12 BÖLÜM

183 12 21
                                    

Hayır anlamadım ne bu Balkanlardan soğuk havası?

Ömer, Ege'nin kafasına vurduktan sonra bana bakmıştı. Ben ise öylece hallerine gülüyordum Ege'de kahkahalar içindeydi.

Ege konuşmaya doymamış olucakki babasına, "Baba ben okula gidecek miyim?" Dedinde Ömer sırıtıp oğluna bakmıştı. Ege neden sırıtıgını anlamayıp bana bakmıştı, "Gitmeyeceksin oğlum. Ama matamatik dersi önemli oyüzden buglem hocan bizim eve gelir" dedinde gözlerimi sonuna kadar açıp Ömer'e bakmıştım.

Ege, bir of çekip surat asmıştı. Adamın şuan derdi, oğlunun okula gitmesi değildi bendim! Ege babasına. "Baba insanlar çocuğu iki kişi yapıyormus benim annem yok ama. Beni evlatlık mı aldın?" Dedinde Zeynep acaba nasıl anlatmıştı konu'yu.

Ömer bir iç çekip, "Oğlum annen var ama biz boşandık sen küçükken. Ve sen annenle konuşmuyorsun" dedinde Ömer'e bakmıştım, o ise oğluna bakıyordu.

Acaba,  Ömer karısından boşanmasaydı? Biz karşılaşır mıydık. Ben düşüncelere dalarken Ege, "Olsun benim annem olucakki zaten" dedinde merakımı yenemeyip, şaşkın bir ifadeyle, "Kim?" Demiştim.

Ömer kaşlarını çatıp bize bakıyordu, Ege kahkalar atıp, bir eliyle beni ve Ömer'i göstermişti. "Hocam benim babam sizden hoşlanıyor. Yani siz evlenirseniz benim müstakbel annem olucaksınız" dedinde Ömer'e bakmıştım.

Ömer ise elindeki telefonla bizi çekiyordu. Ona şaşırmış gözlerle bakmıştım. Ömer ona baktımı anlayıp telefonu cebine koymuştu.

Ege'ye gülüp, kapıdan çıkarken sonkez onlara bakmıştım. Ege babasına sorular soruyor, Ömer ise onu cevaplıyordu.

Bazı babalar vardı, evladını yurda veren. Ama bazı da babalar vardı evladını canından seven.

Mutfağa girecekken Eren ve Zeynep'in hareketli bir kavga içinde olduğunu görünce yanlarına koşmuştum.

"Hey! Ayrılın bakalım!" Dedimde Eren susup, geriye çekilmişti. Zeynep ise koltuğa oturup yüzünü kapatmıştı. Saçlarımı düzeltikken sonra onlara bakıp, "Derdiniz ne?!" Diye söylendikten sonra Eren, "Hanfendi bu işi yapma diyor!" Dedinde Zeynep "Evet yapma? Zor bir şey mi!" Demişti.

Bir of çekip, "Kavga etmeyin! Çok tatlı bir çiftsiniz siz neden bunu yapıyorsunuz?" Dedimde Eren Zeynep'e bakmıştı. Zeynep ise yere bakıyordu, "Sakince konuşmak zor birşey mi?" Dedimde Eren yerinden kalkıp Zeynep'in yanına oturmuştu.

Zeynep yerden gözlerini alıp, yanına oturan Eren'e bakmıştı. Sinirleri dinince, ekmek alınması gerektiğini hatırlayıp dışarı çıkmıştım.

Apartmanın önüne geldimde, arabamın orda olduğunu görmüştüm. Büyük ihtimalle Ömer getirtmişti. Aslında araba ile gide bilirdim ama canım yürümek istediği için tabana kuvvet diyip yürümeye başlamıştım.

Hava biraz esiyordu ama çok da umrumda olmamıştı. Fırına varınca, fırıncı ağabey'e dört ekmek istemiştim. Ağabey den ekmeklerimi alıp geldim yoldan giderek ekmek yiyordum.

Yanıma bir araba yanaşınca umursamayıp yürümeye devam etmiştim, arabanın camları açılınca Ömer'in olduğunu anlayıp durmuştum. Ömer eliyle, 'Bin' adlı işaretini yapıp kapatmıştı camı. Arabanın kapısını açıp binmiştim.

Ömer ilk bana, sonrada elimdeki ekmeğe ve ekmek poşetine bakmıştı. Ters bir ses tonuyla, "Yeme onu arabada, sonra kirleniyor" dedinde gözlerimi devirip poşetin içine koymuştum. "Sen napıyorsun dışarda?" Dedimde Ömer bir iç çekip, "Seni evde bulamayınca dışarı baktım." Demişti.

MANTIKAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin