Keyifli okumalarrrrr.
Yazım yanlışı var mı diye kontrol ettim fakat gözden kaçırdığım olmuş olabilir varsa kusura bakmayın görürseniz paragrafa yorum bırakırsanız sevinirimm.
Satır arası bol bol yorum yapın ve başlamadan oy vermeyi unutmayın lütfen.
_______________________________________________Bizi geleceğe esir kılan geçmişimizin bir pranga gibi ayağımıza dolanmasıdır. Kaçtığımız her neyse bir gün karşımıza çıkar, o an yüzleşmek zorunda kaldığımız şeyler birleşerek üzerimize gelir. Geçmişini unutanın geleceği olmaz derler fakat geçmişi kendisine zehir eden birinin geleceğinde panzehir de olmaz. Geçmiş tecrübeler yolumuza ışık tutar ama yaşanılan travmalar bitirir bizi içten içe. Unuttuğumuzu sandığımız şeylerin kendini hatırlatması ise vurgun yaratır bizde.
"Geçmişin karanlığı geleceğin aydınlık olmasına engel olamaz. Işığını bul ve yolunu aydınlat."
Demir Karan
Kim olduğu hakkında zerre fikrim bulunmayan kız bakışlarını bana dikmiş öylece duruyordu. Elinde ki tabağı bile masaya bırakmamıştı. Bakışlarını benden çekmeyince ne olduğunu anlamak için kaşlarımı çatarak bende ona baktım.
Aldığı hızlı nefesler onu sanki bir krizin eşiğindeymiş gibi sarsıyordu. "Neden öyle bakıyorsun?" diye sorma gereği duydum bakışları rahatsız edici bir hale büründüğünde.
"Sen..." diye mırıldandı. Beni tanıyor gibiydi. Yüz hafızam kuvvetli olmasına rağmen bu kızı daha önceden gördüğümü hatırlamıyordum.
"Ben?" dedim kaşlarım daha da çatılırken. Onu tanımaya çalışıyordum. Yüzü bir yerden tanıdık geliyordu ama daha önceden görmüşsem birini kolay kolay unutmazdım.
Geçmişimi karış karış aradım fakat hiç bir anı da ona rastlayamadım. Korumalarımdan birinin kardeşi olabilir miydi acaba? Ama bunun imkanı yoktu. Yanımda çalışan kişilerin tüm geçmişi ve çevresi en ince ayrıntısına kadar incelenirdi. Üstelik çoğu korumam çocukluktan eğitilmiş kişilerdi, aileleri olmayan kişilerdi.
Belki de onu yanlış yerde arıyordum. Hafızamı biraz daha zorladım. Bağlantı kurduğum kişilere kadar düşündüm. Orada da bir sonuç elde edemeyince düşmanlarımın arasında aramaya başladım.
Bu sefer çok düşünmeme gerek kalmadı. Bu kız... Onun çoktan ölmüş olması gerekiyordu.
İstanbul'da sürekli başımın ağrımasına sebep olan kişilerinden birinin kız kardeşine çok benziyordu. Sadece bu kızın saçları omuzlarına geliyordu ve boyu daha uzundu. Üstelik bu kızın ten rengi bir kaç ton daha açıktı.
Aydın Sarman... Kendi gölgesinden korkan biri olmasına rağmen çevirdiği dolaplar herkesin harcı değildi. Gerçi bir çatışma çıkacak olsa evinden dışarı adımını atmazdı, kısaca korumaları ve parası yoksa o bir hiçti.
Benden çok korkardı. Bir kaç kez pek hoş olmayan karşılaşmalar yaşamıştık.
Bu kız Aydın Sarman'ın kardeşine çok benziyordu. O kızla ilgili son hatırladığım şey tehlikede olduğuydu. Aydın, korkak biri olmasına rağmen zekası sayesinde ticari ilişkilerinde ortaklarını belli etmeden ve kolayca dolandırabiliyordu. Canını yaktığı kişilerden biri kardeşini kaçırmıştı. Götürüldüğü depoda çıkan çatışmada patlayan silahlar kimsenin farkında olmadığı gaz kaçağıyla birleşince büyük bir yangın çıkmıştı. Kızın ise bedeni bile kurtarılamamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanlı Geçmiş
Teen FictionBir insan için en zor an gerçeklerle yüzleşmeşidir. Çünkü hem korkuyu hemde cesareti alır bünyesine. En kötüsü ise buna alışmaktır çünkü geri dönüşü olmaz. Geçmişte yaşadığımız her şey, duyduğumuz her kelime geleceğimiz için çizilen yolun renklerini...