Keyifli okumalarrrrr 🫶🏻
Oylamayı unutmayınnn ve lütfen yazım yanlışı görürseniz o paragrafa yorum yapın :)))
___________________________________________Her zorluğa karşı gelmek mi gerekir yoksa olacakları en dibine kadar yaşayıp toparlanmaya çalışmak mı? Bazen tek başına yapamazsın, sana uzatılan bir el istersin ama o eli de itersin. Güvenemezsin, yapamazsın, korkarsın... Bırak, yükünü sadece sen taşıma çünkü sen fark etmesen bile senin için çabalayan kişiler vardır. Unutma, herkes yanlış değildir.
"Ve doğru arkadaş insana verilmiş en güzel hediyedir.
Etrafı kolaçan ederek yavaş adımlarla ilerliyorduk. Her adımımızı düşünerek ve sessizce atmalıydık, en ufak hata bize büyük sorunlar olarak geri dönebilirdi.
Orhan abi hemen yanı başımda benimle beraber ilerliyordu. Sadece iki giriş vardı biri benim olduğum taraf diğeri ise doğu yönüne bakan kapıydı. Ege Baran ise korumaların bir kısmını alarak doğu tarafından giriş yapacaktı.
Eş zamanda girmemiz gerekiyordu bunu da kulağımızda ki kulaklıklar yardımıyla iletişim kurarak yapmalıydık. Olduğum yerden Baran'ı göremiyordum.
"Ne durumdasın?" diye sordum Baran'a. Kulaklıktan gelen sesi dinlemeye koyuldum.
"Ortalık temiz görünüyor bir kaç kişi var sadece onları da temizlemek basit. Girmek için senden haber bekliyoruz."
Korumalarıma dönerek hepsine tek tek görevlerini söyledim, dikkat etmeleri gereken yerlerden bahsettim.
Bazılarına grup grup ayrılarak farklı yönlere gitmelerini söyledim. Plan tüm inceliğiyle işlenmiş uygulanmayı bekliyordu. En ufak hataya yer yoktu. Herkeste bunun bilincinde olduğu için bu konuda fazla tereddütüm yoktu.
Daha fazla bekleyemezdik. Şuan en uygun andı girmek için. Kulaklıktan "giriyoruz" diye seslendim Baran'a. Duyduğundan emin olmak için karşılık vermesini bekledim. "Anlaşıldı" dediğinde elimi kaldırarak arkamdaki korumalarıma girin işareti yaptım.
Sessizlikte ekibimin üzerine yoktu. Küçüklükten beri gördükleri ağır ve zorlu eğitimler onları hem bedensel hem de zihinsel anlamda güçlendirmişti.
Kimisi yetiştirme yurdundan alınıp özel eğitimlere başlanmıştı ya da ailelerin kendi isteğiyle eğitim görülmesi için çocukları bu dersleri veren tesise emanet edilmişti.
Orhan abi onlardan biri değildi. Ne yetimhaneden ne de ailesinin yanından gelmişti. Fakat diğerlerinin aksine çocuk yaşta alınmamıştı eğitimlere. Ücra bir sokağın köşesinde kendinden yaşça büyük beş kişiyi tek başına alt etmişti. Sekiz dükkanı içinde insanlar varken darma duman etmişti. O sözde dükkanlarda pek masum sayılmazdı. Gerek yetenekleri gerek dövüş teknikleri elbette tesis görevlilerinin dikkatini çekmişti. Ne zaman o günler aklına gelse bunları anlatarak gururlanırdı kendisiyle.
Baran'ın eğitimiyle bizzat ben ilgilenmiştim. Aramızda çok fazla yaş farklı yoktu fakat her eğitimde yanındaydım ve saniyesi saniyesine her şeyi izleyip gelişimini kaydetmiştim.
Çok zor bulmuştum onu kolay da kaybetmek istemiyordum.
Annem öldükten on bir yıl sonra bulmuştum ben onu. Annem öldüğünde ben altı yaşındaydım kardeşimi bulduğumda ise reşit olmama sadece bir kaç gün vardı.
Birbirimize kolay alışmamıştık fakat şuan ondan daha değerli kimse yoktu benim için. Çocuk ruhluydu o hala. Ben kardeşimin geçmişini bilmiyordum, geleceğini ise kendim inşa ediyordum. Benim yaşadıklarımı yaşamasın diye çabaladım hep.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanlı Geçmiş
Teen FictionBir insan için en zor an gerçeklerle yüzleşmeşidir. Çünkü hem korkuyu hemde cesareti alır bünyesine. En kötüsü ise buna alışmaktır çünkü geri dönüşü olmaz. Geçmişte yaşadığımız her şey, duyduğumuz her kelime geleceğimiz için çizilen yolun renklerini...