Merhaba♡
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. Yorumlarınız beni mutlu ediyor <3
Keyifli okumalar!
Bu kitapta yer alacak olan kişi ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür. Gerçek kişi ve kurumlarla hiçbir ilgisi yoktur.
🖤
RAİLWAY KASABASI
Bölüm Şarkısı: Au Feminin
4. BÖLÜM "ELİ YARALI ADAM"
Dedemi ve babaannemi bir rüya gördüğüme, bu yüzden korkup çığlık attığıma ikna edip odadan gönderelim biraz oluyordu. O andan itibaren de yatağımın kenarına oturmuş, elimdeki mavi şişeye bakıyor ve aklıma gelen o ihtimali düşünüyordum fakat sanırım yanılmıştım.
Düşündüğüm şey gerçek olamazdı. Devrim, beni öldürmek istemiş olamazdı, bu mantıklı bir varsayım değildi. Evet, belki bir anlık korku ve öfkeyle böyle düşünmüş olabilirdim ama şimdi bunun tam aksini düşünüyordum. Çünkü beni öldürmek istemesi için bir nedeni yoktu. Bunu istiyor olsaydı eğer odama gizli gizli girip beni öldürmeye çalışmak yerine, elinde beni idam etmek için fırsatı varken kullanır ve işini yasal yollarla hallederdi. Hem bu işin içinde mantıklı olmayan birçok şey vardı ve bunları öğrenmeden bana rahat yoktu.
Öğrenmek için de elimdeki tek şey; beni öldürmeye çalışan kişinin elinde saklayamayacağı kadar derin yaralar olduğunu bilmemdi ve bu, göz ardı edemeyeceğim kadar büyük bir kanıttı benim için.
Kendimi yatağa bırakıp odamın ahşap tavanını izlerken bunu kimin yapmış olabileceğini düşünmeye devam ettim. Fakat bu düşünceyle sabahı ettiğim hâlde aklıma hiçbir şey gelmemişti ve artık düşünmekten delirmek üzereydim.
Sabahın ilk saatlerinde yatağımdan çıkıp da gri elbisemi zorlukla giydikten hemen sonra dün geceden beri elimden bir an bile olsun bırakmadığım şişeyi cebime koyup saçlarımı güzelce ördüm ve bugün olacaklara kendimi hazırlayıp odamdan çıktım.
Henüz çok erken olduğu için hâlâ herkes uyuyordu. Bu yüzden ilk işim bahçeye çıkmak, arka taraftaki odunluğa gitmek ve bir sepet odun getirmek olmuştu. Getirdiğim odunlarla sobayı yaktıktan sonra da banyoya girip elimi yüzümü bir güzel yıkayıp mutfağa geçmiş ve kahvaltı hazırlamıştım. O sırada babaannem ve dedem de uyanmışlardı. Ben masayı kurarken babaannem de Elina'yı uyandırmıştı.
Hep birlikte yaptığımız kahvaltıdan sonra babamın da kahvaltı etmesine yardımcı olmuş ve daha fazla oyalanmadan evden ayrılmıştım. Tabii acele etmemin bir başka nedeni de Brice gelmeden askeriyeye girmekti. İki hafta sonraki evliliği kabul etmiştim, hem de hiç kimsenin zorlaması olmadan ama mutlu değildim. Kendimi mutlu hissetmiyordum. Oysa dün de daha önce de ona evet derken böyle hissedeceğim aklımın ucundan dahi geçememişti ve artık çok geçti. Bu yüzden de bu hisle baş etmeyi öğrenmem ve mutlu olmaya çalışmam lazımdı. Çünkü o iyi bir adamdı. Kardeşinin aksine gerçekten iyi bir adamdı ve onu kendi mutsuzluğumla mutsuz etmeye hakkım yoktu.
Askeriyeye ulaştığımda ve içeriye girdiğimde karşılaştığım ilk şey yine o garip bakışlar olmuştu. Burada bir kadın görmeye alışık değillerdi ve bakışlarıyla bunu yeterince belli ediyorlardı. Sanırım iki hafta sonra bu bakışlardan da kurtulacaktım. Tabii her şey Brice'in istediği gibi ilerlerse...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RAİLWAY KASABASI
Teen Fiction1872 yılının acımasız topraklarında, Railway Kasabası; kanunların değil emirlerin hüküm sürdüğü, itaatsizliğin idamla cezalandırıldığı bir yerdir. Gün batımından sonra sokaklara adım atmak yasakken ve herkes bu kurallara boyun eğmişken Valencia Prid...