10.BÖLÜM: MARIO ARLO SALAZAR

435 3 15
                                    

"İnanç dağları yerinden oynatır."

Joseph Goebbels

🎵🎶: Do You, Yiruma

Lucas olanları gördüğünde yaşadığı hayrete rağmen devam edebildi. Sakin kalabildi ve akışa uyabildi. "Bir doktorla görüştüm buraya gelirken. Birazdan burada olur."

Zaman ilerledi. Kapı çaldı. Doktor geldi.

Oksijen maskesini genç kızın ağzına geçirdiler. Doktor asistanıyla birlikte müdahale ederken olayın detaylarını öğrenmeye çalışıyordu, ihtimaller üzerinden giderek birkaç soru sordu. "Dışarıda bekleyin lütfen, biz müdahale edeceğiz. Kriz geçirmiş gibi görünüyor."

Lucas nefesini dışarı vererek başını arkadaşına çevirdi. Mike ise öfkeliydi. "Kriz mi? Durumu kötü mü?"

"Halletmeye çalışacağım beyler, lütfen dışarı çıkar mısınız?"

Mike kükredi. "Halletmeye çalışma! Hallet!" Lucas arkadaşını zar zor odadan çıkarttıktan sonra sertçe duvara itti. 

"Sen manyak mısın oğlum? Kızı öldürmeye mi çalışıyorsun?" Ateş saçan gözleri Lucas'ın üzerindeydi. "Kapat artık şu mevzuyu. O değil işte! Kendine gel! Kıza zarar veriyorsun!"

Öfkesi karşı konulamaz bir biçimde artıyordu, hisleri ona sahipti. Hiçbir zaman onların kendini ele geçirmesine izin vermemişti fakat son birkaç haftada her şey değişiyordu. "O değil biliyorum!" Kendine zarar vermemek için yumruklarını sıkıyordu.

"Peki o zaman sette yaptıkların neydi? Bugün ileri gittiğini düşünmüyor musun?"

"Takipçiyi yakalamak istedim." Lucas hiçbir şey anlamamıştı. "Ne?" diyebildi sadece.

"Bizi her an izlediğini biliyorum, kim olduğunu öğrenmek istedim. Çocuğa söyleyecek." Derken kızın yakın arkadaşı Cenk'i kast ediyordu.

"Ne yani? Bunun için mi kıza herkesin içinde bağırdın?"

Mike'ın öfkeli bakışları arkadaşının gözlerinde geziniyordu. Çenesini sıkmıştı, dişlerini birbirine bastırıyordu. "Aniden oldu, o kadar bağırmayacaktım."

Lucas başını iki yana doğru sallıyordu, arkadaşını onaylamıyordu. Ne kadar öfkeli olduğunu bildiği için bir süre sustu. Beklemeye çalıştı ancak içindeki dürtü onu rahat bırakmıyordu. "Masal'ın yine senin evinde ne işi var peki?"

"Anlaşma yaptık."

Lucas ellerini 'pes' eder gibi havaya kaldırdı. "Ne anlaşması?" Koridorda yere doğru çömelmiş, hayretle Mike'a bakıyordu.

"Gizli kalmasını istedi. Söyleyemem."

"Ah Mike, gizli kalmalı zaten. İnsanlar ikinizin arasında bu geçeni öğrenirse çıldırırlar. Ama bana söylemelisin, Masal'a zarar gelmemesi için."

"Hayır."

"Ciddiyim Mike, Masal'a zarar gelmesini istemiyorum. O uyanınca özür dilerim bunun için ama bana söylemen gerekiyor."

Mike bıkkınlıkla ofladı. Arkadaşının haklı olduğunu biliyordu. "Ben gelmeden önce gizlice bu evde kalıyormuş. Şirketten habersiz. Kira paralarını ödeyememiş. Kalmasına izin verdim. Dediklerimi yaptığı sürece."

Lucas hayretle dudağını yaladı. "Vaov, ondan açık açık yararlanıyorsun yani? Kızı bir de kölen mi yaptın? Aferin sana Mike."

"Sana ne oğlum!" Ardından bir küfür savurdu ama Lucas Mike'ın küfürlerine alışıktı, umursamadı.

MASALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin