scene nineteen

492 42 7
                                    

Selam,yeni bölümümüz ile geldim.
Yine uzunluğundan dolayı son dakikalarda yetiştirebildiğim bir bölüm oldu.

İyi okumalar dilerim.

🌪

Kendimden Hallice,
Rakı İçmeyi Bilmesen Tanışabilir Miydik?

"O gece simsiyahlığın içinde ikimiz için de bir sahne yarattın. Ben sensizliğe büründüm,sen sensizlikten beni alıkoydun. Kollarının arasındayken bana tekrardan yaşamı vaad ettin. Her şeyden birhaberken göğüs kafesime bir iz daha bıraktın. Ve ben bu ize hep sadık kalacağım sevgilim. Bu geceyi unutmayacağım. Seni unutmayacağım. Peki ya sen? Sen sevgilim,bana lazım olan sen..."

🌪

Gözlerimi oldukça yoğun bir şekilde gözüme temas eden güneşten dolayı araladım. Görebildiğim tek şey tavan olduğundan gözlerimi ovlayarak olduğum yerde doğruldum. Doğrulmamla birlikte olduğum yerden dolayı bedenim şokla kasıldı. Zehir misali kokusu ciğerlerime nüfus ederken hem buradan köşe bucak kaçmak isteyip hemde sonsuza kadar burada kalmak istememin nedenini düşünmekteydim.

Ellerimle yüzümü kapattım ve kendime gelmek için bedenime zaman tanıdım. Kokusu,beni sakinleştirmeye yetiyordu. Normalde zar zor uyuyor olsam dahi onun olduğu ortamda direkt uykuya dalabiliyordum. Normalde uyuduğum zaman dilimleri içerisinde bile kabus görsem dahi onun yatağında,onun kokusuyla uyurken hiç kabus görmüyordum. Nefes nefese uyanmıyordum.

Kokusu,uyumamı sağlıyordu.

Kokusu,merhemimdi.

Kokusu,yaramdı.

O benim her şeyimdi ve hiç kimsemdi. Hayatımın her yerinde onunla ilgili bir parça vardı. Göğüs kafesimdeki dört odacıklı organ bir tek onu gördüğünde işlevini kaybediyordu. Bir tek onun kokusuyla uyuyordum ve bir tek onun kollarındayken her şeye rağmen güvende hissedebiliyordum.

Güven. Benim ona karşı beslediğim bir duygu olacaksa bile bu kesinlikle güven olmamalıydı. Zaten ben ona güvenmiyordum ki. Sadece kollarının arasındayken kendisini dışında beni herkesten koruyabilecekmiş gibi geliyordu.

Bir tek kendinden koruyamazdı beni.

Ellerimi yüzümden çektim ve yataktan indim. Odadan çıkmadan etrafıma bakındım. Odasında ebeveyn banyosu olduğunu fark ettiğimde oraya doğru yöneldim. İçeri girdiğimde aynada kendimle yüzleştim. Çok kötü gözükmüyordum. Bu yüzden üstünde durmayarak yüzüme soğuk suyu çarptım. Ardından kenarda bulunan havluyla yüzümü kuruladığımda tam anlamıyla kendime gelmiştim.

Banyodan çıkarak odaya geri döndüm ve daha sonra odadan da çıktım. Merdivenleri de hızla indiğimde bir süre öylece durdum. Ne yapacağım konusunda bir fikrim yoktu ve evde kimse yok gibi görünüyordu. Kimse yoksa aslında...her neyse. Her neyse,İdil.

Ben yine düşüncelerimin arasında kaybolmuşken arkamdan gelen ses ile arkamı döndüm. Sesler mutfaktan geliyordu. Bu yüzden iç çekerek mutfağa doğru ilerlemeye başladım. Henüz içeri giremeden karşılaştığım görüntüyle birlikte tekrardan şaşırdım. Bu çocuk beni çok şaşırtıyordu. En azından bu aralar.

Üzerinde beyaz bir tişört,altında ise siyah bir eşofman vardı. Saçları dağılmıştı. Hayır,saçlarını karıştırmıştı. Genelde streslendiğinde saçlarını karıştırırdı. Sinirlendiğinde veya heyecanlandığında eli ensesine giderdi ve...konumuza dönelim. Tezgaha yaslanmıştı ve kahve makinesindeki kahvesini beklemekle meşguldü.

BAR TABURESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin