-22-

43 1 1
                                    

Önümde duran kağıdı elime alıp baktım. Bir şeyler okudum ama anlamadım. Boş boş kağıda baktım. Gökhan elimdeki kağıdı alıp arka sayfasını çevirdi. Orta sehpaya koydu. Okuduklarımdan anladığım kadarıyla karşımda gördüğüm kişi babamdı.

"İnandın mı,kızım? İstersen anlattığım hikayeye yalan de. Umrumda değil. Sadece baban olduğuma inan. Yeter," dedi. Ne yapmam gerekirdi? Koşup sarılmam mı? Bunu yapmicaktım? Ne de olsa beni terk etmişri. Bir cezası olmalıydı,değil mi? Eve gidip annemle konuşmak istiyordum.

"Beni eve bırakır mısın?" dedim.

"Evindesin," dedi. "Dademin uyandığın oda da senin odan,kızım," dedi. Kızım demesi beni sinirlendiriyordu. Benim babam Yavuz diye bağırma isteği dolduruyordu. Ama önümdeki belgeler bunu yalanlıyordu. "Annemle konuşmak,Yavuz'a nefret kusmak istiyorum. Ve bana bir daha kızım deme. Yanına taşınacağım ama sadece annemden uzak durma isteğimden. Bende sana baba demiceğim. Belli bir zamana kadar. Yani seni affedene kadar.Sana ne diceğimi bilmiyorum. Galiba Kötü Çocuk'ta gördüğüm biyoloj,k gereksiz dicem. Neyse,beni sadece eve bırakabilir misin?"

Tek nefeste konuşmuştum. Babamın üzüldüğünü görebiliryprdum. Ama beni bırakmıştı. Bu da onun cezasıydı. "Tamam," diyip yerinden kalktı. Siyah jipiyle beni eve bıraktı. Kapı da beklediğini söyledi. Kalmak gibi bir amacım yoktu. Anneme bağırıp çağırıp evden gidecektim.

Kapıyı annem açto ve beni gördüğünü oldukça şasırdı. Sonuçta yılbaşında sonra dönecektim. "Kızım,senin Antalya da olmak gerekmiyor muydu?" dedi. Şimdi patlama anı Erva! Mira mı demeli? Bunu sonra düşinicem. "Benim biyoljik babamın kim olduğunu bilmem gerekmiyor muydu?!"

Annem bana hayretler içinde bakıyordu. Kapıyı kapatım beni salona soktu. Yavuz denilen yalancı baba da buradaymış. Annem koltuğa oturup "Hatırlıyor musun?" diye sordu. Kağıdı çıkartıp eline tutuşturdum. "Sakın bana açıklama yapma! Eşyalarımı da alıp babamın yanına gideceğim," diyip odama girdim.

En büyük olan valizi alıp kıyafetlerimi içine koydum. Kalanları babam alırdı. Sonuçta koskaca Demirkan Holding'in sahibi. Annem beni durdurmaya çalışsa bile yapamadı. Ablam da en kısa zaman da babamın yanına taşıncağını söyledi. Aşağıda halen beni bekleyen babamın yanına gittim. Şimdi yeni hayat başlıyordu.

***

"Konuşmamız gereken bir sürü konu var. Soyad meselesinden başlayalım. Demirkan soyadını alırım. Yakar'ın kalmasını istemiyorum çünkü," dedim.

"Tamam,Erva Demirkan. Nufüsta bu işi hallederim. Senle de Aksel meselesini konuşacağız. Onunla görüşmek yasak."

Bu kadar açıklayıcı olamazdı yemin ediyorum.

"Bunu kabul edemem. Aksel'i seviyorum. Gözünün önünde kendimi asmamı istyiyorsun? Bunu yapabilirim. Üzerimde kendimi asmak için yeterince yük var zaten. Kortkuğun şey eğer Aksel'le evlenmem ise sana şunu söylim. Aksel evlenmeye sıcak bakan biri değil. Bunu belli ediyor."

"Seni kırmak istemiyorum. Ama sanırım buna göz yumabilirim. Evet,bir şeyler yapmak ister misin?"

"Arası iyi olan baba-kız ilişkimi yok bizim. Unutmayalım ki,sen beni yıllar önce terk ettin. Bende ölümden döndüm. Belki zaman bizi iyi yapıcak,bilmiyorum. Şuan o ilişkimiz yok. Yorgunum,odama çıkabilir miyim?"

"Peki."

Merdivenlerden odama çıktım. Telefonumu alıp Aksel'i aradım. Eminim çok meraklanmışladır. Aksel ilk çalışta hemen açtı.

"Yeşilli?"

Onun sesini duymamla göz yaşlarım dökülmeye başladı. Sakladığım acılar ortaya çıktı.

Yeşil ve ElaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin