28. Bölüm

913 34 5
                                    


'Dolunay'ın bırakmazsan anneni asla bulamazsın Amir Dafi.'

Amir telefonun ekranına kapatıp kenara koydu. Sinirli gözüküyordu fakat bana belli etmemeye çalıştığından emindim. Çene kasları kasılmıştı.

"Bana ne zaman söyleyecektin Amir?" Ona baktım. "Ya da ne zamandır biliyordun?"

"Yağız'ın hisseler yerine seni istediği gün. Çisil olayının olduğu gün öğrendim."

Annesi benim babamla kaçtığı için benden nefret etmişti. "Beni kendinden bu yüzden mi uzaklaştırmak istedin?"

"Hayır Alin."

"Yalan söyleme Amir yeter." Bana doğruları söylemiyordu. Hep bir açık bırakıyordu ve aramızdaki mesafeyi daha da arttırıyordu.

"Çok küçüktüm Alin. 10 yaşında falan." Önündeki şişeden viskisini doldurdu. "Annemle ilişkimin çok iyi olduğunu hatırlıyorum. Benimle çok fazla ilgilenmişti. Fakat babamla ilişkileri o kadar iyi değildi. Annem ve babam evlenmeden önce annem bana hamile kalmıştı. Arap kültüründe namus çok önemlidir Alin. Annem belki babamı seviyordu fakat anne olmaya hazır değildi. Zaten beni de çok küçükken doğurmuştu. Babamla evlendikten sonra annemin hayatı çok değişti."

Anlatırken sanki o günleri yaşıyordu.

"Dedem ve babaannem ona çok çektirdi diye hatırlıyorum. Zorla başını kapamışlardı. Evden dışarı çıkmıyordu." Gözlerini kapattı. "Babaannem ona şiddet uyguluyordu. En son yatağımda uyurken annemin çığlıklarıyla uyandığımı hatırlıyorum. Babam ona bağırırken bir yandan da dövüyordu. O çocuk halimle araya girip annemi kurtarmaya çalışmıştım." O kadar hüzünlüydü ki sesi. "Sonra sabah uyandığımda annem gitmişti. Evde babam, dedem, babaannem deli gibi kavga edip onu arıyorlardı. Onlar konuşurken annemin yanında bir adamla kaçtığını duydum. Yıllar sonra babamla konuştum bunu. Annem o gün bir adamla buluşmuş. Üniversiteden arkadaşıymış. Sonra da o gece aynı adamla kaçmış."

Adam diyerek bahsettiği kişi benim babamdı. Ona da yabancıydı fakat bana da. Annemi bu kadar üzüp Amir'in annesini mutlu ettiği için sinirlenmiştim.

"Bu nasıl bir tesadüf Amir?" diye sordum. Kafamda bir şeyler rayına oturmuyordu.

"Babam biliyormuş Alin. Bu yüzden heykel yapmanı istemiş. Sana yakınlaşıp annemin yerini öğrenmek istemiş."

"Bana yakınlaşan sendin Amir."

"Ben senin kim olduğunu bilmiyordum Alin. Hiçbir şeyden haberim yoktu. Ben sana yakınlaşmak istemedim ama kendimi her an senin yanında olmak isterken buldum. Ben sana babam heykel yaptırmak istediğinde değil o konferans salonunda aşık oldum."

Her şeyi babası ayarlamıştı fakat o konferans planın içinde yoktu. Biz birbirimizi ilk defa orada görmüştük.

"Neden anneni arıyorsunuz?"

"Ben.. Annem benim için çok farklıydı Alin. Beni doğurmak istemedi ama seviyordu. Fakat beni bırakıp gitti. Onunla yüzleşmek istiyorum. Konuşmak istiyorum. Sonuçta annem anladın mı? Annesiz büyümek nasıl bir şey bilmiyorsun."

"Baban neden arıyor?"

Viskini tek yudumda bitirdi. "Bana söylemedi fakat nedeni anladım." Gözlerini gözlerime dikti. "Onu deli gibi seviyordu. Böyle bir ihaneti kaldıramadı. Yıllardır babamı başka bir kadınla görmedim. Ve bu ihanet sadece annemin ihaneti değildi. Baban babamın yakın arkadaşıymış. Ya babanı öldürecek. Ya annemi."

Her şey şaka gibi geliyordu. Babam Amir'in annesiyle kaçmıştı. Amir annesiyle yüzleşmek istiyordu fakat babam benim umurumda değildi. Amir senelerce annesini aramıştı. Fakat eğer şimdi annesiyle yüzleşirse Yağız tamamen elimizden kaçacaktı. Amir annesini hatırlıyordu fakat benim babama hatırladığım tek bir anı bile yoktu.

MÂHÎHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin