Üzgünüm, seni seviyorum.
Ömer bana bakıyordu, benden bir cevap bekliyordu. Hayır değildik ama bu seni neden ilgilendiriyordu Ömer?.
Ömer gözlerimin içine, bana onla sevgili değiliz de diyordu. Evet değildik, o benim sadece arkadaşımdı.
"Hayır değiliz" dedimde Ömer rahatlamış gibi derin bir nefes alıp vermişti. Ikimizinde üstünde'ki o yük kalkmıştı sanki. Ikimizde huzurluyduk.
Ömer bana biraz daha yaklaşıp, sokulup bir soru daha sordu, "Peki bir sorumun daha cevabını ala bilir miyim?" Dedinde şaşırmış gibi ona bakmıştım. Ne sorusu? Ne zaman sordu?
"Ne sorusu Ömer?" Demiştim ondan uzaklaşarak. Ömer buna aldırış etmeden bana daha çok yaklaşmıştı. Kulağıma eğilip, "Benden hoşlanıyor musun sorusunun, gerçek cevabını ala bilir miyim" dedinde ürperip geri çekilmiştim ondan.
Ömer bana gülünce, neyin güldüğünü merak etmiştim? Komik mi gözüküyordum? Diye düşününce Ömer'in, "Bu kadar çabuk kızarma Buglem hanım" dedinde utangaçlıktan kızardımı anlamıştım.
Allah kahretsin!
Ömer bana yaklaşıp, dibime kadar sokulmuştu. Ona nedense engel olamıyordum ve ben birşey yapmadıkça o dahada yaklaşıyordu. Ömer'le aramızda artık hiç bir mesafe yoktu, burunlarımın uçları birbirine kadar değiyordu.
Ömer tam bana birşey diyecekken, zil sesi ile sanki bunu bekliyormuş gibi Ömer'den tüm hızla ondan kendimi itip uzaklaşmıştım. Ben bu duruma utangaç bir şekilde tepki veriyorken Ömer, sırıtıyordu.
Kapı ikinci kez çalınca, artık kapıya yönelmiştim. Kapıyı açınca karşımda Ege'yi görmüştüm. Ege benim evimi nerden biliyordu?
Ege ilk bana bakıp gülümseyip, sonrada babasına bakmıştı. Babasını görünce çocuğun yüzündeki tepki, 'Sen burda ne halt yiyorsun' der gibiydi. Ömer oğlunu görünce şaşırmamıştı. Bunlar harbi garipti.
Ege, babasına bakıp "Baba?" Diye söylenince Ömer oğluna yaklaşıp Ege'nin boyunun hizasına göre eğilmişti. Ege, 1.60 boylarına yakındı, Ömer ise 1.95 di. Adamın yanında ben bile minnak kalıyordum çocuk nasıl kalmasın?
"Sen bu eve nasıl geldin oğlum? Ben seni Eren amcana emanet etmedim mi?" Diye sorunca olayların karışık olduğunu anlayıp olaydan çekilmiştim.
"Evet baba'da Eren abi halamı görmek için buraya geleceğimizi, benimde buglem hocamın yanına çıkmamı söyledi" diyince içimden Allah kahretsin diye geçirmiştim. Ulan Ege bizi bitirdin Ege!
Ömer'in bakışları seyirince Eren'e birşey yapacağını anlayıp, Ömer'in yanına gitmiştim. Ama nafile Ömer çoktan kapıdan çıkmıştı.
Aşağıda öyle bir kaos vardı'ki, ben Ömer'i tutmaya çalışıyordum Zeynep ise Eren'i korumaya çalışıyordu. Olayları karıştıran ege ise apartmanın önüne oturmuş bizi izliyordu. Ulan Ege senin sınavını zor yapıcam görürsün sen!
Mahalledeki tüm herkes aşağıda Ömer'i tutmaya çalışıyordu, amcamlar Ömer'in kollarından tutup "oğlum yapma etme" demekten ağızları kurumuştu.
Peki Ömer napıyordu? Eline ne geçse Eren'e fırlatıyordu. Kollarını ben tutmasam yumruk atacak çocuğa! Sanki cinayet işledilerde bunun sinirini çıkarıyordu.
Mahalleye karakol gelince, içimden bir korku belirmişti. Ya Ömer'i yakalayıp götürürlerse? Ben bu kadar korkarken Ömer'in umrunda bile değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MANTIKAM
Teen FictionOnu, haftalar sonra ilk defa görmüştüm. hastanenin tepesinde gök yüzünü seyrediyordu. yanına gittimde beni fark etmişti ama kafasını döndürüp bakmamıştı. "Gökyüzünü sever misin?" diye sordumda ise bana "Hayır sevmem" demişti. "Peki o zaman neden izl...