20.BÖLÜM: UYUYAN GÜZEL'İN BEKÇİLERİ

128 3 0
                                    

"Bir gün bana, normal bir hayat yaşayamıyorsa elinden geldiğince anormal bir hayat yaşayacağını söylemişti."

|Kasımda Aşk Başkadır

🎵🎶: Devil In Me, Halsey

Kulakları sağır eden çığlığımla gözlerimi araladığımda etrafımda yoğun bir hareketlilik vardı. Önce karanlığı seçebildim. Endişe dolu bir beden hemen üzerimde duruyor, beni güçlü kollarıyla sarsıyordu. Yanımdaki diğer bedenler korkuyla kasılmış, bana bakıyordu. "Masal! İyi misin?"

Hızla atıldım ve kollarımı boynuna doladım. Ağlıyordum. Yüzüm sırılsıklamdı. Sadece gördüğüm rüyada değil, gerçekte de ağlamıştım. "Şşt," dedi bu hareketimle iyice kasılan bedeni. "Sadece bir kabustu."

Kollarının sırtıma dolandığını hissettim. "Burası gerçek. Sadece kâbus görüyordun." Dedi ninni gibi gelen sesiyle.

Konuşamıyordum, şiddetli hıçkırıklarım yüzünden nefes bile alamıyordum. Mike bunu fark etmiş, korkuyla geri çekilip bana bakmıştı. "Masal?"

Mario'nun endişeli sesi kulağıma çalındı. "Mike neler oluyor?"

Lucas biraz gerimizde bir telefon görüşmesi yaparken odanın içinde volta atıyordu ve tedirgin bakışları üzerimdeydi.

"Masal!" dedi Mike sakin tutmaya çalıştığı sesiyle beni uyarırken. Gözlerine bakmam için beni zorladı fakat karşımdaki aynı siyah gözler, durumumu daha da zora sokuyordu. "Masal, nefes alamıyorsun!" İri elleri çenemi avuçladı.

"Kahretsin!" diye bağırdığını sandım bir yerlerde Lucas'ın. Mario ise başını ellerinin arasına almış, öylece kalmıştı.

En azılı şeylerden dahi etkilenmeyen, her şeye rağmen dimdik ayakta duran, umursamaz görünen ve hiçbir şeyin onları yıkamayacağını düşündüğüm bu üç adamın sanki kanatları koparılmıştı. Acı, hepsinin gözlerindeydi.

İri dudaklarını alnıma bastırdı. "Masal, yanındayım. Seninleyim güzelim, nefes al."

Mike... Zihnim ismini sessizce fısıldadı. Varlığı ruhuma dokunuyordu. Varlığı ruhumu hissetmiş, ruhumda onu hissetmişti. İçimdeki yangın biraz olsun hafifledi.

Dudakları yeniden alnıma dokundu. Alına konan öpücük üçüncü gözü temsil ederdi. Anlamı çok daha derindi: kişinin ruhunu öpmek demekti. Ruhumuzun hissedildiği yerdi. Bu yüzden alına dokunulan dudaklar, ruhu öpüyordu. Ve buraya bırakılan öpücükler esasen ruhunun varlığını görüyorum demekti.

"Seninleyim, güzelim." Dudakları yavaşça alnıma tekrar dokundu. Uzun süre orada kaldı. Ruhu, ruhumu öptü.

Devamında zaman, normal seyrinden daha hızlı ilerledi. Bir doktor geldi, artık iç çekişlere dönen ağlamalarımın yanı sıra beni muayene etti. Mike hemen yanımda elimi tutuyordu. Lucas ve Mario diğer tarafımdaydı. Stetoskopun soğuk yüzeyini göğsümde hissettim. Doktor, gözlerime bir ışıkla baktı. Birkaç şey söyledi. Kafamdaki gürültüden hiçbirini duyamıyordum fakat etime gömülen iğneyi hissettim. Sonra ağzıma oksijen maskesi geçirildi.

Doktor serumuma sakinleştirici verirken kasıklarımda garip bir sızı peyda oldu. Bir an tüm bedenim kasıldı ama daha sonra bilinçsizliğin kollarına uzandım. Artık acı yoktu.

Saatler sonra gözlerimi açabildiğimde kendimi çok yorgun hissediyorum. Gözkapaklarım bedenime çok ağır geliyordu. Birçok denemenin ardından açabildim onları. Bu girişimim anında fark edildi. "Masal?"

Üzerime eğilen yüze baktım. Rüyamda beni yakalayan siyah gözlerle neredeyse aynıydı. Fakat karşımda bir çocuk değil, bir adam duruyordu.

Dudakları alnımın üzerine naif bir biçimde konduğunda huzurla gözlerimi kapadım yeniden. Ruhunun varlığını görüyorum. Biraz sonra araladığımda beni izliyordu. "İyi misin?"

MASALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin