Bölüm 8 | Dördüncü Dönem Salonu

21 10 0
                                    

Ağır ve sesli bir şekilde açılan kapının ardı karanlıktı. Levi, bizimle gelmedi. Onunla vedalaşıp kapıdan içeri girdik. İçeride tavanlar çok yüksekti. Salonun, toplantı odasına benzer parlaklıkta bir dekorasyonu vardı. İçerisi meşaleler ile aydınlatılıyordu. Oldukça sıcaktı. Öbeklenmiş bir sürü koltuk takımı ve sehpalar vardı. Gecenin geç saatleri olduğu için sadece birkaç öğrenci ayaktaydı. Ders çalışıyorlardı. Koltuklarda uyuyan bir kaç öğrenci vardı.

İçeri girdiğimizde Victoria'nın yanına, saçlarında turkuaz röfleler olan kumral bir kız yaklaştı. Victoria, bizleri göstererek konuşmaya başladı.

''Yeni gelen arkadaşlarımızı bekliyordum Cleo. Ders çalışmak için geciktim, kusura bakma. Arlo, Drusilla ile birlikte özel olarak haber yolladı. Arkadaşlarımızı karşılamak durumunda kaldım.''

Cleo, bize doğru baktı. O da Victoria gibi güler yüzlüydü. O kadar güzel bir suratı vardı ki, gecenin karanlığında zar zor aydınlatılmış odanın içerisinde bembeyaz suratı bir ay parçası gibi parlıyordu.

Güler yüzüyle üçümüzün suratını süzdü.

''Hoşgeldiniz! Umarım burayı seversiniz. Hepinizin dördüncü dönem olmasına çok sevindim. Buraya çok çabuk alışacağınıza eminim.''

Arlen gerinerek elini Cleo'ya doğru uzattı. Tam Arlen'den beklenecek bir hareketle, Cleo sol elini uzattığında eğilerek eline bir öpücük kondurdu.

''Sizin gibi biriyle burada iyi vakit geçirmemek mümkün değildir, güzel hanım.''

Cleo'nun yüzü kızardı. Elini hızla, Arlen'in elinden çekti. Kaşlarını çatarak Arlen'e baktı.

Astor'un intikam sırası gelmişti. Kardeşinin sırtına vurarak sarıldı ve Cleo'ya doğru kocaman gülümsedi.

''Ben Astor!''

Beni gösterdi. ''Bu çocukluk arkadaşımız Dorcas..''

Ardından Arlen'e baktı.

''Bu küstah olan da, ikiz kardeşim Arlen. Kendisi babama çekmiş.''

Victoria, kıkırdadı.

Gilraen ise her defasında olduğu gibi göz devirdi.

''Ben uyumaya gidiyorum. Siz yeni gelenlere yatakhanelerini gösterebilir misiniz? Arlen ve Astor, Austin ile aynı odada kalacaklar. Senelerdir yalnız olduğu için ağlıyordu.''

Ardından Victoria ve Cleo'nun cevap vermesini beklemeden arkasını döndü ve yanımızdan uzaklaştı.

Victoria, Gilraen'ın gidişini izledikten sonra gülerek, bize doğru döndü.

''Gilraen'ı takmayın. Aslında çok iyi kalpli bir kızdır. Sadece, kendini biraz yalnız hissediyor. Normalde beşinci dönem olması gerekiyor fakat geçen sene dönemini bitiremediği için dördüncü dönemini yeniden okuyor. Kendisi, benim oda arkadaşım.''

Dudaklarımı birbirine bastırdım.

''Onun adına üzüldüm.''

Demek Gilraen ile oda arkadaşı olacaktık. Biraz gergin bir tanışma yaşamıştık ama kendi arkadaşlarından ayrı kalmış olduğu düşüncesi beni üzmüştü.

Cleo, odanın ortasına doğru ilerledi. Koltuklardan birinde uyuyan kumral saçlı, ince vücutlu bir çocuğu sarsarak uyandırdı.

''Hadi kalk Sti, oda arkadaşların ile tanışmalısın!''

Çocuk, sarsıntı ile uyandı. İnce parmaklarını kullanarak gözlerini ovuşturdu. Koltukta oturur pozisyonda Cleo'ya, uykulu gözlerle, baktı.

