14. Bölüm: Aras Bebek.

2.9K 156 33
                                    

Merhaba

Kitapta gerçekleşen hiç bir olayın gerçeklik ile uzaktan yakından bir ilgisi yoktur. Şahıslar, zaman, mekan ve olaylar tamamen hayal ürünüdür, gerçekliği yansıtmamaktadır.

Bu kitap başımızı her gece yastığa rahat koymamız için dağlarda yatan şehitlerimiz ve onları yetiştiren ana, babalar adına yazılmıştır.

İyi okumalar dilerim.🤍

Şırnak, İz Mevsim Öztürk anlatımıyla

Saatler akıp geçmiş gece 2.30'a dayanmıştı. Bu saate kadar bile zor durmuşken şuan Alperen den haber bekliyorduk.

Yaklaşık bir 20 dakika sonra ise kamptan yavaş adımlar ile çıkan Alperen girdi görüş açıma.

"Komutanım her şey hazır, her kes uyudu." dedi.

"Tamamdır Alperen, İz sen burada bebekle kalmak ister misin?" diye sordu Binbaşı Türk.

"Hayır Binbaşım bebeğe burada Alperen bakacak." dedim net çıkan sesimle, Alperen başıyla onayladı ve Aras bebeği kucağından aldı.

"Emredersiniz komutanım." diyip rahat gördüğü bir noktaya oturdu.

"Hadi o zaman biz de timi toplayalım." dedi Binbaşı ardından hareketlendi ve önümden yürümeye başladı.

Timin yanına vardığımızda hepsi hazır bir şekilde bekliyorlardı, Alparsalan abi yerini alırken bizde susturucularımızı taktık ve tam bir şekilde hazır konumuna geldik.

"Evet beyler ve İz yapacağımız orta da ve açık 1 tane bile canlı adam bırakmayıp çocukları kurtaracağız." dedi Binbaşı Türk.

Hepimiz onu kafamızla onayladık ve kamp alanına doğru yürümeye başladık etraflarını sarmıştık kaçacak yerleri yoktu.

İlk kurşun Alparslan abinin gözcüyü vurmasıyla atıldı. Ardından çadırların içlerini tek tek taramaya başladık.

İki grup halindeydik bir grup önden tarıyor bir grup geri kalanı topluyordu. Onları uykudayken yakaladığımız için bize karşı bir saldırı olmamıştı.

Kamp alanının temizliğinden emin olup hemen koşarak çocukların olduğu yere gittim. Mahzen gibi bir yerdi. Kapıdaki kilidi tabancamın kabzasıyla kırdıktan sonra kapıyı açıp içeriye girdim.

"Barlas hemen ilk yardım kitlerini bulup buraya gelin." dedim ve çocuklara baktım. Bana korku ile bakıyorlardı.

"Korkmayın ben Türk askeriyim size zarar vermem sizi kurtarmaya geldim." dedim.

Bir bana bir kolumdaki bayrağa baktılar sonra gülümsediler. "Hoş geldin abla." dedi içlerinden biri, yoğun dozda madde aldıkları her hallerinden belliydi.

Barlas gelince kollarından serumla çıkartıp ilk yardım yaptık, dayak yiyenler vardı onların yaralarını sardık.

Bir zaman sonra askeri araçlar geldi. Tim çocukları kucaklarına alarak araca götürdüler. "Şahin, Göktuğ ve Yusuf çocuklar ile gidiyorsunuz." dedi Binbaşı Türk.

KURT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin