Selam elmalı turtalarımm
İyi okumalarr🦋💙
+++++++
Rüzgar, bu deniz macerasında rezil olmaya yüz tutmuş gibiydi. Hayır işin kötü yanı da, Bade denilecek gereksiz insanın Rüzgar'ın arkasından suya bodoslama dalmasıydı. Yemin ederim kızı meteor sandım yani. Hayır senin neyine ordan atlamak kardeşim? Ordan bakınca Seyit Onbaşı'na mı benziyorum?
Elli kilo kız üstüme uçunca suyun dibine battık. Hayır kız üstümde olduğu için yüzerek çıkamıyorum da. Nefesim kesilmeye başlamıştı. Oksijenim tükendiği için enerjimi daha fazla harcamamak adına çırpınmayı bıraktım. Daha çok dibe batınca, Rüzgar ve Acar'ın suya atladığını gördüm. Zaten son gördüğüm şey Rüzgar'ın bana aşırı yakınken kendine daha uzak ama Acar'a daha yakın olan Bade'ye gitmesi ve Acar ile benim aramda kocaman bir alan varken ve nefesi tükenen ben iken Bade'yi kurtarmasıydı. Can havliyle Acar bana doğru koşmuştu ve benim bilincim tam olarak kapanmıştı.
1 Saat sonra...
Yeni yeni uyanıyordum. Henüz sesleri birbirinden ayırt edebildiğim söylenemezdi. Birinin "Uyanıyor! Hemşireyi çağırın." dediğini duydum. Ama kimin dediğini sesinden çıkartamıyordum. Basım feci ağrıyor ve boğazım da yırtılmış gibiydi. Aşırı yorgunluk vardı üstümde. Sanki nefes almaya mecalim yokmuş gibi. O yorgunluk ve ağrılardan sadece ölünce kurtulup rahatlayacakmışım gibi.
Hemşirenin odaya girdiğini gelen kapı açılma sesinden anlamıştım. Artık sesleri de yüzler gibi ayırt edebiliyordum. Bilincim tamamen açılmıştı. Acar, Sema, Ebru, ağlayan bir adet Yağız, Erhan ve hemşire buradaydı. Tam tahmin ettiğiniz gibi, hiçbir hayati tehlikesi olmamasına rağmen Bade'nin yanına gitmişti Rüzgar. Ne bekliyorduk ki? Onun sevgilisi o yılan Bade değil miydi zaten? O varken bizimle neden ilgilensin ki, biz kimiz sonuçta?
Erhan hemen baş ucumda oturmuş elimi tutup bana endişeli gözlerle bakıyordu. Yatağın diğer ucunda Acar oturuyor ve iyi olup olmadığımı kontrol ediyordu. Ebru, Yağız'ı susturmaya çalışıyor, benim iyi olacağım konusunda ona söz veriyordu. Sema önündeki yemekleri yemiş ve uyumuştu. Hayvan Sema!
Yatakta oturur pozisyona gelmiştim. Erhan belimden destek vererek yardımcı olmuştu bana.
"Er- Erhan." Elimi daha sıkı tutup, "Ne oldu güzelim?" diye sorunca gülümsedim. "Acıktım..." gülümseyip elimi bıraktı. "Tamam, şimdi kantine inip sana yiyecek bir şeyler bakacağım. Su zaten burda var. Bekle hemen geleceğim güzelim." Saçlarımı okşadıktan sonra odadan çıktı. Bir süre sonra kapı tıklatıldığında Erhan geldi sandım. Gülümseyerek beklemeye başladım. Odanın kapısı açılınca gülen yüzüm düşmüştü. Evet, o lanet kişi gelmişti! Ay yine sinirlendim ya.
"Ee, hadi ne bekliyorsunuz? Bade iyi, bunun iyi olmama imkanı yok! Rol yapıyor hep. Hadi gidelim ya." dediğinde sinirden kahkaha atmıştım.
Acar araya girerek "Ne iyisi amına koyayım! Bade'den bize ne?! Bu kız rol yapmıyor. Yakınındaydın, vakit kaybetmek yerine kurtarsaydın daha iyi olacaktı. Kız yeni uyanmış. Allah'ım ya! Çok istiyorsan siktir git!" dediğinde Rüzgar odaya girdi. O sırada kapı açıldı ve Erhan girdi içeriye. "Geldim güzelim." dediğinde tebessümüm genişledi.
Erhan, eski yerine geçer geçmez eline kaşığı almıştı. Kaşığı çorbayla doldurup bana yaklaştırdı. Biraz üfledikten sonra bana yedirdi. Bunları gören Rüzgar'ın sinirden damarları belirginleşmişti. Sert soluklar alıp veriyordu.
"Çok şımartıyorsunuz bunu! Gayette iyi bu kız. Tamam, eğer evde yanında kalmamak için yapıyorsanız da ben yanında kalırım!" dediğinde Erhan güldü. "Hahaha! O biraz zor canım ya. Senin yanında değil benim yanımda kalacak. Ölüme o kadar yakın ve daha çok dibe batmış sevgilinin durumu daha kötüdür eminim. Oysa Başak karaya çok yakındı ve yüksekteydi. Ayrıca arada çok mesafe yoktu. Yani gayet iyi durumda Başak. Aman diyeyim! Bade ölmesin şimdi. Ona baksana sen!" diye gürledi. Eyvah, şimdi kavga çıkacaktı!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVMEK YÜREK İSTER
Roman pour AdolescentsBaşak, kendi okulunda zorbalığa uğrayan bir kızdır. Ailesiyle de arası iyi olmayan Başak, zorbalık gördüğünü kimseye anlatamaz. Başak okula başladığı ilk günden beri hep zorbalık görür ama yine okul değiştirmek istemediği için ailesiyle konuşamaz. O...