13. DÖRDÜNCÜ YALAN

1.1K 90 70
                                    

Çelik - Dilberim 😔

"Vur beni; o gözler, o kaşlar ne işe yarar?

Yor beni; feryatlar, figanlar beni oyalar."

💃🏼🐣keyifli okumalar🥂🥳

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

💃🏼🐣keyifli okumalar🥂🥳

13. DÖRDÜNCÜ YALAN

Yorgun geçen gecenin devam eden sürecinde Belçin Hanım'a beni rahatlatacak bir izahat vermiştik. Durum bildirilince o da söylediği gibi ekiplerin dahil olmasını sağlamış, böylelikle cinayet hakkında soruşturma başlatılmıştı.

İlk önce teşkilat binasında sıcağı sıcağına bir analiz toplantısı yapıldı, ardından savcılıktan gelecek malumata kadar Belçin Hanım bize bir günlük istirahat tanıdı. Yatağımda yalnız ve sessiz bir gün geçirmiştim. Onca hareketlilik ve kalabalıktan sonra sığındığım bu boş ev ilk başta yüreğime garip bir his bıraktı. Oysaki ben sessizliği ve yalnızlığı her zaman sevmiş, hatta bunun için evden bile kaçmıştım. Bu yüzden garip hissin yaydığı huzursuzluğa aldırmamaya çalıştım ama istirahat vakti boyunca o duygu başucumdan ayrılmak bilmedi.

En sonunda ertesi gün kurumdan bir çağrı geldi, üstümdeki pasaklı hale bir son verip oraya gitmek üzere tekrar hazırlandım. Giyindiğim dar siyah elbise ve arkada hafifçe tutturduğum siyah saçlarım geçen günlere nazaran özenli duruyordu. Aynada birkaç defa yan dönerek kendimi kontrol ettikten sonra evden ayrıldım.

Kuruma geldiğimde içeri girerken Gökçe'yle karşılaştım, o da beni görünce dağınık kaküllerini sallaya sallaya yanıma geldi. Bir süredir hiç konuşmadığımız için heyecanlı görünüyordu, onun bu hallerini seviyordum. Fakat herkesin içinde samimi bir karşılaşma yaşayamadan aramıza mesafe koyduk ve beraber yürümeye başladık. "Döndün sonunda," derken alt dudağını dişledi Gökçe, içinde saklayamadığı bir kıpırtı her zaman vardı. "Çok merak etmiştim seni."

Turkuaza benzeyen parlak gözlerine bakıp savsak bir tebessüm ettim. "Evet geldim."

Gökçe tek kaşını usulca havaya kaldırdı, sesinde ciddi değil sadece aksine muzip bir ton vardı. "Biraz yorgun görünüyorsun ama?"

"Yoo değilim," dedim hemen, yorulduğumu hiçbir zaman kabul etmeyecektim.

Tekrar imalı bir bakış attı, bir yandan da gülüyordu. "Sallama şimdi Yakut, duyduğuma göre gece çok yoğun geçmiş?"

Sözleri epey yaramazdı, ben de gülerek göz devirdim. "Hmm... Bayağı ateşliydi."

Başka zaman olsa benden duyamayacağı şekilde konuşmamın ardından Gökçe de dudaklarını aralayarak şaşkınca baktı bana ama gülüşü hala devam ediyordu. Açılan kapıdan asansöre binip en arkaya ilerledik, önümüzde birkaç personel daha vardı ama bizi duyacak gibi değillerdi. "Şimdi şakası bir yana," derken gülüşünde yavaş bir azalma oldu, artık kulağıma yaklaşıp fısıltıyla konuştu Gökçe. "Ahmet Akdeniz cidden alevler arasında kalmış, bu sizinle alakalı mı kaza mı oldu?"

SARRAFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin