-Selamm kısa bir bölüm olacak çünkü bunlar son bölümler
malum artık sona yaklaşıyoruzzzzzz. İyi ve neşeli okumalar-Şarkı Adı: Mabel Matiz-Lan
Kubilay Aka/Hayko Cepkin-Gamzendeki ÇukurBanyodan çıkalı yarım saat olmuştu ve ben hiç konuşmadan Ares'i geçiştirerek odamıza çıkıp yatağa uzanmıştım. Elimi karnımın üzerine koyduğumda orada bir şeyin olduğunu bilmek beni ürkütüyor bir yandan da mutlu ediyordu.
Ama ben daha okulumu bitirememiştim ki çocuğa nasıl bakacaktım? Anne olmayan hazır mıydım? Bu sorular içimi kemirip duruyordu.
Yerimden doğruldugumda kapı çaldı. Açıldığında kapının eşiğinde ki Ares'i ve endişeli gözlerini gördüm.
"Gelsene sevgilim" dediğimde hızla odaya girdi ve yanıma oturdu. Ona söyleyecektim bunu bilmeye hakkı vardı.
"Ahenk'im, güzel sevgilim ne oldu da birden bitap düştün?" diye sordu usulca elini saçlarıma daldırarak. Gözlerine baktığımda hâlâ endişeyle bakıyordu.
"Ares benim sana söylemem gereken bir şey var" diye girdim söze, bir yerden başlamam gerekiyordu.
"Buyur güzelim" dedi beni kendisine doğru çekip alnımı öperken.
"Ben.." lafı gevelemek istemiyordum ama bu nasıl söylenir bilmiyordum da.
"Sen?"
"Ben hamileyim" dedim gözlerimi sıkıca kapatarak. Ares'e bakmak istemiyordum, biliyorum çocuk istiyordu ama bu ardı kesilmeyen olaylardan ötürü..istemeyebilirdi.
"Ahenk sen ciddi misin?" diye sordu ayaklanarak. Kafamla onayladığımda Ares bir kahkaha attı ilk başta delirdiğini sandım ama sonra bana sarılarak ağladığında bunun sevinçten olduğunu kavradım.
"Sevindin?" dedim şaşkınlıkla. Kaşlarıni çattı.
"Ne bekliyordun ki? Tabii ki sevineceğim" elini ensesine götürdü "bizim karışımımız olan bir çocuk ha?" güldü "şaka gibi" dediğinde oturup elini karnımın üzerine koydu.
Gözyaşlarına üçüncu kez hakim olamayan bordo bereli bu sefer sevinçten ağlıyordu.
"Burda bir bebek mi var? Hemde bizim bebeğimiz?" dediğinde kıkıradım. Onun bu haline gülmemek elde değildi.
"Evet orada bir bebek var ve o bizim bebeğimiz" dedim burnumu çekerek.
"Canım karım," alnımi öptükten sonra karnıma eğildi "Canım bebem" dediğinde yüksek sesle kahkaha attım.
"Bebem mi?" dedim alayla.
"Evet bebem, hem cinsiyeti ne? Belli oldu mu?" dedi sabırsız bordo bereli.
"Ares henüz mısır tanesi kadar, ne cinsiyeti Allah aşkına" dedim sitemle. Elimle yüzünü okşadığımda gözünden düşen yaşlarin arasında o gülüşü bana can veriyordu. Özellikle de gamzesi.
"Bunu kutlamalıyız" dedi bir anda ayağa kalkarak. "Ben herşeyi halledeceğim sen hiç yorulmayacak sadece kıyafetlerini giyeceksin" dedi.
"Ares dur bismillah" dedim ellerimi savurarak.
"Bu saatten sonra beni kimse durduramaz aşçı kız" dedi ardından telefonunda birkaç tuşa basıp birilerini aradı.
Telefonu kapattığında yanıma eğildi "Güzelim bu gece bizim için özel olsun istiyorum, hem zaten bayadır bunun planıni kuruyordum bebek biraz da bahane oldu" dedi elimin tersini öperek.
"Peki, bebeğimize isimde seçer miyiz?" diye sordum heyecanla. Ares güldü.
"Bakarız elbette," dedi ve ayağa kalktı "Şimdi ben organizasyon için gidiyorum kapıda Gürbüz var canın bir şey isterse ona söyle hemen alır getirir" saçlarımi öptü "tamam mı güzelim?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN SAVAŞI *TAMAMLANDI*
RomanceDudaklarımızdaki bir dal sigara gibi hayat, içimize çektikçe çürütür insanı. Aslında asıl hata budur: Öleceğimizi bile bile aşkı yaşamak istemek, yenileceğimizi bile bile bir savaşa girmek ve en kötüsü olan da o savaşı kaybedip yine başa dönmek. Are...