29. Bölüm: Görev Dönüşü.

2.1K 164 29
                                    

Merhaba

Kitapta gerçekleşen hiç bir olayın gerçeklik ile uzaktan yakından bir ilgisi yoktur. Şahıslar, zaman, mekan ve olaylar tamamen hayal ürünüdür, gerçekliği yansıtmamaktadır.

Bu kitap başımızı her gece yastığa rahat koymamız için dağlarda yatan şehitlerimiz ve onları yetiştiren ana, babalar adına yazılmıştır.

İyi okumalar dilerim.🤍

Şırnak, İz Mevsim Öztürk anlatımıyla

Ben hâlâ çocuklarıma sarılırken omuzumda el hissettim bu elin sahibi Karun'du tabii ki, kollarını açmış çocukları ona vermemi bekliyordu.

Hem Aras'ı hem de İzem'i onun kolları arasına koydum ve arkamda beni bekleyen adama doğdu döndüm parmak ucuma yükselip boynuna sarıldım. O da aynı beni göreve uğurlarken yaptığı gibi sırtımı sıvazladı. Bu sarılmalar gerçek manada his taşımıyordu.

Selim'den ayrıldıktan sonra arkamı döndüm ve "Hadi içeriye geçelim." dedim ve elim ile kapıyı gösterdim.

Karun zaten bildiği salona doğru adımlarken diğerleride onun peşinden annesi takip eden yavru ördek gibi yürüyorlardı.

"Hadi oturun 5 dakikaya yemek hazır olur." dedi evimizde ki görevli abla. Ona tebessüm ettikten sonra ardımdan kapıyı kapatıp ben de salona girdim.

"Dayım benim yakışıklım." diyerek Aras'ı seviyordu Karun. İzem ise Mahira'nın kucağındaydı. Bir zaman sonra Aras kollarını Mahira'ya doğru açarak kucağına gitmek istedi.

"Vay şerefsiz." dedi Karun kınar bir ses tonuyla. "Oğlumla düzgün konuş." diye bir uyarı geçtim.

Aras Mahira'nın kucağına gidince Karun'da İzem'i kucağına aldı ve onunlada ufak bir tanışma gerçekleştirdi.

Ardından ikisinin de oyun odasına gitmesi gerektiğini söyleyerek çocukları Zeynep ablaya verdim.

"Biz tanışmadık ben Yüzbaşı Karun Öztürk bunlar ise tim arkadaşlarım Kıdemli Üsteğmen Mahira Türk, Üsteğmen Ömer Deli, Teğmen Furkan Canveren ve Teğmen Mustafa Arslan." diyerek kendisini ve timini tanıttı.

"Memnun oldum Yüzbaşım bende Binbaşı Selim Yılmaz." dedi Selim ardından Mahira'ya döndü ve "Sen Binbaşı Türk'ün kardeşisin değil mi?" diye sordu.

Mahira sadece kafasını salladı.

"Selim bey İz hanım sofra hazır." diye seslendi çalışan abla.

"Geliyoruz." dedim ardından sakince ayağa kalktım. "Hadi bakalım güzel bir yemek yiyelim." dedim ve hepsini kalkmaları için teşvik ettim.

Hepimiz ayaklanmış ve yemek masasına oturmuştuk. Yemeklerimiz servis edilmiş ve kimse çıtını çıkarmadan yemeğe başlamıştı. Bu sofranın sessizliğini hiç ama hiç sevmiyordum.

"Abla Albay timin dağılabileceğini söylüyor sence dağılır mıyız?" diye sordu Taha sesinde ki hüzün oldukça belli oluyordu.

Benden sonra biraz aksamıştı tim, bu yüzden Albay onları tehdit etmek istemişti.

"Kurtuluş timini ben kurdum kurarken kimse bana bir şart sunmadı yanımda kimsede yoktu yani benden izinsiz bu timi dağıtamazlar gerekirse bağımsız tim haline getirim hayalet asker yaparım sizi ama genede ayırmam ve ayrılmam sizden." dedim net şekilde.

KURT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin