Kızlar öyle yani. Bende düşündüm taşındım kontrolü nasıl elime alırım.Ben hastayım tamam mı o yüzden berili de hasta yapıcam
Deyyyuuum🦭
--
Kolumda hissettiğim acı ile gözlerimi araladım. Uyuduğumda çok yorgundum ve şimdi kolumdaki acı beni delirtiyordu. Yaşlı bir doktor, umarım doktordur, koluma serum takıyordu ve alnımda da soğuk bez vardı. Etrafa garip garip bakmaya başladım. Ben gayet iyiydim niye şimdi ölecek gibi hissediyorum.
Benim en pis huyum hastayken, azıcık bile boğaz ağrısı olsa, deli gibi naza çekmem. Belki çocuk gibi davranmam. Adama baktığımda bana hiç bakmıyordu. Sadece kolumla ilgileniyor ve çantasına bir şeyler koyup duruyordu. Uyandığımı fark edince bana nezaketen gülümsedi.
"Geçmiş olsun"
Ona daha tepki veremeden başını eğip yavaş adımlarla odadan çıktı. Neden hasta olabileceğimi düşündüğümde, dün gece eve gelmeden önce dondurma yemeğe gittiğimizi ve gördüğüm bütün dondurma çeşitlerini yemek isteyip, hepsini Nisaya aldırdığım aklıma geldi ve hepsini de yedim. Enayi parası.
Dünkü şeyler aklımdan geçerken boşta olan elimi alnıma koydum ve sırıttım. Koca bir iç çekmemle odanın kapısı açıldı. Gelenin Nisa olduğunu gördüğümde hemen gözlerimi kapadım ve kurban rolünü oynamaya çalıştım.
"Hiç şansın yok Beril. Ben sana demedim mi o kadar dondurma fazla gelir diye ha? Hiç nazlanma. Haklı değilsin çünkü"
Gozlerim kapalıyken yediğim azar sinirimi bozmuştu. Haksız olabilirim ama hastayken azarlanmak istemiyordum. Dudağımı büküp kafamı yana çevirdim. Al işte trip. Mutlu musun şimdi?
"Olabilirim, hasta olabilirim tamam mı? İnanamıyorum ya hiç çekmiyorsun beni. Pişman da değilim bir kere. Bir daha olsa bir daha yaparım."
Köpek gibi nazımı çekmesini bir kenara koyup dediğim sözlere ben bile inanamadım. Valla ben olsam çekmem beni.
"Yap sen yap güzelim. Hatta kalk bir daha gidelim. Bu sefer bayıl ama tamam mı? Normal hasta olma"
Kafamı hemen ona çevirip gözlerimi açtım. Ona bakarken kocaman bir oflama bıraktım. O da bana sinir bir şekilde beni taklit etti. Hasta olduğum için kavga ettiğimize inanamıyorum ya. Bana çatık kaşlarla bakan gözlere daha fazla bakmak istemedim. Sinir oldum o yüzden gözlerimi çektim.
"Bu serum ne zaman çıkacak, istemiyorum bunu."
"Hemen biter sabret biraz"
"Offffffffff!"
"Oflama Beril"
"UFFFFFFFFFF"
bir eli ile kaşlarına baskı uygulayıp çatık kaşlarını gevşetmeye çalışan Nisa ile daha çok öfleme sinir bozucu ses çıkarmaya başladım. Nisa kendi etrafında dönüyor Allah'tan sabır dileniyordu. Hasta olmamı istemediğini biliyordum ve bu yüzden sinirlendiğini de biliyordum ama ben de keyfi hasta olmamıştım ki. Hem o hasta olsa ben onunla bebek gibi ilgilenirdim.
Yarım saatlik süre boyunca Nisayi sürekli sinir etmiş, sürekli konuşmuş ve onun konuşmasına da izin vermemiştim. Bir yandan ona üzülsem de narsist tarafım daha ağır basmış üzülmemi engellemişti. En sonunda doktor gelip serumu çıkardığında büyük bir rahatlama gelmişti. Tekrardan selam verip ayrılan doktordan sonra hemen doğruldum ve ayağa kalktım.
Ayağa kalkmamla beraber sendelemem de bir olmuştu. Nisa gelip beni tutmasa belki yere bile düşebilirdim. Nisa dirseklerimden tutmuş beni kendisine çekmişti. Kafamı kaldırıp ona masummuşcasına baktım. Yermi yemez mi artık ona kalmış kardeşim.
Nisanın yüzündeki 'biliyordum' ifadesi ile daha çok salağa yatmış ona bakmaya devam etmiştim.
"Nisa yıkanmak istiyorum"
"Yürüyebilir misin?"
"İstemiyorum kucağına al beni"
Ellerimi boynuna dolayıp söylediğim istekle beraber beni kucağına aldı. İki bacağımı beline doladım. Elleri ile bacaklarımdan destek alarak tutarken banyoya doğru ilerledi. O yürürken başımı omuzuna koydum ve uzun saçları ile oynamaya başladım. Banyoya girmemize rağmen beni hâlâ indirmemiş, suyu hazırlıyordu.
"Su ne renk olsun?"
"Hmmmm mavi olsun ama hayır dur, mor da olsun. Hem mavi hem mor."
Nisa beni kucağından indirdiğinde küvete mor ve mavi toz döktü. Bunu gerçekten çok seviyordum. Onu sabırsızlıkla beklerken, su iyice köpürdü ve çok güzel bir görüntü oldu. Çok da güzel kokuyordu. Nisa bana baktığında hazır olduğunu anladım. Yavaşça üstümü çıkardım ve küvete girdim. Üstümü çıkarırken artık utanmıyorum çünkü zaten çok ayıplı şeyler yaptık.
Ben büyük kuvette boylu boyuna uzanırken o banyodan çıktı. Muhtemelen bir şey almaya gitti ve geri gelecekti.
Nisa geldiğinde elinde bir şarap şişesi ve bardağı getirdiğini gördüm.
Bir anda gözlerim kocaman açıldı. Lütfen bana da izin versin de içeyim Allahım lütfen. Ona istekle bakarken o 'bokumu ye' dercesine gülüyordu.
Küvetin başına oturdu ve bana bakmadan bardağın içine biraz kırmızı şarap doldurdu. Ben onu izlerken bardağı hafifçe salladı ve burnuna yaklaştırıp kokladı. Bir dudağı yukarı kalkarken başını onaylarcasına sallayıp bir yudum aldı. Şuan o kadar çok canım çekmişti ki."Nisa ben de içeyim mi? Belki hastalağıma da iyi gelir he"
"O yalan bilgi. İçersen daha kötü olursun"
"E ama canımı çektirdin. Ayıp, günah diye bir şey var. Hadi ucundan bakayım"
"Tüh ya. Öyle mi olmuş. Kahroldum Beril "
Ona yan bir bakış atıp önüme döndüm ve ufladım. Arkamdan duyduğum hafif gülme sesiyle ondan biraz uzaklaştım. Etrafımdaki köpüklerin içinde kendimi boğarken daha deminki stresim gitmiş yerini çocuksu heyecan almıştı. Hatta belli bir süre sonra Nisayı da unutup tamamen köpüklerle oynamaya başlamıştım. Terapiydi gerçekten.
Uzun bir süre kendi kendime takılıp Nisanın varlığını unuttuğumda arkadan gelen sesle tekrardan gerçek hayata döndüm.
"Beril hadi yeter bu kadar, hasta olacaksın"
Büyük bir nefes alıp onu kafamla onayladım. Her ne kadar bütün gün böyle kalmak istesem de Nisa buna hayatta izin vermezdi. Pembe bornozumu getirdiğinde ayağa kalktım ve sudan çıktım. Kemiklerim tamamen rahatlamış ve sanki hiç uyumamış gibi tekrardan uykum gelmisti.
Nisa bornozu üstüme geçirip havluyla saçlarımı kurulamaya başladığında, kafam aşağıda işini bitirmesini bekliyordum. En sonunda bitirdi ve elimden tutup beni kıyafet odasına getirdi. Tamamen kendimi ona bırakmış hiç bir şey yapmıyordum. Bir anda gitse saatlerce onu ,hiç bir şey yapmadan, bekleyebilirmiş gibi hissediyordum.
Nisa odada saçlarımı kurutup bir kaç krem sürdüğünde iyice mayışmış gözlerimi de kapatmıştım.
Üstüme pembe pijamalarımı da giydiğimde bütün gün uyumak için hazır olduğumu anladım.Bugün o gün.
Görev 1:
Bütün gün yatGörev 2:
Nisadan sürekli bir şeyler isteGörev 3:
Nisayı gıcık et ve haklı çıkGörev 4:
Nisayi sakinleştirip öpEllerim belimde günlük görevlerimi düşünüp ne kadar yorulacağımı anladığımda iç çektim. Nisa benim gibi bir sevgiliye sahip olduğu için gerçekten çok şanslıydı ya.
-----
Bu bölüm çok çerezlik.
Sırf hasta olduğum için beklediğim ilgiyi yazdımBirisi bana Nisayi bulsun lütfen🫂
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Love Your Money, Mommy♡/gxg [TAMAMLANDI]
Teen FictionEski sevgilinin hayatıma bir anda tekrardan dahil olmasıyla değişen hayatım. Bu ışıltılı hayatı ben seçmedim✨️