''Sen ne anlatıyorsun? Odada sadece ben yaşıyorum. Ve bizzat ve kendim...''

Cleo, burnundan derin bir nefes verdi. Ardından çekiştirerek çocuğu oturduğu koltuktan kaldırdı ve yanımıza getirdi.

''Bunlar Arlen ve Astor, senin yeni oda arkadaşların!''

Austin, Arlen ve Astor'un kıyafetlerini süzdü ve gülümsedi.

''Memnun oldum.''

Cleo, Arlen ve Astor'a döndü.

''Bu da Austin Sonkins. Kendisi Earl'ün torunu.''

Earl'ün ismini hatırladım ve bir anda heyecanla konuşmaya başladım.

''Earl, bize çok yardımcı oldu. Bizi yaşlıların arasına soktular ve sorguya aldılar. Dediklerimize az kalsın inanmıyorlardı. Fakat büyükbaban bize çok yardımcı oldu. Ona teşekkürlerimizi iletirsen, bu beni çok mutlu eder.''

Austin gülümsedi.

''Büyükbabam, zihin okuma konusunda çok başarılıdır. Teşekkür edecek bir şey yok. Yardımcı olmasına sevindim...''

Cleo, Austin'in sözünü kesti.

''Sizi kadimler topluluğunun huzuruna mı çıkarttılar? Vay canına, ben daha önce onları hiç görmedim.''

Austin güldü.

''Ben de büyükbabamı uzun zamandır göremiyorum. Biz, Tre-Verdener'de okurken, onların bizimle iletişim kurmaları pek uygun kaçmıyor. Victoria'da büyükannesi ile okula başladığından beri çok görüşmedi. Öyle değil mi Vic?''

Victoria başı ile Austin'in söylediklerini onayladı.

''Malesef, onlarla görüşürsek, okulda çifte standarda yol açıyor. Sadece son dönemimizde, ileri seviye derslerinde, mezun olmamız için topluluğun onayı gerekiyor. Bu nedenle onlar sınavlarımızı izliyorlar.''

Austin ve Victoria'nın anlattıkları sayesinde, bir koca dönem boyunca yatılı okulda okuyacağımız düşüncesi ancak kafama dank etmişti. Duygusal olarak hissettiklerim, beni bugün çok yormuştu. Çok uykusuzdum ve bir an önce uyumam gerektiğini hissediyordum.

Victoria ve Cleo, ders çalışacaklardı ve yarınki sözlü hakkında konuşmaya başlamışlardı. Austin ise Arlen ve Astor'a dönem salonunda ne tür yiyecekler bulabileceklerini anlatıyordu.

Victoria'ya yaklaştım ve odamızın yerini sordum. Herkese iyi geceler dileyerek kalacağım odaya doğru yöneldim. Odalar, salonun etrafında konumlandırılmıştı. Yuvarlak bir şekilden oluşan büyük salonun her köşesinde oda kapıları vardı.

Victoria'nın gösterdiği odanın girişine doğru yaklaştım. Kapıyı araladığımda, geniş ve kısa bir koridorun ardından geniş bir oda göründü. Koridor bitiminde bir yatak vardı. Yavaşça yatağa yaklaştım ve aslında odanın içerisinde, sağda ve solda, iki yatak daha olduğunu gördüm. Sağ ve sol duvarda tavandan aşağı inen raflı sistemde açık dolaplar, eşyalarımızı ve aksesuarlarımızı koyabileceğimiz kutular mevcuttu.

Odayı incelerken, sağ yatakta, Gilraen'ın uyuduğunu fark etmem biraz zamanımı aldı. Diğer ortada bulunan yatağın üzerinde ise kıyafetler vardı. Sessizce boş olan yatağa doğru yürüdüm. Cebimden bir işe yaramamış olan telefonumu ve elimde büzüştürdüğüm kıyafetlerimi çantamın içerisine koydum. Çantamı yatağın altına doğru itekledim ve kendimi yatağa bıraktım.

Oldukça yorulmuş olmalıyım ki derin bir uykuya dalmam bir kaç saniye bile sürmedi.

HarriaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin