ÖZEL BÖLÜM: PARALEL EVREN

24 5 1
                                    

-Bu bölüm tamamen ben istedim diye olucak kskdjds. Açıkçası
Ares ve Ahenk'i, Deniz ve Eslem'i bir de paralel evrende
okuyun istedim.-

-Burda birkaç değişiklik var o yüzden 'Aa bu neden böyle?' gibi
tepkiler vermeyinizzzz.-

-İyi ve neşeli okumalar 🌸-

Tamamen bitap düşmüş bir halde okuldan çıkmış otobüs durağına doğru gidiyordum. Durağa vardığım sırada otobüs geldi. Tanrı'ya şükür bir de ayakta beklemek zorunda kalmamıştım.

İçerisi tıklım tıklım olan otobüste yer bulamadığım için ayakta durmak zorundaydım. Yağmurdan kaçıp doluya tutulmuştum.

O sırada kafamı hafifçe yana çevirdiğimde arka tarafta elinde bir kitap gözünde bir gözlük olan çocuğu gördüm. Türkiye'de hâlâ böyle gençler var mıydı cidden?

Bu görüntü içimi ısıtmıştı.

Tekrar önüme döndüğümde otobüs durup birkaç kişi daha aldı. Zaten yeterince doluydu neden hâlâ almaya devam ediyordu? Nefes bile anlamıyorduk!

Ben buna odaklanmışken arkadan bir ses duyuldu.

"Hanımefendi bunu belinize bağlar mısınız?" dedi otoriter ve yumuşak bir ses. Sağıma döndüğümde az önce ki kitap okuyan çocuk bana hırkasını uzatıyor bir yandan da az önce binen adamın kolunu büküyordu.

"Neden?" diye sordum şaşkınlıkla.

"Çünkü bu halsiyetsiz adam sizin fotoğraflarınızı çekmeye çalışıyor" dedi öfkeyle. O an kan beynine sıçradı.

Adama yaklaşıp "Ver telefonunu" dedim.

"Yok öyle bir şey bayan" dediğinde hızla boğazını sıktım. "Rica etmedim ver dedim"

Telefonunu aldığımda gerçekten de bacaklarımın fotoğraflarını çekmişti.

Telefonu yere atıp üzerine bastığımda kolumdaki çantamı kavradım. Kafasına hızla vurmaya başladığımda herkes şok içinde bana bakıyordu.

"Sen hangi hakla, sıfatla, yüzle neyine güvenerek benim fotoğrafımı çekiyorsun!" diye bağırdımda vuruşlarım gram eksilmemiş hatta daha da sertleşmişti. Acıyla inleyen adam elimi tutmaya kalktığında bu sefer gözlüklü çocuk çevik bir hareketle adamın kolunu kavrayıp büktü.

"Birincisi: Bayan denilmez hayvan, ikincisi: sana dava açıp donuna kadar alacağız" dedi. Sesindeki tını hem korkutucu hem de sertti.

"Erkeklik," dedim kafasına daha sert vurarak "Bacak arasında duran o şeyle olunmuyor piç kurusu. Erkeklik: namusla, halsiyetle, beyninizi kullanarak olunuyor"

Adamı otobüsten indirene kadar dövmüştüm. Gözlüklü çocuk ise bana yardımcı olmak namına kolunu her seferinde daha sert tutup büküyordu. Polis geldiği sırada ikimizin ifadesini almak için arabaya bindirdiler.

İkimizde emniyetten çıktığımızda çocuğa döndürdüm yüzümü.

"Teşekkürler," dedim. Hâlâ sinirim geçmemişti maalesef.

"Lafı olmaz" dedi tek nefeste. Sesi yumuşak bir tınıdaydı hâlâ.

"Bir kahve ısmarlasam," gözleri bana döndüğü sırada cümlemi açıkladım "teşekkür babında"

AŞKIN SAVAŞI *TAMAMLANDI*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin