18

419 72 37
                                    

Saat ilerliyor, ben oturduğum koltukta onun bana gelmesini bekliyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Saat ilerliyor, ben oturduğum koltukta onun bana gelmesini bekliyorum. Karşı koltukta, elleri kucağına aldığı bir yastığa sarılı ve beni anlamak için bir adım atıyor.

Jeon Jungkook'un hayatıma girişindeki o beni kendine çekişin sonu gelmeyecek, biliyorum. Kalp kırıklarından etrafa saçılan parçalar benim kalbime saplanıyor. "Seni konuşman için evime aldım." diyor, sesi soğuk ama bilerek mi yapıyor yoksa onu bu hâle getiren benim mi suçum? "Haklısın, üzgünüm. Kelimelerimi toparlamaya çabalıyorum." diyorum, bekleyeceğini belirtiyor. "Sana yardımcı olayım. Sevgi aldığın insanlara karşı bir karşılık vermek zorunda olman hakkında konuşabilirsin." diyor, Jungkook hayatıma girmiş olan bir mucize.

"Hayatım boyunca ailem isteklerime her zaman boyun eğdi. Kendi içlerinde kısıtlandıkları hayatlarının bir benzerini çocuklarına yapmak istemiyorlardı sanırım. Doktor olmaktan vazgeçip bir caz bar açtığımda bile seslerini çıkarmadılar, kabul ettiler. Hangi aile çocuklarının doktor olmaktan vazgeçmesine göz yumar?"

Sessiz bir şekilde beni dinlemeye başladı. "Onlara ne zaman neden izin verdiklerini sorsam tek bir cevapları vardı; sevgi. Seni sevdiğimiz için yapıyoruz derler ve konuyu kapatırlardı. Ben bilmiyorum. İnsanlar sevgi söz konusu olduğunda fedakarlık yapmalı, bir karşılık vermeli gibi gelirdi. Benim isteklerime boyun eğmeleri bile benim onlara verdiğim bir zorluktu. Bilmiyorum, anlatması çok zor." diyorum, kelimeleri toparlamak o an için kolay olmuyor. Jungkook temkinli. "Ailenin iyi bir şey yaptığını düşünmüyor musun?" diye soruyor, ailesinin onu rahat bırakmasını isteyeceğinden bahsediyor.

Sorunun cevabını bilmiyorum. Hangi davranışın doğru olduğundan emin değilim.

Arkama yaslanıyorum. "Tartışma konusu olmaya açık. İnsanların beni sevmesi için çabalamam ortaokulda başlıyor. Ailem sevgi konusunda bana hiçbir sorun yaratmadı ama okula gittiğim zaman insanların beni sevmediğini fark ettim. İlk kez sevgisiz kalıyordum, ne yapacağımdan emin değildim. Onlara beni neden sevmediklerini soruyordum ama bir cevapları yok. Onlara çikolata alırsam, ödevlerini yaparsam ya da soyunma odasında eşyalarını toplarsam beni seveceklerini söylüyorlar. İnanıyorum, hepsine inanıyorum ve yapıyorum." Nefesim bir an kesiliyor. Jungkook'un gözleri üzerimden bir saniye ayrılmıyor. "O kadın... Onun seni sevmesi için ne yaptın?" diye soruyor, asıl konuya gelmek istiyor.

"Hiçbir şey."

Nicole'ün yanımda kalması için hiçbir şey yapmamıştım. Sorun da tam olarak burada başlıyordu. "Onun için hiçbir şey yapmadım, Jungkook. Bir şey almadım, ayak işlerini yapmadım, ona tek bir kıyafet bile almadım ama o hep yanımdaydı." diyorum, anladığını belirtiyor. "Nicole ile aramda hiçbir zaman aşk ya da sevgi bağı olmadı. Birbirini tatmin eden iki arkadaştan ibarettik. Bir araya geliyor, sevişiyor ve dertleşme diyemeyeceğim sohbetler gerçekleştiriyorduk." Sevişme kelimesini kullanmam gerekiyordu belki de ama bir anda ağzımdan çıkıyor. İşlerin nasıl sona erdiğini soruyor. Nicole'ün yanımda çalışmakta olan birine aşık olduğundan, beni terk edişinden ve uzaklaşmamızdan bahsediyorum.

he's in love' taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin