11 bölüm

209 15 40
                                    

Aramızda karlı dağlar.

Hastaneye girip, Ege'nin olduğu odaya çıkmıştım.  Odada ki herkesin uyuduğunu fark edince, geldim gibi geri çıkmıştım.
Odadan çıkınca, karşımda Ömer'i görmüştüm.

Geldi bizim yılan diye geçirdim içimden. Ömer kaşlarını çatmış, dudaklarını ısırarak bana bakıyordu. Beni mi yiyeceksin? Ömer oda'ya girecekken kolundan tutup, "Oda'ya girme. Hepsi uyuyor" dedimde Ömer tuttuğum kolunu çekip, kapıyı sertçe kapatmıştı.

Sanırım biraz sinirliydi arkadaş. Ömer bu sefer bana doğru yaklaşıp, elinde tuttuğu telefonumu yere atıp. "Ne kadar güzel. Çok merak etmiş seni Poyraz beyciğin. Git bir cevap ver sevgiline" dedinde Ömer'in Poyraz'la olan konuşmalırımı okumuştu.

Ömer gülüp, "Senin benden kaçman, Adnan yüzünden değil. Senin benden kaçman, o pezevenk için. Ona aşıksın değil mi? O var kalbinde!" Diye bağrınca hastanede'ki herkesin bize baktığını anlamıştım.

Kısık bir sesle, "Ömer, bağırmadan konuş" dedimde Ömer hastane de olduğumuzu yeni anlamış gibi etrafına bakmıştı. Ömer sinirden eliyle yüzünü sıvazlayıp, kafasını sallamıştı.

Ömer ani bir şekilde kolumu sıkıp,"Ne sikim yiyorsun o itle?" Dedinde. Gözlerine bakmıştım. Gözlerinde sadece, sinir ve öfke vardı.

Kolumu ondan kurtarmaya çalışamda, başaramamıştım kolumu çok sert tutuyordu. Ömer biraz da olsa elini gevşetince rahatlamıştım.

Ömer, yere attığı telefonumu almıştı. Nasıl bir sinirle attıysa artık, telefonum yerle bir olmuştu. Telefonuma baktıktan sonra sağ cebine koymuştu.

"Telefonu mu verir misin artık?" Dedimde ise Ömer o koyu gözlerini tekrar bana dikmişti. "Çalışmayan telefonu napacaksın?" Dedinde bir of çekip, "Yaptırcam?" Diyerek gözlerimi devirmiştim.

"Bırak kırdım her şeyi ben düzelteyim" dedinde öylece susup, ona bakmıştım. Söylediği ima'yı anlamıştım. Kırdığım kalbini ben düzelteyim diyordu.

Düzelte bilir misin Ömer kılıç? Bu nu yapa bilir misin? Kendine güvenin var mı? Ömer gözlerimin içine bakıyordu. Ben ise ondan uzaklaşıp, sandalyelere oturup kafamı duvara yaslamıştım. Bir kaç dakika öyle uyumaya çalıştıktan sonra.

Ömer'in yanıma oturup, kafamı omzuna yerleştirdiğini hissetmiştim. Ömer vücut kası yapmış olmalı ki omzu çok genişti.

Ömer'in kokusunu anlaya bilmiştim, Ömer siyah gül gibi kokuyordu. Ama parfüm sıkmış olmalı ki acı bir kokuda geliyor'du.

Gözlerimi açtığımda, yataktaydım. Kim getirdi beni buraya? Ne ara gelmiştik hastaneden. Yanımda Zeynep vardı. Zeynep'in ne işi vardı?

Yataktan kalkıp, odadan çıkmıştım. Salona gittimde bir koltuk'ta Ömer, diğerinde ise Eren vardı. Sanırım Zeynep'in odasında Ege vardı.

Onlar uyurken mutfağa geçip kahvaltı hazırlamıştım. Çayı demleyip, tost falan yaparken içeri birinin girdiğini hissetmiştim. Arkamı döndümde ise, Ömer'in geldini görmüştüm, uyanmıştı.

Ömer dolaptan su çıkarıp masanın üstünde olan bardağa doldurup içmişti, Ömer'in gözleri bana dönünce önüme dönmüştüm. Onunla göz göze gelmek istemiyordum.

Ömer yanıma gelip, "Ne zaman bitecek bu" dedinde, kestim dometesleri bırakmıştım. Ömer'e dönüp, "Ne ne zaman bitecek?" Demiştim ona.

"Seni seviyorum buglem?" Dedinde tüylerim diken diken olmuştu. Bu sözlere alışık değildim, hayatımda çok nadir duydum sözlerdendi 'Sevmek' kelimesi.

MANTIKAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin