Keyifli okumalarrrrr 🫶🏻
Yazım yanlışı var mı diye kontrol ettim fakat gözden kaçırdığım olmuş olabilir varsa kusura bakmayın görürseniz paragrafa yorum bırakırsanız sevinirimm.
Oy vermeyi unutmayın lütfen.
_____________________________________________İnsanlar bizi ezmek için en mutlu olduğumuz anı bekler çünkü bilirler ki en çok o zaman canımız yanar. Kendimizi sevinç kırıntılarından oluşmuş bir dağın en zirvesinde hissederken düşeriz yalnızlık kuyusuna. Bizi oraya itende sevdiklerimizdir, zaten insan en büyük darbeleri sevdiği kişiden almaz mı? Sevdiğimiz kişilerin yanında hem en mutlu hem en kötü anlarımızı yaşarız.
"Kişi sevdiğine tiyatrodur. Ölümün sır dolu perdesini de oynar, mutluluğun en deli dolu dansını da sergiler."
Arven Ilgın
Üzerimde kurtulamadığım, kurtulmakta istemediğim bir neşe vardı. Kalbimde yeşeren duyguların kökleri daha da sağlamlaşmış, giderek uzamaya devam ediyordu.
Mutluydum, olmaması gerektiği halde mutluydum. Ve bu duygunun varlığına alışmak üzereydim.
Bengü'nün kurduğu plan tıkır tıkır işlemişti. Aslında şans büyük oranda bizden yanaydı.
Emre ile Bitlis'e gelmeden önce çalıştığım hastane de tanışmıştık. Bol enerjisi ve şen şakrak halleri toplum içinde en dikkat çeken özellikleriydi.
Kısa zamanda kaynaşmıştık ve açıkçası enerjisi ve hareketli hallerinin yanı sıra dürüstlüğü ve arkadaş canlısı tutumu beni ona hayran bırakan en büyük etkenlerdendi. Zor zamanlarımda yanımda olmuş nadir kişilerden biriydi.
Aslen İzmir'liydi ama anne tarafı Bitlis iline mensupmuş. Akrabalarıda burada olunca annesi buraya gelmek istemiş. Emre benim buraya geldiğimi bildiği için görüşmek istedi. Bende hastanede olduğumu ve eğer onun için sıkıntı olmayacaksa buraya gelebileceğini söyledim. İş yerimi merak ettiği için memnuniyetle teklifimi kabul etti. Bengü'ye söylediğimde bu durumu fırsata çevirmek için Barlas'ı kontrol edecek olan hemşireye onun dışarı çıkması gerektiğini söylemesinin plan açısından harika olacağını söyledi. İhtimallere dayanan bir plandı çünkü Barlas çıkmak istemeyebilirdi ki öyle olacağına adım kadar emindim.
Emre'nin gitme zamanı geldiğinde ona sarıldım. O gittikten hemen sonra gülmesine engel olamayarak Bengü geldi yanıma. Neler olduğunu sorsam da bana cevap vermek yerine telefonunu çıkararak bir şeyle uğraştı ve nihayet bir videoyu açarak telefonu bana uzattı.
Merakla elinden alarak videoyu oynat tuşuna bastım ve gözlerimi bir an bile ayırmadan izlemeye başladım.
Videoda Barlas dışarı çıkıyor fakat aniden duruyor tek bir noktaya odaklanıyor. O sırada kadraj yön değiştirerek ben ve Emre'nin üzerinde duruyor yani Barlas'ın baktığı yerde. Ekrana tekrardan Barlas dahil oluyor ve yan tarafında sıkıca kapattığı yumruklarını görüyorum. Bakışlarında ki nefret ve kıskançlık ise varlığını korumaya devam ediyor. İleri doğru bir adım atıyor fakat devam etmiyor ve öylece durarak izliyor. Sonrasında ise sinirle arkasına dönüyor ve hastaneye giriyor.
Önceden bana karşı sergilediği umursamaz tavırları aklıma geldi. İlk başlarda utanmaz biriydi. Saygı duymuyor ve hoş olmayan davranışlarda bulunuyordu. Zaman geçtikçe biraz daha iyi olmaya başlamıştı fakat aniden aramıza buzdan oluşan dağları sokmuştu. Neden birden geri çekildiğini hiç bir zaman anlamadım muhtemelen ona sormadan da anlayamayacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanlı Geçmiş
Teen FictionBir insan için en zor an gerçeklerle yüzleşmeşidir. Çünkü hem korkuyu hemde cesareti alır bünyesine. En kötüsü ise buna alışmaktır çünkü geri dönüşü olmaz. Geçmişte yaşadığımız her şey, duyduğumuz her kelime geleceğimiz için çizilen yolun renklerini...