Bölüm 1

976 61 16
                                    

Bir eylül günüydü havalar yeni serinlemeye başlamış, yapraklar sararmıştı artık, o gün üniversitede bir hareketlilik vardı.Üniversiteye yeni gelen öğrenciler yol yordam bilmeyip arayış içinde herkesle kaynaşmaya çalışıyorlardı...
Gökalp ülküdaşlarını temsilcilikte topladı ve onlara şöyle dedi;
"Bakın beyler biz Ülkü ocaklıyız ve bundan dolayı belli başlı sorumluluklarımız var, biz bu üniversitede uçan kuştan bile sorumluyuz, özellikle sizden istediğim yeni gelen öğrencilere sahip çıkın onlara abilik yapın.Hepiniz kendi bölümünüzde ki öğrencilerin kitaplarıyla ders notlarıyla ilgilenin, gariban çocukları belirleyin ve özellikle onlara hissettirmeden yardım edin. Allah hepinizin yar ve yardımcısı olsun"
Odadakiler hep bir ağızdan amin dediler.
Gökalp, işletme bölümü 3.sınıf öğrencisiydi, Ülkü Ocakları tarafından fakülte reisi olarak atanmıştı. Hiç boyun eğmez tavrı, bilge kişiliği ve düzgün hitabeti onun üniversite eğitimine aslında çokta birşey kazandırmamıştı, hatta bir çok zararı dokunmuştu.Uzun boylu ince yapılı yakışıklı bir genç...
Herkese dediği gibi o da kendi bölümüne gelen öğrencilerle ilgilenmek için ayağa kalktı ve o ayağa kalkınca herkes birden ayaklandı.
Niyeydi bu saygı, insan neden kendi yaşındaki birisi ayağa kalkınca, ayağa kalksınki diye, bir cok insan böbürlenip itaat etmezdi oysa ki bu saygı göreve ve lidere duyulan saygıydı ama burnu havada olan insanlara bunu anlatabilmek güçtü .
Gökalp merdivenlerden çıkana kadar birçok insanla selamlaştı, okulda tanınan ve saygı duyulan birisiydi.Üç kat merdiven çıktıktan sonra isletme katına geldi bir kaç sınıf arkadaşıyla görüştükten sonra gözüne birinci sınıflardan bir grup ilişti hemen yanlarına doğru gitti, sonra basladı konusmaya;

Gökalp:Selamun Aleykum arkadaşlar hoşgeldiniz

3 kisi teker teker aleykum selam deyip Gökalp'in elini sıktılar.

Gökalp: Ben Gökalp isletme 3.sınıftayım sizi gördüm yanınıza gelip bir ihtiyacınız var mı diye sorma ihtiyacı duydum.Isimleriniz ne beyler?

Ben Akif, ben Barış, ben Oguz

Gökalp:Memnun oldum arkadaslar bir sıkıntınız olursa çekinmeyin elimden geldigince yardım ederim size

Akif:Allah razı olsun abi düşünmen yeter

Barış ve Oguz da sağol dediler
Sonra ısmarlaşıp ayrıldılar...

Gün bitmisti Gökalp okuldan çıkmış zemin katta ki eski yapili evine gelmisti. Baska sehirden geldigi için öğrenci hayatı sürmekteydi ama ev arkadaslarının kuzenleri olmasından dolayı anlasmazlık pek olmuyordu.
Eve girmesiyle çıkması bir oldu ruhu daralıyordu, icinden her zaman yaptığı gibi ırmak kenarına gidip saatlerce oturmak geldi.Yalnızlık ve sorumluluklar artık yıpratmıştı onu dört duvara sığamıyor en serin sonbahar aksamlarında bile su kıyısında oturuyordu. Yine gidip bir banka oturdu, ceketinin cebinden bir sigara çıkarttı ve yaktı. Gözlerini akan suya dikti ve düşünmeye başladı, uzaklardan gelen bir ezgiye kaptirdi kendini ve cebinden kagit kalem cikartti basladi yazmaya;

Radyoda dertli bir turkuyle alirim kalemi elime

Yine gelir aklima

Basimi yastiga koydugumdaki dusunceler

Basimi one eger bir of cekerim once

Sonra usulca izlerim etrafi

Agzimdan tek bir kelime cikmadan

Yuregimde sakladigim sirlari haykiririm etrafa

Ailem gelir aklima, arkadaslarim

Ve dertlerin en buyugu olan sevdam

Gozumden yas gelsin diye yalvaririm mevlaya

Aglasamda dokulse icimdeki dertler damla damla diye

Aglamayida beceremem bircok seyi beceremedigim gibi

Sonra durup dusunurum birkez daha

Nesin sen insanoglu

Nedir bu kaygilar

Nedir bu amaclar

Neden varki bu ofkeler

Bir off daha cekerim yuregime

Bir dert daha koyarim dusuncelerime

Nedir senin istikbal dedigin illet

Neyine yetmiyor ki tertemiz bir iffet

Nedir bu benlik kavgasi

Ebediymis gibi yasayislar

Ve bu yasayis icin tutusan alkislar

Neden var ki bu barislar

Barış ofkenin sonuymus meger

Baris iyiymis guzelmiste

Niye gerek varmis barislara

Kafamda yilmisliklar ve ettigim yemindeki yilmayacagiz yikilmayacagizlar

Ölumler,sevdalar, dostluklar,kavgalar,barislar,korkular,fikirler,utanmisliklar,ofkeler,mutluluklar,uzuntuler...

Sahi neden yaziyorum ben

Neden bu dert neden bu gaye diye dusunurken cevapliyorum butun sorulari

Şairliğim, ne şiir yazmak

Ne kitap yazmak,

Ne de kendimi kanitlamak için

En iyi siirlerini bile kaybetmiş

Tek bir şiirini bile ezbere bilmeyen adamim ben...

Yazmak içini dökmek

Yazmak kin kusmak

Yazmak en guzel ask sahnelerindeki huznu tatmak

Kelimeleri ardi ardina siralarken

Gözlerinde sevdayi bulmak

Ve sonrasi koseye burusturulup atilmis kagit parcasi...

Gökalp hep böyle karmaşık manzumeler yazar ama hic önemsemezdi.Neden yazdığını oda bilmiyordu ya da kimin için yazdığını, sevdadan bahsederken düşündüğü kimsede yoktu.Çünkü o bugüne kadar hiç bir kızı önemsememiş ve vatan aşkından gayrı aşkı tatmamıştı.

VATAN GİBİ SEVMEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin