Doğruluk

208 30 117
                                    

Tavşan maskesinin ardına saklanan, karanlığın içindeki figür, sessizliğin hüküm sürdüğü kurumuş nehrin deliğinde, kan dolu küvetinde yüzer. Yabaniliğin, masumiyetle harmanlandığı bir paradoksu gizler yüzünde. Her kulacı, boşluğa fısıldanan bir sır gibi yankılanır delikte. Görkemli cinayetleri, bir sanat eseri gibi dikkatlice tasarlanmış kurgulardır. Her hareketi, her dokunuşu lirik dansının parçasıdır.

   Gökten inen siyah kaseti tak video oynatıcına, yaklaş otuz yedi ekranlık tüplü televizyonuna. Pür dikkat izle tavşanın elleriyle yeryüzünde işlediği ilk cinayetini. Makaralar dönerken meraklı gözlerin ışıldar. Görünür karıncalı bulanık buğulu camda amatörün çektiği siyah beyaz filmin gizemli ismi "K.A.B.B.I.T."

   Görüntü netleştiğinde, elindeki beyaz gülleri boyar yanında duran bağırsakları dışarıya çıkmış kurbanın kanıyla takım elbiseli şarkı mırıldanan tavşan. Tanıdık gelir siması sana, yerde uzananın. "Bu dünyanın bir operaya ihtiyacı yok..." der mırıltısında tavşanın müzikali sergilenirken tüm evrende.  Büyük bir neşeyle ayağa kalkar sevimli beyaz suratıyla, dans ederek kana bulanan gülü organları çıkartılmış adamın ağzına özenle koyar. Tıpkı yemeklik domuzun ağzına yerleştirilen tanrının yasak elması gibi.

  Ekran kararırken tavşanın yabaniliği aydınlanır küçük televizyonda. Arkada kurbanının nefesi yankılanır karanlık odada, tavşanın varlığını kutsal bir ritüelle selamlarcasına. Masum olan kameranın soğuk lensine yaklaşır, temizler beyaz gömleğine gölge düşüren kravatın ucuyla.

Bir günahın itirafı gibi gerçeği belgeleyecektir birazdan takım elbiseli, şık tavşan. Ölümün şiirsel tasvirini kurbanın üzerine ince ince işler körelmiş neşterle. Yankılanan çığlıkları senfoni orkestrası yönetir gibi yöneten zarif bir şeftir adeta.

  Usta bir ressamın elindeki yumuşak fırçasıdır paslı bıçak. Kurbanın vücudunun farklı yerlerine dokundukça soğuk metal, kandan zarif bir tablo oluşturur. Gerçek sanat, tavşanın ellerinde yatar. İnce kesikler, kan akışını sağlar fakat kurbanın ölmesini engeller. Alınan son nefesler her zaman teatral, dramatik olmalıdır tavşan için. Ani gelen ölüm, hiçbir zaman seyirciye eğlence sunmaz diye düşünür.

  Kurbanın bedeninden süzülerek yayılır kanlar beton zemine. Kesikler, hayatın son demlerini sergileyen kırmızı birer çiçek gibi açılır. Tavşan, hayranlıkla bakar şaheserine. Bir şeyler eksiktir pürüzlü sanat eserinde. Kameraya döner kürkü kızıla çalan yabani masum surat. Yaklaşır ve ekran kararır...

  Gözlerin açılır, nefesin kesilir, şaşkınlıkla izlersin deli tavşanın efsanesini. Elindeki, tavşanın sandığında gizli yüzlerce kasetlerden sadece birisi. Şahit oldukça işlenen ilk cinayete, içindeki vahşi hayvan uyanır bir yerlerde. Ekran aydınlanır, kana susayan sen, büyük bir iştahla televizyona daha çok yaklaşırsın.

  Kamera kurbanın boynundadır artık. Tavşanı izlersin korkuyla. Sana doğru kanlı bıçakla yaklaşır... Yaklaşır... Yaklaşır... Başını yana yatırarak gözlerine bakar. Gerçek bir yırtıcı hayvan gibi. Masumiyeti kaybolmuş, gülümser maskenin ardından. Görünmeyenin derin gamzesini hissedersin.

REQUIEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin