüyorum." ,"Nikah sevgilim. En azından imam nikahı. Benim dinim için doğru olan bu." dedi. "Tek gecelik ilişkilerin de günah değil miydi ? Hepsine nikah mı kıydın?" dedim sinirle. Derin bir nefes aldı. "Hatalar yaptım. Ama bundan sonra hayatımı sadece sevdiğim tek kadına, sana, adamak istiyorum. " dedi.
Ne diyeceğimi bilemedim. "Bana biraz zaman ver dedim. "Yanıma uzandı beni kollarının arasına aldı ve "Beni çok bekletme güzelim. Sana doyamadım." deyip gülümsedi. "Doyuralım o zaman Amir Dafi Bey." diyerek öpüşmeye başladık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÂHÎ
RomanceArap bir erkeğin Türk bir kadına aşık olup onu mahi etmesinin hikayesi. ***Gerçek bir hayat hikayesinden esinlenilmiştir. ***