36. Derinlere Gömülmek

35 5 3
                                    

Keyifli okumalarr.

Yazım yanlışı var mı diye kontrol ettim fakat gözden kaçırdığım olmuş olabilir varsa kusura bakmayın görürseniz paragrafa yorum bırakırsanız sevinirim.

Satır arası yorum yapmayı unutmayın lütfen.

Başlamadan önce yorum yaparsanız sevinirim.
_____________________________________________

İnsan sıkıntı çeker, acılar yaşar ama gün gelir ve döner arkasına bakar. O hallerini hatırlar ve ardından der ki "ben neler atlatmışım." Her insan acı çeker ama her acı elbet bir gün geçer. Üstesinden gelemeyeceğimiz yük vermez Yaradan. Sızı diner, geriye dönüp baktığınız anılar kalır. Birer birer tozlanır raflar. O anılar, toz arasında kaybolur gider; hiçliğe karışır.

"Geçmişin prangalarından kurtulun, eğer yapamazsınız tozlu raflar arasında savrulan sayfalar haline gelirsiniz; ta ki bir hiçliğe dönüşene kadar."

Demir Karan Aksoy

Ne yapacağımı bilmiyordum. Gözüm otomatikmiş gibi ses gelir gelmez kalp ritmini ölçen makineye çevrildi. Düz çizgi değildi. Aksine, gayet düzenliydi.

Göz ucuyla Arven'i yokladım. Görünürde bir şey yoktu. Gidip doktoru çağırmam gerekiyordu çünkü aptal makine susmak bilmiyordu.

"Doktor," diye fısıldadım. Sesim çıkmamıştı. Kendimi zorlayarak "doktor," diye bağırdım. Bir yandan da odasına gidip çağırmak için hareketlendim. Duymamış olabilirdi. Bir kez daha doktor diye bağırdım yatağın yanında koşar adım geçerken. Fakat birden bire adımlarım olduğu yere kilitlendi. Kalp atışım ani bir şekilde hızlandı. Vücudum ise kaskatı kesildi.

"Karan," diye bir ses duyuldu. Fakat o kadar kısık çıkmıştı ki bir an yanlış duyduğumu sandım.

Elimin üzerine yavaşça baskı yapan parmakların sahibini görmem için başımı çevirmem gerekiyordu. Ama korkuyordum.

Güçsüz parmaklar elimi kavramaya çalışsa da başaramadı. Beynim uyuşmuştu sanki ve hareketlerimi kısıtlamıştı.

"Karan," dedi bir kez daha. Bu sefer daha yüksek çıkmıştı sesi. Hemen ardından kısık bir inleme döküldü dudaklarından ve eli elimden çekildi. Gücü kalmamıştı anlaşılan.

O an vücuduma can gelmiş gibi öyle bir çevirdim ki yüzümü farkına bile varmadım.

Gözlerime hücum eden yaşları gizleme gereği duymadan yatağın yanına eğildim. Az önce bana dokunan parmaklarını elimle sarmaladım.

"Arven."

İsmi, sihirli bir melodi gibi döküldü dudaklarımdan.

Konuşmak için dudaklarını araladı fakat buna engel olmak için ondan önce ben davrandım.

"Zorlama kendini güzelim," dedim yanağıma savrulan bir damla yaş eşliğinde.

Gözleriyle eş zamanda kapandı dudakları. Kesik bir nefes eşliğinde geri açıldı gözleri.

"Güzelim, doktoru çağırmam lazım. Hemen geliyorum tamam mı?"

Adım atar atmaz "gitme," dedi fakat kendini zorlayarak konuştuğu belliydi.

Sıkışıp kalmıştım tam da bu anda.

Kanlı Geçmiş Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin