"Dünyevi cennet, benim olduğum yerdir."
| Voltaire, Le Mondain
🎵🎶: Hey, Ma, Bon Iver
Ben zemine yığılırken o üzerime çıkmıştı. Ağırlığıyla tenime bir cam parçası saplandı.Bilincim benden uzaklaştı ve ben o gün ölümle ilk kez karşılaşmak üzereydim.
İçimde kalan son soluğum tıkandı, son kez titredim.
Annem o gün beni öldü sanıp bırakmıştı.
Annem tüm gücünü akıttığı ellerini gevşetmeye başladı.
Beni o gün Cenk ve Eylül buldu.
Mike aceleyle içeri daldığında eskisi gibi sakinliği üzerinde değildi. Gözleri büyümüş, düşünmeden beni kurtarmak için atılmıştı.
Bayılmış, saatler sonra kendiliğimden geri uyanmıştım. Karanlığın çöktüğü evimizde yapayalnızdım. Acıyla doğruldum. Büyük bir cesaretle karın boşluğuma saplanan camı çıkarttım.
Mike, iyi bir adamdı. Umursamazdı ama iyiydi. Sinir bozucuydu ama iyiydi. Üzerine her ne kadar başka huylar yer edinse de özünde iyilik vardı. Görkemli bir endişeyle beni kurtarmaya çalışırken bunu görebiliyordum. Duygularının üzerini gizlemeyi seçmişti ve onu duygusuz olarak ilan etmiştik. O da bu kararımıza karşı susmuştu. Cevap alamamak, bizi haklı çıkarıyordu.
Garajın en köşesinde ağlayarak oturan annemi buldum ve 112'yi aradım.
"Masal? Bana bak! Bak ben buradayım." Almaya çalıştığım nefeslerle tüm bedenim onun kucağında sarsılırken boğazımdan geçen hırıltı kulaklarımı sağır etmek üzereydi. Korunma güdüsüyle ellerim parmaklarını kavradı. Her zaman bana yaydığı mükemmel bir gücü vardı, şimdi o güç bana uzanmak için hazırdı. "Buradayım. Sakin ol."
Garajın kapısını kilitlemiştim. Annem içeride ağlıyordu. Merdivenlere oturdum ve beklemeye başladım.
Beni o gün Cenk ve Eylül buldu.
10 Mart. O gün Eylül'ün doğum günüydü. Okuldan kaçmış ve gezmiştik.
10 Mart. Annem o gün beni öldü sanıp bırakmıştı.
Nefes alışverişim biraz daha düzene girince burnumu boynuna gömdüm. Kolları sırtımda dolanıyordu. Ruhundan ruhuma geçen o görünmez his, tüm hücrelerime dağıldı. "Seninleyim. Yanındayım, duydun mu beni?"
Bana doğru nasıl koştuklarını hala hatırlıyordum. Sessiz bir şekilde merdivenin basamağında oturuyor, yolu izliyordum. Okul formam kan içindeydi. Boynumda annemin izi, yüzümde hayatın darbesi vardı.
O gün 10 Mart'tı.Güven, onun bedeninden benim bedenime akmaya başladı. His öylesine canlıydı ki, bugüne kadar onunla tanışmadığım için kendimi boşuna yaşamış ilan ettim. Oysaki yaşam, böylesi hisler için yaşanırdı.
Ve elimde babamın vedasını tutuyordum.
🍭 🌙
II🎵🎶: Little Star, Standing Egg
Annem götürüldü. Biz odada kaldık. Orada hem doğru hem de yanlış hissettiren bir şeyler vardı.
Dakikalardır sessizce beni dinliyordu. Susmam için beni zorlamamıştı, istediğim kadar ağlayabilmem için bana vakit tanımıştı ve bu süre boyunca da yanımdan ayrılmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASAL
Teen FictionMasal, hayranı olduğu Süperstarla aynı şirkette çalışma fırsatını yakalarken bir ceset bulur. Zehirli bir elmayla bir kadın öldürülmüştür. Kanıtlar ise hayranı olduğu Süperstarı göstermektedir.