-17-

55 1 1
                                    

İki günde iki bölüm! Bundan sonra bölümler hızla gelicek çünkü final bölümünü yazdım ve yayımlamak için sabırsızlanıyorum. Bence kitaba yakışır bir final oldu. Neyse. Dün bölümü acayip bir yerde bırakmıştım. Şimdi okuyun :D

Bölüm Şarkısı: Şebnem Ferah-Hoşçakal

Medya: Erva Yakar

17.Bölüm

-*-*-*-İyi Okumalar-*-*-*-

"Aksel!"

Öylece durmuş Aksel'in vurulmuş bedenine bakıyordum. Karnı kanıyordu. Beyaz t-shrti yavaş yavaş kırmızı rengini alıyordu. "Salih,kızı bırak," dedi Gökhan. Gökhan'ın emriyle beni saran kollarnı çekti Salih. Koşarak Aksel'in yanına çöktüm.

Aksel gözlerini kapamıştı. Sanki uyanıcak gibi onu dürtüyordum. "Uyan,yalvarırım," diye mırıldanıyordum. Gökhan ve Salih halen arkamızda bekliyordu. Aksel ise melek gibi uyuyordu. "Ne duruyorsunuz,ambulans çağırsanıza!" diye bağırdım onlara dönüp.

"Uyan. Hiçbir şey olmicak," dedim. Saçlarını okşuyordum. Böylece gidemez benden. Hiç benim olmamışken,gidemez. Telefonumu çıkartıp Oğuz'a mesaj attım. "Uyansana sarı kafa! Yeşilli,git buradan de. Uyan!"

"Yalvarırım uyan," sesim çatallı çıkmıştı. Ağlıyordum. Onu bir daha görememe korkusu sarmıştı her yanımı. Alt tarafı karın,bir şey olmaz,değil mi? "Uyanıcak mısın sarı kafa? Yoksa Mira'ya hiç kavuşmadan ölicek misin?" diye fısıldadım.

"Erva," diye gelen sesle arkamı döndüm. Oğuz ve Milan,Aksel'in yerde kanlar içinde yatan vücuduna hayretle bakıyorlardı. Milan ağzını kapamış öylece bakıyordu. Oğuz ise şoka girmiş gibiydi. "Yardım etsenize!" 

"E-erva?"

"Aksel," dedim. Gözleri yarıda olsa açıktı. Acı çektiği çatallaşan sesinden belliydi. Eliyle kanayan karnını tutuyordu. Kendini bırakmak istediğini biliyordum. Ama benim için dayansa,olmaz mıydı? "Ağlama yeşilli."

"Sana bir şey olmicak."

"Bana bir şey olursa,Oğuz sana her şeyi anlatsın. Mira'nın nerede olduğunu,nasıl biri olduğunu,Gökhan denilen o itin neden senin peşinde olduğunu,hepsini anlatsın."

"Sana bir şey olmicak," dedim. Buna kendime inandırmaya çalışıyordum. Ona bir şey olmicak! "Ağlama yeşilli," dedi. Zorlanıyordu. Lanet olsun,açı çekiyordu! "Özür dilerim. Sana söylediğim...kırıcı sözler için," dedi. Şimdi daha da zorlanıyordu. "Affettim,"dedim göz yaşlarım arasında. "Uyuyabilir miyim?"

"Hayır! Uyuma!" diye bağırdım. Uyursa onu kaybedecekmişim gibiydi. "Bana şarkı söylesene yeşilli," dedi. "Ne söylim?" dedim. "İstediğini," dedi. Onun arabasında bir kere bana bakarak dinlediği şarkıyı mırıldanmaya başladım.

"Beauty queen of only eighteen 

daha on sekizinde güzellik kraliçesi

She had some trouble with herself
kendisiyle ilgili biraz problemleri vardı

He was always there to help her
o kıza yardım etmek için hep ordaydı

She always belonged to someone else
o her zaman başka birilerine aitti

I drove for miles and miles
miller boyunca gittim

And wound up at your door
ve kapında sona vardım

I've had you so many times but somehow
birçok sefer sana sahiptim ama her nasılsa

I want more
daha fazla istiyorum

I don't mind spending everyday
her günü harcamayı umursamıyorum."

Şarkının yarısında gözleri kapandı. "Aksel!" diye bağırıyordum ama duymuyordu. Gözlerini açmıyordu. Gözyaşlarım dolu yağmur gibi akıyordu. Ambulansın sesleri geldiğinde Oğuz elini omzuma koymuştu. Ama ben onu tınlamadan Aksel'in o kokusunu koklamak için ona sarılmıştım. Uyanıcak! 

Yeşil ve ElaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin