Yeşil ve Ela

-5-

Ne diyordu şimdi bu anonim? Salih'in,Aksel'in ve Oğuz'un benden sakladığı bir şey olduğunu ve bunu öğrenirsem yara alacağımı mı? Anlamamıştım. Küçükken iki kuzenin gönlünü çalan bir kızın bana ne zararı dokumabilirdi ki? 

"Erva hoca sana diyor," dedi Milan ve beni düşüncelerimden ayırdı. "Efendim hocam," dedim ve kafamı ona çevirdim. "Rengin atmış. Bir şeyin mi var?" dedi. Açık tenli,kızıl saçlı olmanın zararlarından biride ten rengimin çok belli olmasıydı. "Pek iyi hissetmiyorum," diye geçiştirdim. "Bir hava al,gel. Milan'da sana eşlik etsin," dedi. 'Tamam' anlamında başımı sallayrak dışar çıkttım. Milan'a her şeyi anlatacaktım.

Bahçeye inince banka oturduk. Milan'a dönüp "Sana anlatmam gereken çok önemli şeyler var," dedim. "Tamam,dinliyorum," dedi. Dün bana gelen mesajdan başlayıp diğer mesajlara kadar anlattım. Son gelen mesaja o da şaşırmıştı. 

"Aslında o kızı Oğuz'a sorabiliriz,"dedi. "...onlar çocukluk arkadaşları," diye devam etti. "Evet ama. Kızı araştırmama bile izin yok. Baksana anonim bile bana zarar vereceğini söylüyor."

"Erva. Sen ne zamandır böylesin? Sen başına kötü bir şey gelicek bile olsa,burnunun dikine kadar giderdin."

Milan haklıydı. Ben hep burnumun dikine kadar giderdim. "Tamam. Araştıracağım. Ama sadece ikimiz. Başka kimse bilmicek. Sende Oğuz'un ağzını ara. Sınıfa çıkalım yoksa şüphelencekler," dedim. Sonrada 5 kat çıkma eziyetimizi çekip yukarı çıktık.

Aksel'in Ağzından

"Erva di mi?" dedim Salih'e bakarak. "O kız Evra!" diye bağırdım.

 "Evet,o," dedi. Biliyordum. Kırmızı saçları,yeşil gözleri tanıdık gelmişti.

 "Yeşilliyi benden sakladın."

 "Çünkü kız hiçbir şey bilmiyor! Aksel o kıza bir şey anlatırsan kuzenim demem boğarım! Kıza zarar gelsin istemiyorsan sus!" 

 "Tamam ağzım kapalı."

"Eğer Erva sana bir şey sorarsa çeneni kapalı tutacaksın."

 "Tamam onu da yapacağım," dedim ve Salih'in yanından ayrıldım.

Kantine  inmek için merdivenlere yöneldim. 

"Aksel!"

İsmimi duyunca arkamı döndüm. Erva bana doğru koşuyordu. "Sis-bro özeline kuzenler girebilir. Sana her şeyi anlatacağım. Ama karşılığında bir şey isteyeceğim," dedi. "Peki. Kantine iniyordu  bende,gel," dedim. Yeşil iri gözleri iyice açıldı ve "Olmaz!" diye bağırdı. Ona boş bakışlar atınca kolumdan tuttu ve beni konferans salonuna getirdi.

"Anlat," dedim. "Salih bana sizin küçükken sevdiğiniz kızdan bahsetti. Kız kaza geçirmiş. O kızı merak ediyorum. Ama Oğuz araştırmamam gerektiğini söylüyor. Bana o kızın kim olduğunu söyle,n'olur," dedi. "Söyleyemem yeşilli," dedim ve konferans salonundan çıktım. "İstediğimi yapıcaktın," dedi. "Başka bir şey iste yeşilli. Bak o zaman söz yaparım," dedim arkamı dönüp. "Başka bir şey yok. Ama istersem söylerim," diyip benden önce çıkıp gitti.

Halen aynıydı. Burnunun dikine giderdi. Oğuz'da ona zararvereceğini biliyordu. Ama ben neden bilmiyordum? Ne zarar verirdi ki onu sevmemiz? Ona zarar gelmezdi. 

Erva'nın Ağzından

"Milan'ı iki dakika çalıyorm. Hatta bütün öğlen tenefüsünde çalıyorum,bay," dedim ve Milan'ı kaldırıp başka masaya oturttum. "Kızım bu ne telaş? Sanarsın kıyamet kopucsk kurtulmak için başka gezegene gideceğiz," diye dalga geçti. "Kızın kim olduğunu öğrenemedim," dedim. Ses tonumda yenik düşmenin çaresizliği vardı.