Darılmaz mı yine?
Kilitlenmiştim, Ömer'e kilitlenmiştim. Ne demişti o? Şaka yapıyordu tabii! Çok severdi o, olur olmadık yerlerde şaka yapmayı.
Ömer'e bakıp, gülmeye başlamıştım. Hayatımda gördüğüm en güzel espiridi! Ömer ne yaptığımı anlayamıyormuş gibi, bana bakıyordu.
Ömer oturduğu yerden kalkıp koluma dokunmuştu, dokunduğu kolumu çekip suratına bir tokat indirmiştim. Ömer bunu beklemiyormuş yanağını eline koymuştu.
"Sen, sen ne dediğinin, farkında mısın?!" Diye bağırdımda Ömer gözlerini kapatmıştı. Şaka gibi! Yıllar sonra yüzsüz gibi karşıma geçmiş bana dokunuyordu!
Ömer'in koluna bir yumruk daha geçirmiştim, ona çok sinirliydim, çok! Birde karşıma geçmiş! Bana dokunuyor, sarılıyor! Acaba ismide Ömer'mi di? Karaktersiz!
"Buglem, bir dinle" dedinde suratına bir tokat daha indirip, "Neyini dinlicem ben senin?! Sen beni var ya! Yüz üstü bıraktın! Ben senin herşeyini kabul ederken, sen gittin evlenip çocuk yaptın! Senin çocuk yaptığın gece ben napıyordum biliyor musun? Bilmezsin işte ama ben söyleyim, o soğuk yatakta neden beni sevmedin diye düşünüyordum?!" Dedimde bir kez daha ona vurmuştum.
Sinirimi alamayıp, "Senin yüzünden ben kimseye inanmadım! Benim hayatım mahvettin. Beni bitirdin sen! Birde yüzsüz gibi dinle mi diyorsun? Sen" susup öylece ondan iğrenenen gözlerle ona bakmıştım.
"Sen, bu hayatta benim hiç birşeyim değilsin Adnan Yılmaz. Pardon sen benim ilk ve tek hatamsın" Dedimde Adnan öylece bana bakıyordu, keşke. Keşke adnan'ı değilde Ömer'i tanısaydım. O severdi beni?
"Buglem yapma, tamam anlıyorum. Kızgınsın bana ama dinle bir kez ne olur" diye yalvardında şuan tek istedim şey odamdan defolup gitmesiydi.
Adnana kapıyı işaret edip, "Çık git odamdan Adnan!" Diye bağırdımda diğerlerin kapıya geldiğini, bize seslendiklerini duymuştum.
Bana son kez bakmıştı, ben ise ağlamaktan gözlerimi kapatmıştım. Kapının açıldığını duyunca gittiğini anlamıştım. Odaya Zeynep girmişti, bana hemen sarılıp kapıyı kapatmıştı.
Çok acıyordu içim, çok.
Zeynep, saçlarımı önümden çekip bana, "Noldu sana? Neden kavga ettiniz?" Diye sormuştu, Zeynep senin abin benim hayatımı karartanmış Zeynep!
Başımı Zeynep'in omzuna yaslayıp, hıçkıra hıçkıra ağlıyıp bir yandanda Zeynep'e, "Ömer adnan mış Zeynep! Adam kaç gündür gözümün önündeymişde ben görmemişim Zeynep!" Diye isyan ediyordum.
Zeynep bile şaşırmıştı, çünkü hiç birimiz tahmin etmezdik. Ömer'ler gitmemişlerdi, evdelerdi. Ömer kaç kez kapımı çalmıştı ama Zeynep hep onu geri döndürünce gitmişlerdi.
Birdahada onun yüzünü görmek istemiyordum. Hayatımdan defolup gitsin istiyordum!
O gece baya ağlamıştım, hep yanımda Zeynep olmuştu hiç sıkılmamıştı benim isyanlarımdan. Sabah olunca, okulun olduğunu hatırlayıp üstümü başımı değiştirip makyajımı yapmıştım. Bu sefer daha fazlaydı, yüzümdeki şişler kapansın diye.
Zeynep'i Eren almaya gelmişti. Eren'i de terslerim diye araban inmemişti ama onla bir sorunum yoktu'ki. Benim sorunum artık kimse ile değildi. Ve dün karar vermiştim, Poyraz'ın teklifini kabul edicektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MANTIKAM
Teen FictionOnu, haftalar sonra ilk defa görmüştüm. hastanenin tepesinde gök yüzünü seyrediyordu. yanına gittimde beni fark etmişti ama kafasını döndürüp bakmamıştı. "Gökyüzünü sever misin?" diye sordumda ise bana "Hayır sevmem" demişti. "Peki o zaman neden izl...