Elisa kulübeden içeri girmişti.İçerisi toz duman içindeydi.Girişte Elisayı bir sofa karşılıyordu.Sofanın karşısında büyük bir şömine vardı. Şöminenin yanında da küçük bir televizyon vardı. Bu küçük salon mutfağa açılıyordu. Girişin hemen yanında ise küçük bir tuvalet vardı. Yani küçük ve sade bir kulübeydi.
-Elisanın en çok dikkatini çeken şey ise küçük merdiven ,basamaklarıydı. Bir üst kat daha olduğunu bilmiyordu.Elisa ordan yukarı çıktı.Kulübenin çatısı üçgen şeklinde olduğu için bu oda biraz küçüktü.Elisanın odası bu küçük oda olucaktı.
-Elisa evi çok beğenmişti.Özelliklede odasını .Odasının kocaman yuvarlak bir penceresi vardı.beyaz bir yatağı ,Küçük dolabı ve ahşap masası vardı.Belki eski odası kadar iyi değildi ama Elisa artık herkesten herseyden uzak olduğu için mutluydu.Elisa evi topladı,bu biraz zaman aldı ama çakıl ona yardım etti.Gece olduğu için orman soğuktu.Şömineyi yakması gerekiyordu ama hiç odun yoktu.
-Elisa dışarı çıktı şansına ağacın altında bir sürü odun vardı.Büyük ihtimalle yanındaki kulübede yaşayan kişi, odunları kırmıştı.Aslında Elisa kimin oturduğunu merak ediyordu ama kulübesi biraz uzaktı.Ve daha ormana alışmadan birileriyle tanışmak istemiyordu.
-Elisanın arkasından bir domuz sesi gelmişti.Elisa hemen arkasını döndü,Bu bir YABAN DOMUZUYDU!Elisa domuzun onu ısırabileceğini biliyordu. Bir yaban domuzuyla karşılaşma durumunda, tam geri istikamete dönerek sakince uzaklaşması gerekiyordu,bunu aldığı kursta öğrenmişti.Elisada öyle yaptı.
-Yaban domuzundan kurtulmuştu,eline aldığı altı odunu alıp kulübeye gitti.Çakıl şöminenin yanında sanki Esilanın şömineyi yakmasını bekliyormuş gibi yerde yatıyordu. Elisa hemen Şömineyi yaktı.Çakılı kucağına alıp sofaya yattı.Şöminenin sesi Elisayı rahatlatıyordu.Elisa kızıl saçlarını yastığa kafasıyla beraber koydu.Elisa bir yandan Çakılı seviyor,bir yandan şömineyi seyrediyordu bundan bir- iki dakika sonra Elisa yavaş yavaş uykuya daldı.
-Sabah olunca Elisa sofadan kalktı ve çantasından yemek çıkarttı.Elisanın yemeği az kalmıştı.Bir doğa yürüyüşünü çıkıp yemek aramalıydı.Aynı zamanda ormanı da gezmeliydi.Orman çok büyüktü bu yüzden Elisanın hazırlıklı gitmesi gerekti.Elisa mutfaktaki bir dolabın kapağını açtı.İçinde dört tabak,dört bardak , üç tanede kaşık çatal vardı.Tabaklardan bir tanesini çıkardı ve çakılla beraber az kalan yemeğini yedi.Artık işleri bitmişti,Elisa çantasını aldı ve keskin tarafı olan sopasını aldı (bunu kulübenin içinde bulmuştu).Elisa kulübeden çıktı.
-Çakıl sanki ilk defa ormana çıkmış gibi mutlu oldu.Elisa kulübenin sağındaki taşlı yoldan gitti.Çakılda arkasından geldi.Elisa vahşi hayvanlarla karşılaşabileceğini biliyordu.O yüzden önlemini almıştı.Elisa ona bu ormanın iyi geleceğini düşünüyordu.Orman çok sessizdi, sanki ağaçlar ,hayvanlar,çiçekler ,tüm orman Elisayı izliyordu,Elisaya hayranlıkla bakıyordu.Ve Elisayı ormanın tanrısı olarak görüyor gibiydi .Elisa ise ormanı annesi gibi görüyordu.
-Elisa güçlü bir kızdı,hayalleri vardı .Sadece o hayallerini dünya yıkmaya çalışıyordu.Tüm dertlerinden kaçıp ormana yani yaşayabildiği tek yere gelmişti.Ama kaçamadığı tek sorunu ise annesinin ölümüydü.Elisa annesin asla geri gelmeyeceğini biliyordu ,hayatta olan kimsenin de ona destek çıkmayacağını,ama kendine bunu inandıramıyordu çünkü o zaman yaşayamazdı nefes alamazdı.
-Elisa ormanın daha da derinliklerine gelmişti.Burada değişik sesler geliyordu.Elisa hemen çakılı yanına çekti,ve eline sopasını aldı.Ah! Bu sadece bir tavşandı.Elisa tavşanın hangi tür olduğunu anlamaya çalışıyordu ki çakıl havladı.Ve tavşan kaçtı.Elisa yoluna devam etti,sonunda bir meyve ağacı bulmuştu! Bunlar elma ağacıydı!Gece bunları yiyebilirdi.Hemen elmaların tazelerinden topladı.
-Elisa çakıla"Karanlık çökmeden geri gidelim"dedi.Elisa ve çakıl yola koyuldu.Sessiz bir şekilde yolu yürüdüler.Elisa çok acıktığı için yolda bir-iki tane elma yemişti neyseki kulübeye varmışlardı.Girmeden önce ağacın önündeki odunlardan aldı. Kulübeye girer girmez şömineyi yaktı ve odasına çıktı.Çakıl sofaya yatmıştı.Elisa biraz dinlendikten sonra evdeki televizyonu denemeye kara verdi.Kumandadaki herhangi bir tuşa bastı ve televizyon ÇALIŞTI!
-Televizyonda haberler açıldı.Gündemde kayıp bir kız vardı.O kız ELİSA'YDI! Babası televizyonda bir duyuruda bulunmuştu,Elisa şok olmuştu ama Elisa ne olursa olsun ormanda kalmaya devam edecekti.Çünkü burası onun eviydi.Orman onun herseyiydi ,kırık kalbini bir arada tutan ,Elisanın nefes almasını,yaşamasını sağlayan tek yer.
-O yer ailesi değildi çünkü o aileyi babası öldürmüştü.Babasın sözleri aileyi ikiye bölmüştü.Elisanın kırık olan kalbi daha da kırılmıştı.Elisa şimdi bunlara rağmen tekrar eve dönebilir miydi? Yani arkadaşlarının zorbalıklarına ,annesinin unutulduğu eve , amaçsız geçen günlere,istemediği mesleği yapmaya,babasının can yakan sözlerine geri mi dönecekti.
-Bu asla olamazdı.Çünkü Elisanın gücü tükenmişti.Ve Eliza artık mutluluğunu geri istiyordu,onun için en iyi şey ormandı ,burada kalmaktı.Elisa televizyonu kapattı.Odadaki ışık, televizyonun kapanmasıyla beraber söndü.Ve Esila yorgunluktan uyuya kaldı.
-Sabah olmuştu ,Elisa kahvaltı için aşşağıya indi,çakıl çoktan uyanmış sofada oturuyordu.Elisa çakılın kasını okşadı ve "Sen benim annemden kalan tek yadigarsın,tek dostumsun,iyi ki varsın "dedi. Herhalde dün ki düşüncelerinden sonra çakıl ona çok iyi bir dost gibi gelmişti.Elisa artık ormanı azda olsa biliyordu.O yüzden yandaki kulübede oturan her kimse onunla tanışacaktı ama önce kahvaltı yapıcaktı.Elisa çakılla beraber yemeğini yedi.Ve çıkmak için kıyafetlerini giydi,Kapıyı açtı karşısında karşıdaki kulübenin sahibi vardı!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ORMANIN ANAHTARI
Teen FictionYaşamın tüm zorluklara rağmen kendi hayatını kendi hikayesini yazan Elisa. Ormana ait olduğunu anlıyor. Ve bir maceraya atılıyor. Burada kendisini ,kalbini,ormanı tanıyor.Ormanda üç tane kulübe olduğunu bilen Elisa .O bir kulübenin gizemini çözmey...