36. Bölüm

16K 2K 744
                                    

Merhaba 🤍

İyi okumalar 🦋

Bakışlarımı kaçırıp dans eden çiftleri izlemeye başladım. Biraz daha yaklaştım ona. Başımı göğsüne yasladığımda saçlarıma küçük bir öpücük bıraktı. Saçlarımı her öptüğünde küçük Pınar mutluluktan çıldırıyordu. Alışık değildim. Saçlarım yıllarca okşanmak yerine çekilmişti. Sanki o da bunu biliyormuş gibi sürekli saçlarımı öpüyordu.

Belkide bilmiyor hissediyordu.

Seven hisseder derler ya... Belkide Ali hissediyordu.

Bakışlarım Yunus'a takıldı. Alelacele dışarı çıkarken bir yandan telefonla konuşuyor bir yandan etrafa bakınıyordu.

Birden göğsüme bir ağrı düştü. Ali'nin ensesinde olan bir elim kalbime doğru giderken ağrının neyden kaynaklı olduğunu anlamaya çalışıyordum. Ablam,eniştemin kollarından ayrıldı. Masaya ilerlerken sessizce olanları izliyordum. Bir yanım huzurluyken bir yanım huzursuzdu.

Sanki birisi kalbimin üzerine çıkmış acımasızca kalbimi tekmeliyordu.

Eniştem, Kamer'i kucağına alırken ablamla birlikte Yunus'un arkasından gittiler. Masadaki herkes dışarı çıkarken Ali'ye döndüm. Ali ters giden bir şeylerin olduğunu anladığında dansı bitirdi.

Bense gitmek istemiyordum. Hissediyordum. Bir şeyler oluyordu ya da olmuştu. Bu olan şeyin bana vereceği zarardan korkuyordum. Yinede Ali'yi uğraştırmak istemedim.

Ali'nin kolunu tutmuş bir vaziyette salondan çıktığımızda Yunus,ablama bir şeyler anlatıyordu. Esra ağlayan Kamer'i eniştemin kucağından alırken ablam,enişteme tutundu.

Etraftaki gürültüyü susturmaya yemin etmiş gibi atan kalbim ayakta durmama yardımcı olmuyordu.

Ablamla,Yunus'un bakışları bana döndü. Ayaklarımın boşaldığını hissettiğim sırada Ali,bütün kolunu belime sarıp beni kendisine yasladı.

"Niye dışarı çıktınız?" Diye sordum zor bela topladığım cesaretimle.

Ablam bana doğru ilerlerken bir adım geriye gittim.  Ali'den ayrılıp bir adım daha geriye gittiğimde başımı iki yana salladım. "İstemiyorum. Söyleme tamam." Dedim hızlıca.

Ablamın yıllar sonra ilk defa gözyaşı döktüğünü gördüm. Yunus arkasına dönerken anneannem sessizce yeri izliyordu.  Sümeyra teyzenin yüzündeki üzgün ifade kalbimdeki tekmelerin çoğalmasına sebep oldu.

Ablam sarılmak istedi ama izin vermedim.

"Pınar'ım." Dedi. Sesindeki kırık parçalardan biri kalbime saplandı ve öylece kaldı. Ne çıkarmaya çalıştım ne de kanın durması için bir çaba sarf ettim.

Kalbimin kanamasına izin verdim.

"Deme bir şey." Arkama dönüp gitmek istedim ama izin vermedi. Kolumu elinden kurtarmak istediğimde engel oldu. İstediğim tek şey hıçkıra hıçkıra ağlamaktı.

Ama ablam buna izin bile vermiyordu.

İstemiyordum. Bir şey söylemesini istemiyordum çünkü biliyordum. Kiminle ilgili konuşacağını biliyordum. Ondandı bu korkum. Ondandı kaçmak,gitmek işteyişim.

"Ölmüş." Dediğinde yer yarılsında içine gireyim çok istedim.

Elini kolumdan çektiğinde öylece karşımdaki kapıya bakmaya başladım. Sesler kesildi. Duyduğum tek ses onun sesi oldu.

"Dönmem gerekti çünkü ölüyorum."

"Beni dinlemek zorundasınız. Son zamanlarımı sizinle geçirmek istiyorum."

-ACEMİ MÜSLÜMAN- Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin