15.BÖLÜM: YEŞİL PERİ

253 3 15
                                    

"Hayal gücü gerçek sihirli halıdır."

| Norman Vincent Peale

🎵🎶: Out Of The Woods, Taylor Swift


Mike elleriyle anında ağzımı kapattı. Mario ise o sırada kıkırdıyordu.

Aniden durdu. O durunca küçük kalabalığımızda durmuştu. "Senin bir alakan var mı bu olayla?" dediğini duydum. Başımı yavaşça kaldırmış, yüzümün neredeyse tamamını kaplayan eline rağmen ona bakıyordum. Suratındaki ifadeyi görünce yeniden başımı aşağı indirmiştim.

"Saçmalama, benim ne alakam olabilir? Çaktırmadan götürmüş kız resmen." dedi Mario heyecanla. Mike birkaç İspanyolca kelime savurdu ve beni sürüklemeye devam etti.

Setten çıktığımızda Lucas'ın bizim kızlarla konuştuğunu sandım. "Tamam siz sıkıntı yapmayın, ayılır birazdan evine bırakırız."

Birkaç telaşlı konuşma, endişeli söylemler...

Her şeyi o an fark etmiştim sanki. "Aman tanrım Mike!" Arabanın yanına gelmiştik ve beni içine sokmak üzereydi ama ona bakarak bu denli şaşkınlıkla bağırdığımı görünce nedenimin ne olduğunu merak etti.

Ellerimi heyecanla birbirine çarptım. Dengemi sağlayamayınca kemikli elleri beni dirseklerimden yakaladı. "İnanamıyorum, bu sensin." diye inledim.

Gözlerim dolmuştu. O ise ne yaptığımı fark edince derin bir iç geçirmiş, dudaklarını birbirine bastırmıştı. "Bir kez fotoğraf çekinebilir miyiz? Lütfen. Hep sizinle tanışmak istemiştim."

Kirpiklerini dahi kırpmıyordu.

"Mike?" dedi Lucas. "İyi misiniz?"

Dudaklarımdan bir iç çekiş süzüldü. "Sonunda seninle tanıştım."

Mike gözlerini kapattı ve öylece bekledi, yüzünde garip bir ifade vardı.

Aniden beni hareket ettirip yolcu koltuğuna oturtturdu ve bana bakmadan kemerimi bağlayıp sürücü koltuğuna yerleşti. Mario ve Lucas arka koltuklarda çoktan yerlerini almışlardı. Araba çalışırken yerimde dans ediyordum. Ağzıma kendi uydurduğum bir şarkı takılmıştı. "Mike Prad'le tanıştım. Mike Prad'le tanıştım..."

Gergin çenesiyle yolu izliyordu. Lucas hayretle bana bakıyordu, Mario ise elini ağzına koymuştu. "Bizim kız uçtu."

Mario'nun sesini duyunca hızla arkama dönüp çattığım kaşlarımın altından ona baktım. O kafama rağmen yaptığını hatırlamıştım, Mario'nun insan üzerinde böyle bir etkisi vardı işte.

"Şşt, bana bak sarı civciv. O nasıl sarı be?" Dedim kendimi tutamayarak. "Kafana güneş mi sıçtı senin?" İkisi bir an gülecek gibi oldu. Mario homurtusunu öksürüklere dönüştürüyordu. Mike'dan korkmasının sonucuydu bu.

"Nerden buldu bu kız alkolü setin ortasında!"

Arabadan ses çıkmadı. İki büklüm olmuş koltuğun köşesinde duruyordum. Elimi korkarak havaya kaldırdım izin almak istercesine. Mike'ın öfkeli bakışları bir robot edasıyla bana döndü. Ondan o an çok korktum. Hemen elimi geri yerine indirdim ve yüzümü dizlerime gömerek bakışlarından kaçmaya çalıştım.

"Söyle," dedi korkunç bir fısıltıyla. Az önce konuşmak için elini kaldırmamışım gibi saklanarak başımı daha da gizlemeye çalıştım. "Masal beni deli etme, çıkar şu kafanı da söyle."

"Söz ver kızmayacaksın." Halen kafamı gömdüğüm bacaklarımdan kaldırmadığım için sesim boğuk çıkıyordu.

Sinirle iç geçirdi. "Tamam kızmayacağım." Kafamı yerinden yavaşça kaldırdığımda Lucas'la Mario'nun güldüklerini duydum, Mike ise onların tavrından oldukça uzaktı.

MASALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin