Bir seni olduğun gibi
Bir seni her şeye rağmen
Bir seni halaMüslüm Gürses - Bir Ömür Yetmez
Sena Şener - Teni Tenime
Kenan Doğulu - Baş Harfi Ben
Kıraç - Endamın YeterCanım okur, merhaba! Özleştik, hasret kaldık. Bu özlemi gidereceğimiz bol aşklı, yalnızca Figen ve Cihangir'i okuyacağımız bir bölümle kavuşalım.
Bölümün fazlasıyla cinsellik içermekte olduğunu belirtmek isterim. Rahatsız olacaklar lütfen okumasın 🙏🏻Medya; Cihangir.
Keyifli okumalar dilerim!
OTUZ İKİMutlu olduğum çok an oldu, çektiğim onca acıya rağmen. Onunla tanıştığımdan beri, göğsümde filizlenen umudu hiç bu kadar elle tutulur bir şekilde hissetmemiştim.
Umut da mutluluk da tek bir vücuda bürünmüştü sanki. O vücudun sahibi Cihangir Kurt'tu.
Gölgesinden güvenin aktığı, gözlerinden sevginin taştığı. Kabul görmenin en olağanüstü biçimini tatmıştım varlığıyla.
Şimdi karşımda, hayal bile edemeyeceğim kadar müthiş bir geceyi bana sunmuş o adam, ömrümün geri kalanını eşi olarak geçirmemi istiyordu. Kimse, hayatım boyunca benden bu kadar güzel bir istekte bulunmamıştı.
Beklentiyle bakan gözleri, gerilmiş omuzları, kutuyu kavrarken stresten titreyen elleri. Bu görüntüyü hafızama milim milim kaydettim. Onu hiç bu kadar gergin, hiç bu kadar stresli görmemiştim, çatışmanın ortasındayken bile. Söylediğine göre elleri titremezdi. Ellerini iki kere titrerken görmüştüm.
"Evet!" diye bağıran bendim. Bilinçsizce aynı kelimeyi tekrar tekrar haykırırken üzerine atıldım. Ona sımsıkı sarılırken evet demeye devam ediyordum. Üzerine atılmamla sarsılmadan toparlandı. Belimi kavrayarak doğruldu. Geniş bir kahkaha attı. Kahkahası geceye karıştı. O kahkahanın tınısında evrenin en gizli sırrının cevapları yatıyordu sanki. Gülüşü göğsümde bir bombanın pimini çekti.
Dolu gözlerimle geri çektim başımı. "Evet Cihangir.." diye fısıldadım nefes nefese. "Seninle evlenirim. Evet!"
Yüzünde, hiç görmediğim bir gülüş vardı. Onu mutlu gördüğüm çok an olmuştu ama şu an, bambaşka bir mutluluğun izi yüzündeydi.
Burnumun ucu burnuna değiyor, hararetli nefeslerimiz birbirine karışıyordu. O azıcık mesafeyi kapattı, dudakları iştahla dudaklarıma kapandı. Parmaklarım ensesini kavrarken üst dudağını dudaklarımın arasına aldım. Aç bir tavırla başını yana eğip kendini bana daha çok bastırdı.
İçine girdiğimiz anın hülyasından sıyrılmamıza sebep olan şey, arkadan yükselen alkış ve ıslık sesleriydi. Nefes nefese geri çekildik. Gözlerim kapıya döndü. Buğra, Ayça ve birkaç kişi daha yüzlerinde büyük bir gülüşle alkış tutuyorlardı. Onların arkasında duran Asya'yı gözüm göremeyecek kadar mutluydum. Fakat yüzündeki o paramparça ifadeden haz duyacak kadar da bilincim açıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Göğüs Kafesi Mezarlığı
Novela JuvenilKazanırken bile kaybediyorsun. Canlıyken bile silikleşiyorsun. Bir Kurt kadar vahşi bir gölge kadar yarımsın. Bir aşkın peşinde deli divane bir kimliksizsin. Giyeceksin kefenini, ayaklarınla gideceksin azrailine. Mühim olan varmak değil, zaten tüm y...