otuz bir

1.9K 109 31
                                    


Ama pek azımızda cesaret verilmeden gerçekten âşık olacak yürek vardır.

- Pride and Prejudice

AY! O KADAR HEYECANLIYIM Kİ BÖLÜM SONU YORUMLARINIZ İÇİN..

Uzatmadan keyifli okumalar diyorum 🥹💖

Uzatmadan keyifli okumalar diyorum 🥹💖

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




OTUZ BİR

KURT

Derin bir nefes.

Havada ölüm kokusu.

Etrafımdan eksilmeyen bir koku.

Yalnızca onun yanındayken silinen bir koku. Ciğerlerime dolan cennet.

Derin bir nefes daha aldım bu düşünceyle. Çok kısa bir an bir yel esti, kokusunu duyumsar gibi oldum. Bu sevgi değildi. Çok daha ötesiydi. Kafayı onunla bozmam yetmemiş üstüne her hücrem onun varlığıyla dolup taşıyordu.

Parmaklarımın arasındaki sigarayı bir kez daha dudaklarıma götürdüm. Bir süredir tepkisizce aynı hareketi tekrarlamıyormuşum gibi.

Gözlerim gökyüzünde dolanıyordu. Gri gökyüzünde bir kuş sürüsü uçuştu. Ne özgür ne tasasızdı. Hayat en son ne zaman böyle hissettirmişti?

Etraftaki ormana sessizlik hakimdi. Soğuk bir sessizlik. Bakışlarımı az ötede duran kulübeye çevirdim. Ahşabı pörsümüş fakat yıkılmamış. Tanıdık. Tüm bu sessizliğin ardında içeride dönen kaosun kokusunu alıyordum.

Yarısını içtiğim sigarayı bir kez daha dudaklarımla buluştururken ağır adımlarla yürümeye başladım. Bir elim üzerimdeki ceketin cebinde, silahı kavrıyordu. Kulübenin merdivenlerini aşındırdım. Bastığım her adımda ahşabın gıcırtıları etrafta yankılandı. Kapıya belli bir ritimde dört defa vurduğumda yavaşça açıldı. Kapının ardındaki adam temkinli bir ifadeyle yüzümü tararken diğer eliyle sıkı sıkıya silahını kavrıyordu. Gözlerimi üzerinden çekip içeriye döndürdüm, başımı hafifçe eğerek kapıdan girdim.

Küçük bir mutfakla iç içe bir odadan oluşuyordu yalnızca. Odanın ortasında, sandalyeye bağlı bir adam oturuyordu. Bir adam değil. Önünde oğlu dikiliyordu. Sırtını ona verip yönünü bana döndü. Katı ifadesinin ardında eğreti bir gülümseme yerleşti dudaklarına.

''Biz de seni bekliyorduk..''

Odanın ortasına adımlarken bir duman daha aldım. Sandalyedeki adamın nefret ve kibir dolu bakışları üzerimdeydi. Bantlı ağzından anlaşılmayan bağırışlar dökülmeye başladı. Tepkisiz ifadem bozulmadı. Oğlu aramızdan çekildiğinde elimi uzatsam gırtlağını sökebileceğim bir mesafe kaldı. Sigarayı parmaklarımın arasında çevirdim. Başı havaya kalkmıştı ve gözleri üzerimden bir saniye ayrılmıyordu.

Göğüs Kafesi MezarlığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin