-Merhabaaaalar bölümü erken atmaya karar verme sebebim
maalesef ki haftasonu programımın fazlasıyla dolu
ve koşturmacali geçecek olması. Neyse iyi ve neşeli okumalar
🌸🌟-Şarkı Adı: Miia-Dynasty
Day6-I Need Somebody
Hepimiz Vedat'ın cenazesine katılmış, ailesine ve eşine başsağlığı dilemiştik. Vedat eşi ve çocuğunu yalnız bırakmıştı bu koskoca içi boş dünyada oysaki daha gencecik bir karısı ve küçücük bir çocuğu vardı. Gözyaşlarını elinin tersiyle silen Ares mezarın başındaki kız çocuğunun yanına gidip oturdu."Merhaba güzellik," dedi sesindeki titrekliği saklamaya çalışırken. "Merhaba amca" diye cevap veren, dünyalar tatlısı o kız; önce bana sonra Ares'e baktı.
"Babam ne zaman uyanacak?" diye sordu elleriyle yüzünde ki saçları çekmeye çalışırken. "Ben onu şimdiden çok özledim"
Ares oturduğu yerden kalkıp birazcık uzaklaştı. Bu sefer ben kızın yanına çömeldim. "Adın ne bakalım senin?" diye sordum.
"Ada" dedi dudağını büzerek. O kızda kendimi görüyordum; benim gibi baba sevgisine hasret büyüyecek, babasından doya doya göremediği sevgiyi başkasında arayacaktı.
"Kaç yaşındasın Ada?" dediğimde parmaklarıyla beşi gösterdi. "Anladım, demmeki beş yaşındasın" kafasıyla onayladı.
"Adacım baban şimdilik bir yolculuğa çıktı," gözleri açıldı "ama en kısa zamanda geri dönecek" dedim. Şimdilik babasının ölümünü bilmemeliydi, beş yaşındaki bir çocuk için fazla ağır bir durumdu.
Oysa ben altı yaşımda annemin ölümüne şahit olmuştum.
"Ne zaman dönecek?" dediğinde cevap veremedim. "Yarın mi? Ondan sonraki gün mü? Haftaya mı?" gözleri doldu.
"En kısa zamanda," dedi Akın sessizliğini bozarak. Cenaze boyu hiç konuşmamış, sadece başsağlığı dilemek için ağzını açmıştı. Ada kafasını eğdi. Akın'ı tanıyordu, ama Ares'i tanımıyordu.
"Hadi Ahenk gidelimde Eda rahatça içini döksün" Akın'a dönüp baktığımda yanına Vedat'ın eşi vardı. "Tekrar başın sağ olsun Eda" dedim ayaklanarak.
"Vatan sağ olsun" gözleri dolmuştu ama ağlamamak için direniyordu. "Şimdilik ona söylemeyin bence," içli bir nefes verip Ada'nın olduğu yere baktım "onun için ağır olur"
"Onu hep bir kahraman olarak anlatacağım kızıma" dedi gözlerinden bir damla yaş düşerken.
Acıyla gülümsediğimde Akın'ı alıp tam hız Ares'in yanına gittik. Ares ağlamaktan şişmiş olan gözlerini bir kez daha zorlayıp ağlamıştı.
"Güçlü dur Korkmaz, unutma sen bir bordo berelisin" dedi Akın sigarasının ucunu ateşle buluştururken.
"Ben bordo bereliyim duygusuz bir robot değil" diyen Ares sigarasını çıkarıp ucunu yaktı. "Askerler için duygu ön planda olmamalı," Akın sigarasından uzunca bir duman çekti "ne yapacağız onu söyle, plan ne?" diye sorduğunda Ares'in cevap vermesini beklemeden atıldım lafa.
"Bence zaaflarından vurmalıyız" dedim. "Tıpkı onun gibi"
"Bir mafyanın nasıl bir zaafı olabilir? Levent diyorsanız onu seviyor ama canını ortaya koyacak kadar mı bilemem" Ares'e döndü "orası şüpheli yani"
"Bence tam olarak canını ortaya koyacak kadar seviyor ama," dedi Ares kalçasını ağaca yaslarken "Boran'ın başka bir zaafı var ve ben onu buldum bile" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN SAVAŞI *TAMAMLANDI*
Storie d'amoreDudaklarımızdaki bir dal sigara gibi hayat, içimize çektikçe çürütür insanı. Aslında asıl hata budur: Öleceğimizi bile bile aşkı yaşamak istemek, yenileceğimizi bile bile bir savaşa girmek ve en kötüsü olan da o savaşı kaybedip yine başa dönmek. Are...