5.BÖLÜM "MARY JONES

4.4K 468 936
                                    

Merhaba ♡

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen, yorumlarınız bana ilham veriyor <3

Keyifli okumalar!

❤️

RAİLWAY KASABASI

Bölüm Şarkısı: Laura Pergolizzi - Lost On You

5. BÖLÜM "MARY JONES

Boğuluyormuş hissine kapılıp sıçrayarak uyandığımda nefes nefese kalmış ve soğuk soğuk terliyordum. Beni bu hâle getiren yine aynı rüya olmuştu. Bu kaçıncı görüşümdü bilmiyorum ama bir türlü geçmek bilmiyordu. Gözlerimin önünde bir gerçeğe dönüştüğü hâlde kendimi kurtaramamıştım bu rüyadan.

Gözlerimi kapattım, derin nefesler alıp kendime gelmeye çalıştım. Ta ki birinin "İyi misin?" diye sorduğunu duyana kadar.

Gözlerimi hızla yeniden açtığımda yanımda oturan Brice ile göz göze geldim ve etrafıma bakındım. Evimde değildim, askeriyede de değildim. Sanırım burası şifahaneydi. Son olanlar bir bir aklıma geldiklerinde burada oluşum garip gelmedi ama yanımda sadece onun oluşu garip geldi.

"Bilmiyorum," dedim Brice'in sorusuna karşılık ve devam ettim. "Ne oldu bana?"

"Komutanın odasında bayıldın," dedi ve kaşlarını çatarken sordu. "Hatırlamıyor musun?"

Aslında gayet net hatırlıyordum bayıldığımı ama buna neyin neden olduğunu bilmiyordum. Ortada hiçbir şey yokken neden böyle olmuştu ki?

"Komutan ile konuşmaya gelmiştim," dedi Brice, gözlerim yeniden onu buldu. Her ne kadar bastırmaya çalışsa da şu an öfkeli olduğu her hâlinden belliydi. "Odaya girer girmez sizi gördüm," dedi, o an bir kez daha zihnimde canlandığında düşündüğüm tek şey gözlerinde gördüğüm öfke olmuştu.

Bu yüzden de kendimi açıklama ihtiyacı hissedip "Düşecektim sanırım, komutan tuttu beni," dedim, bunu büyük bir sorun hâline getirmemesini umut ederek.

"Evet, daha sonra fark ettim ben de bunu," derken o ana dair gördüğüm bir şeyi daha hatırladım, ellerini... Bu yüzden de gözlerimi hızla ellerine çevirdim ve aynı yaraları bir kez daha gördüm.

"Ellerine ne oldu?" diye sordum dayanamayarak ve daha da dikkatli baktım yaralarına. Tırnak izlerine hiç benzemiyordu ki... Daha çok keskin bir şeyler kesmiş gibiydi...

Brice'in gözleri sanki ellerinde ne olduğunu bilmiyormuş gibi ellerine kaydı ve yaralarını gördü. Ardından da "Bahçeyle ilgilenmek istemiştim biraz ama pek bir bilgim olmayınca böyle kendimi yaraladım işte," dedi ve gözlerime baktı yeniden. "Önemli bir şey değil ama, endişe etmene gerek yok. Sen daha önemlisin şu an."

Tereddütle gülümsedim. Doğru söylüyor olabilir miydi? Gerçekten de bahçe işleriyle ilgilenirken mi olmuştu? Ama o söylemeden de zaten yaraların tırnak izlerine benzemediğini düşünmemiş miydim?

"Seni düşündüren şey ne?" diye sordu endişeyle.

"Sadece neden bu hâlde olduğumu merak ediyorum, sabah uyandığımda iyi hissediyordum kendimi," dedim ve düşündüğüm şeyleri gizlemeye çalıştım. Ondan böyle bir şey için şüphe ettiğimi bilmesi işime gelmezdi.

"Sanırım bizim yüzümüzden," dedi Brice mahcup bir tavırla. "Hekim, zehir yüzünden olabileceğini söyledi," dedi ve devam etti. "Birkaç gün böyle şeyler olabilirmiş," derken gözlerime bakamamıştı bile.

RAİLWAY KASABASI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin