20.Bölüm

180 40 13
                                    

Bugün 10 yorum isterim. Bir de canlarım, okunmalar bir tuhaf. Bölüm atlamamaya dikkat edin. 17.bölümü 70 kişi okumuş gösteriyor. 18.bölümü ise 125 kişi.

Önceki bölüm

Fakat gözlerinde korkunun izi de bulunuyordu. Ağzı bir çöp gibi hakaret ve pislik kusuyordu fakat kalbinde ufak da olsa yumuşaklık vardı.
.
.
.
.
Bir kaç dakikalık sessizlikten sonra Shi hanyu tekrar konuştu.

-Flüt çalmayı ne zaman öğrendin? Çaldığın parçanın ismi neydi?

-Beğendin mi? Flüt çalmayı buraya geldiğimde öğrendim. Hastalığım ilk ortaya çıktığında kafamı dağıtacak bir şeylere ihtiyaç duydum. İsmi; Dağın melodisi.

-Hiç de beğenmedim. Çok kötüydü.

-Hahahahaha... Tatlı bir uykuya dalmak için yeterliydi bence.

-Sinir bozucusun.

-Öyle mi?

-Öyle.

Yine sessizlik...

Zaman yavaşça geçerken Shi hanyu yerinden kalkmayı denememişti bile. Fan Buxi de henüz ellerini saçlardan çekmemişti. İkisi de rahat hissediyordu.

-Belki biraz daha dürüst olsan ve kalbini açsan rahatlarsın. Sen gerçekte kimsin?

-Söylerim ama sonrasında seni öldürmek zorunda kalırım. Yine de istiyor musun?

-Hıhım.. Sen iyileştirmezsen zaten öleceğim. Bu yüzden de kiminle yakın olduğumu bilmek istiyorum.

Shi hanyu, derin bir iç çekti.

-Ben... Shi Xianyu'yum. Zamanında bu dünyada yetişim ve teknikler denen bir şey yoktu. İnsanlar sadece zayıf varlıklardı. Bir çok şeytanın ve yaratığın hüküm sürdüğü bir kaos yaşadım.. İlk kez yetişimi ben yaptım. İnsanların lideriydim.

-Anladım.

-Hiç şaşırmadın. Bunu da biliyor muydun?

-Sana inanıyorum. Çünkü sen yalan söyleyen bir tip değilsin. Ayrıca senin kim olduğunu bilsem sormazdım.

Şu anda Shi hanyu yalan söylüyor olsa bile Fan Buxi'nin inanmaktan başka çaresi yoktu. Gerçeği doğrulayamazlardı değil mi?

Sonuçta geçmiş, çoktan geçmiş ve bitmişti.

Shi hanyu, devam etti.

-Bir zamanlar sevdiğim bir kadın vardı. Onu çok seviyordum ve o hamileydi. Sonsuza kadar onunla olacağımı sanıyordum. Fakat sonra...

Shi hanyu, derin bir nefes verdi. Kelimeler ağzından kolayca çıkmıyordu. Dudakları titriyordu. Ona kalsaydı sevgilisini kaybettikten sonra bir daha asla hiçbir kadınla ilişki kurmazdı.

Fakat o zamanın durumunda işler kendisine kalmamıştı.

Dünya da zaten insan nüfusu oldukça azdı. Kendisi gibi yetenekli insanları bulmak ise çok ama çok zordu. Çünkü tüm insanlar korku dolu zamanlarda dünyanın her yerine dağılmış durumdaydı.

Hal böyle olunca insan nüfüsunu arttırmak ve yetenekli kişiler oluşturmak gibi ağır bir sorumluluk ona kalmıştı.

Topladığı insanlar da ondan bunu istemişti. Kendi eşlerini, kızlarını veya torunlarını sunmuş ve onları almaları için kendisine yalvarmıştı.

Bu herkes için büyük bir fedakarlıktı!

Düşünün bir insanların acizliğini...

Her kadında sevgilisine ihanet etmişlik hissi peşini bırakmıyordu. Gün geçtikçe sadece tanımadığı kadınların bile yanından geçse ve onlarla hiç ilişkisi olmasa da hala ihanet hissinden kurtulamıyordu.

Ana Karakter Olmak. (BL) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin