Önceki bölüm
Her zaman gizemlerle dolu bir yer olmuştu ve olmaya da devam edecekti.
.
.
.
Shi hanyu, alınan malzemelere dikkatlice baktı. Kızıl güç iksiri içindi.
Normalde simya hakkında hiçbir şey bilmiyordu. Bir iksir ya da hap yapamazdı. Onun zamanında böyle bir şey bile yoktu. Asıl Shi hanyu'nun da bu işlere ilgisi yoktu.
Fakat bu malzemelerle nedense yapabileceğini hissediyordu.
Eski Shi hanyu'da kendisi gibiydi. Hiçbir simyacılık becerisi yoktu ama garip bir şekilde daha önce görülmemiş ve yapılmamış mucizevi bir iksir yaratmayı vaşarmıştı.
Zihninde nasıl yapacağını canlandırdı. Sonra her malzemeyi Qi'si ile sarıp zorla birleştirmeye başladı. Ejderha totemlerini de kullanıyordu. Tamamen kabaca ve içgüdüsel idi.
Yu Hao, yapılanı görünce çığlık atmak istedi. Bu yolla iksir felan yapılmazdı. Resmen kaba kuvvetle malzemeleri birleştirmekten ibaretti. Bu tır bir davranış simyaya ancak hakaret olurdu.
Dakikalar geçerken sonra bir anda malzemeler ortadan kayboldu ve parlak kırmızı bir sıvı var oldu.
Shi hanyu, hemen bu sıvıyı aldığı gibi şişeye doldurdu. Bir yandan da işe yarayıp yaramayacağını anlamaya çalışıyordu.
Yu Hao, sonucu görünce önce şaşırdı sonra gülümsedi.
-Ah anladım. Bu şey gerçek bir iksir değil. Senin Qi'n saf ve ejderha totemleri de arıtma gücüne sahip. Yaptığın şey bir öz oluşturma. Simyacılık değil. Çok uzun zamandır böylesi kaba bir teknik görmemiştim.
Öz oluşturma aslında çok eski bir metottu. Bazıları simyacılığın başlangıcı olarak kabul ederdi. Simyacılık, daha üst bir seviyeydi. Shi hanyu işte bunu yapmıştı.
Malzemeler, simya için kullanılmayacak türdendi. Hatta çer çöp denilen bitki ve eşyalardı. Fakat öz oluşturma yöntemi bunları işe yarar hale getiriyordu.
Duruma bakıldığında bazı bitkiler için öz oluşturma yöntemini kullanmak harika bir sonuç ortaya çıkartabilirdi. Fakat başarı oranı korkunç derecede düşük olmakla beraber bir deneme yanılma metodundan ibaretti.
Simyacılık ise çok daha farklıydı. Bir kere zarif bir arıtma yolu, haplar ve iksirler için birer formül vardı. Başarı oranı da daha yüksekti.
Bu dünya da bunu sadece Shi hanyu gibi birisi yapabilirdi.
Ondan başka kim böylesine boş bir uğraşla bir şeyler üretebilirdi ki?!
-Şans eseri bulmuşsun.
Shi hanyu, boş bir ifadeyle baktı.
-Ne anlatıyorsun sen? Hiçbir şey anlamadım.
-Boşver. Bu şey işe yarar. İki şişe yaptın. Birisini kendin kullan. Diğerini Fan Buxi'ye ver.
-Ben de öyle düşünüyordum.
Shi hanyu, şişenin birisini kendi saklama eşyasına koydu. Diğerini ise eline aldı ve odasından çıktı. Bahçeye geldikten sonra çardakta oturan Fan Buxi'ye uzattı.
-Bunu al ve kullan. Ben dışarı çıkıyorum. İşlerim var.
Fan Buxi, şişeyi alıp gülümsedi.
-Teşekkür ederim.
Shi hanyu, evden çıktı ve çalışma odasına gitti. Fan Buxi de şişeye kısa bir süre baktı ve derin bir nefes verdi.
Fan Buxi, bu dünya da bir usta olarak reenkarne olmuştu. Bedenin tüm anılarına sahip değildi. O, bu dünyanın yazarı olduğundan bazı şeyleri biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ana Karakter Olmak. (BL)
FantasyÖldükten sonra ne olur? Yok mu oluruz? Yoksa yeraltı dünyasına gidip bir sonra ki yaşamımızı mı bekleriz? Ya size aslında ruhlar krallığında reenkarne olana kadar çalışıp para kazanmanız gerektiğini söyleseydim? Umutsuzluğa kapılır mıydınız? Ya...
