7. BÖLÜM: YOLLARI MÜHÜRLEYEN ANLAŞMA

516 3 19
                                    

"İçinde bir tutam delilik olmayan hayat, eksik bir hayattır."

|Paulo Coelho

🎵🎶: This Is Why We Can't Have Nice Thing, Taylor Swift

Süründüğüm için havada olan kalçam hızla yere indi. Tüm varlığımla kalkıp kaçmaya çalıştım fakat bir el benden önce davranıp bileklerimi sıkıca kavramıştı. "Sen ne halt ediyorsun burada?" Yüzündeki korkunç ifadeyle beni izlerken kelimeler bana bir türlü uğramıyordu.

Esmer kız yavaşça yataktan kalkarak göğüslerine bastırdığı yastığı yere fırlattı. Utanarak gözlerimi yere çevirdim. Sosyal hayatta ne kadar utanmazsam böyle konularda da o kadar utangaçtım. Kendi hem cinslerime dahi bakamayacak kadar hem de.

Derin bir nefes alıp gözlerimi ona çevirdim. Korkunç öfkesine rağmen dikkatimi çeken şey başka oldu; bana benziyordu. Benim çok daha güzel bir versiyonumdu; ama gözlerinin rengi, yüz yapısı ve saç rengi gerçekten de beni andırıyordu. Şaşkınlığın koynundaydım.

Yanıma gelip uzun boyuyla yukarıdan beni süzerken anlayabilmem için bilerek İngilizce olarak mırıldandı. "Neler oluyor Mike?" Sanki mimiklerimiz dahi benziyordu.

Mike'ın ise yüzünde anlayabildiğim tek hareket yoktu. Gözlerini benden bir saniye olsun ayırmıyordu. Bileğimi güçlü ellerinden kurtarmak için çabaladım ama başarısızdım. "Şimdi öğrenirim." Diyerek hızla beni kenara çekti. "Seni sonra ararım. Şimdi git."

Kaba tavrı benim dahi ağırıma giderken kız iyiden iyiye çıldırmıştı. Elbiselerini elinde gelişigüzel toparlayıp odadan çıktı. Biraz sonra dış kapının çıkardığı gürültülü sesi duyduk. Mike'ın ne kadar umursamaz biri olduğunu biliyordum, karakteri böyleydi; hiçbir şey onun sınırları içinde bir değere pay biçilmiyordu. Biliyor olmama rağmen yine de bu kabalığı her seferinde şaşırmama neden oluyordu; çünkü milyarlarca yıl dahi uğraşsam sahip olduğu bu şeyi anlayamayacak, uygulayamayacaktım.

Karşımdaki yarı çıplak bedene kaçamak bakışlar atıyordum. "Gözlerime bak." Gözlerimi anlık gözlerine çevirdim, sonra hızla geri önüme döndüm. "Gözlerime bak dedim!"

"Bakıyorum!" Sinirli bakışlarımı siyahlığında gezdirdim.

Sakinleşmeye çalışarak etli alt dudağını ıslattı. "Burada ne arıyorsun?" dedi tane tane. Boğazımı temizledim. Bakışlarım ayak parmaklarıma sürdüğüm beyaz ojede geziniyordu. İşte her şey burada bitmişti. Bence ben tüm günahlarım için af dilemeye başlamalıydım.

"Sana diyorum." Islak saçlarıma baktı ardından gözleri yeniden üzerimde gezinme başladı. O etli dudaklar şimdi alayla kıvrılmıştı. "Biz bu tişörtü az önce çıkartmamış mıydık?" Biz? Ah doğru. Mavi gözlü esmer ve o. "Göründüğünden daha akıllısın." derken eli tişörtün altına gitti ve tek hareketle tişörtü yukarı kaldırdı.

Eline vurarak bağırdım. "Çek şu elini!"

Buna aldırmadı, kolayca tekrar tişörtü havaya kaldırdı. Sanki yer çekimi dahi ondan yanaydı. "İç çamaşırım yakışmış." Dudağını dişliyordu. "Bunu bilerek yaptın. Beni baştan çıkarmak için, değil mi?"

Neredeyse yuvalarından fırlamak üzere olan gözlerimle haykırdım. "Ne?"

"Ama başardın," Gözleri edepsizce gri iç çamaşırına kaydı. "Değişik fantezilerin varmış." Gözlerini bacaklarımdan sonra usulca gözlerime dikti. "Bu hoşuma gitti."

Ağzım hayretle açıldı. Bu halimi görünce dudağının kenarı biraz daha kıvrıldı. "Seni daha utandıracak bir şey söyleyeyim mi?" Yüzünü yaklaştırarak nefesini suratıma üfledi. "O baksırı daha bugün üzerimden çıkarmıştım." İmayla sol kaşını kaldırdı.

MASALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin