"Olasılık ve mucize aynı anlama gelir."
|Prentice Mulfold
🎵🎶: State of Grace, Taylor Swift
Ofisin kapısı yavaşça açıldı. Cenk'le Melis gülüşerek bir konudan bahsediyorlardı. "Evet, evet bende diyorum nereden çıktı!" Yeniden güldüler. Cenk elindeki kahveyi masama koyarken poğaçayı da ağzıma tıkmıştı. Dikkati Melis'le konuştuğu muhabbetteydi.
"Teşekkür ederim." Dedim kısaca. Halen yemek yememiştim ve Cenk bunu elbette ki anlamıştı. O hep anlardı. Kahveden bir yudum alıp bilgisayarda düzenlediğim fotoğrafa geri döndüm.
"Pamuk Prenses, bir gün de geç kalma ya." Yaptığım işe dalmıştım, Cenk'in söylediğiyle irkildim. Pamuk Prenses olmak istemiyordum, hikayedeki gibi olmamıştı. O elma gerçekten zehirliydi ve tek bir ısırıkla ölümü vaat ediyordu.
"Ne yapayım oğlum senin gibi özel taşıtlarla gelmiyorum ben. Bende tek taşıt bacaklarım var o da çürümek üzere artık."
"E diyorum sana ben alayım diye." Bazen beni işe Cenk getirirdi ama onun çekimleri benimkilerden erken olunca önce gitmek zorunda kalıyordu. Bu gibi zamanlarda arabayı bana bırakıp kendi başka şekilde gitmeye çalışıyordu. Bunu da ben kabul etmiyordum çünkü Cenk'in arabası epey pahalıydı ve bende fazla sakar bir insandım. Devamını söylememe gerek yoktu bence.
"Masal bu akşam bir şeyler içmeye bizim bara gidelim diyoruz, ne dersin?"
Melis'i elimle geçiştirdim. Yalan söyleyecektim. "İşim çok şunları bitirmem lazım. Başka zaman."
Melis'in sıcak dokunuşu hemen omuzlarımın üzerine kondu. "Çok durgunsun uzun zamandır." O gün olanlardan hiçbirinin haberi yoktu. O gün eğer Cenk'le orada olmasak bizimde haberimiz olmayacaktı. Mike Prad'in olaylara karıştığından habersiz onunla çekim yapmaya devam edecektik. Kendime güldüm. Oysa Mike Prad'in karıştığı olaydan haberim vardı ve onunla çalışmaya devam edecektim. "Senin için toplanmak istiyoruz aslında. Biraz kafan dağılsın diye."
O sırada Bade heyecanla odaya girdi. Konuyu kapatmama yardım ettiği için ona minnettardım. "Millet! Mike gelmiş! Siktir, çok yakışıklı lan! O nasıl ağzı burnu var!"
Cenk yüzünü buruşturuyordu, ona bende katıldım. "Onun çekimleri yarın başlıyor. Neden bugün gelmiş?"
"Eviyle ilgiliymiş sanırım."
Heyecanla onlara döndüm. "Ev mi?" Bade başını salladı. Beni fark etmiş miydi yoksa? O zaman evdeyken neden yakalamamıştı?
Cenk şüpheyle bana bakıyordu. "Cem Bey onu senin olduğun eve getirmedi değil mi?"
Hızla başımı iki yana salladım. "Yoo hayır, yani aslında ben yeni bir ev buldum. Bu sabah ondan geç kaldım." Cenk'in bakışı daha da şüpheciydi artık. Neden ona söylemediğimi soruyordu, bu bakışı biliyordum. Artık Bade'ye kesinlikle minnettar değildim. "Hani benim üniversiteden Leyla diye bir arkadaşım vardı ya beni aradı da bu sabah, ev arkadaşı arıyormuş, bir bak istersen dedi. Kirası da uygundu."
"Yeri neredeymiş?" Dedi Bade masumca. Sinirle ona döndüm. Bu saf kız her şeyi ortaya çıkaracaktı.
"Nasıl tarif etsem bilemedim. Yakın yahu, çok uzak değil. Olursa haber veririm size." Deyip önüme döndüm. Resimle ilgileniyormuş gibi birkaç dakika oyalandım. Bu gidişat hiç iyi değildi. Cenk dışında ikisi tatmin olmuş gibiydi ama onun ikna olmadığını biliyordum.
"İş çıkışı gidip bir bakalım mı?" dedi gözlerini benden ayırmadan.
"Olur ama apart aslında ev. Kız öğrenci apartı. Ve erkekleri almıyorlar. Ondan fiyatı da ucuz." Gülümsedim. Fotoğrafları elimde toparlayarak ayağa kalktım. "Şunları Cem Bey'e göstereyim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASAL
Genç KurguMasal, hayranı olduğu Süperstarla aynı şirkette çalışma fırsatını yakalarken bir ceset bulur. Zehirli bir elmayla bir kadın öldürülmüştür. Kanıtlar ise hayranı olduğu Süperstarı göstermektedir.