CROWN OF DARKNESS

34. Bölüm

34. B Ö L Ü M
Ruhlarımız kavuşmak, bedenlerimiz ise birleşmek için birbirini bulmuşlardı.

İngiltere
Godric's Hollow

Görünmez bir kalkanla etrafını tılsımladığı fayton yere doğru inişe geçerken Gellert Grindelwald başını kaldırarak altındaki küçük yerleşim yerine baktı. Testraller iniş yaptıklarında ve faytonu çekmeyi bırakıp oldukları yerde durduklarında adam sürücü koltuğundan atlayarak hâlâ üzerinde varlığını koruyan görünmezlik tılsımıyla sokakta ilerlemeye başladı.

Çocukluğunun geçtiği köydü Godric's Hollow. Ölüm Yadigârları'na olan tutkusu onu buraya sürüklemişti, ardından büyük halasının da burada yaşadığını öğrenince buraya taşınma kararı almıştı. Hayatının aşkı da burada yaşamıştı bir zamanlar, aynı zamanda tek dostu Albus Dumbledore da.

Yaşanmışlıklarla dolu sokaklardan geçerken ziyaret edeceği evi gördüğünde yıllar sonra güçlü hafızasının onu yanıltmamasına sevindi. İki katlı, boyası dökülmüş beyaz ev hemen kilisenin yanındaydı. Bu ev bir zamanlar Sidra'nın ve ailesinin yaşadığı evdi. Sidra artık bu evde varlığını sürdürmese de yaşlı annesi ve kız kardeşi hâlâ buradalardı.

Evin paslanmış bahçe kapılarından geçtiğinde bakımsız, her tarafı yabani otlarla kaplı ön bahçeden arka bahçeye ilerledi doğrudan. Dikenli, budanmamış çalıların yanından geçerken pahalı ceketinin yırtılmaması için kolunu kendine doğru çekmişti. Gerçi buna gerek yoktu. Adım attığı her an önündeki çalılar ve ağaç dalları kendiliğinden geriye çekilerek ona temiz bir alan açıyorlardı.

Arka bahçenin kapısına geldiğinde işaret parmağını kapı kilidine doğrulttu ve bir saniye sonra kapı kilidi çözülerek kendiliğinden aralandı. Ses çıkarmamaya dikkat ederek kapıyı tamamen açtı ve içeriye girdi. Burası mutfaktı.

Etrafı inceleyerek vakit kaybetmektense doğrudan mutfaktan çıkıp salona girdi. İçeride kimsenin olmadığını görünce de merdivenlere yöneldi.

Üst kata çıktığında yerini bildiği odaya doğru ilerlerken bir yerlerden hafif tınılı bir şarkı sesi geliyordu. Tanrıçaların sesini andıran kusursuz sesi hâlâ aynıydı.

Odanın kapısının önünde durduğunda kulpu çevirdi ancak kilitliydi. Bahçe kapısına yaptığı gibi işaret parmağını kilide doğrultunca kapı ufak bir klik sesiyle aralandı. Şarkı sesleri aniden kesilirken Gellert sanki kendi evindeymiş gibi rahat bir tavırla içeriye girdi. Sidra'nın kokusu suratına çarpıp ciğerlerini işgal ederken biraz önceki rahat tavırları yerine durgun bir hava bırakmıştı.

Bu oda, Sidra'nın bir zamanlar yatıp kalktığı odasıydı. Beyaz yatak örtüsü düzenliydi, komodinlerdeki gece lambaları tozlu ve çalışma masasındaki tüm kitaplar Sidra'nın son dokunduğu şekildeydi.