Yeşil ve Ela

-21-

Final'e son 7...

Dün akşam Azra ile dertleştik. Arda ve Nil'in durumunu anlattım. Üzülsede zaten bittiğini biliyordu. Aksel'in yaptığını da haksızlık olara görmüştü. Aksel her ne kadar Nil için kötü bir şey yaptığımı düşünsede banaa göre iyiydi. Bilmeye hakkı vardı.

Benden gelip özür dilemişti. Çünkü Nil benim iyi şeyi yaptığıma karar vermişti. Aksel de Nil mutlu diye hata yaptığının farkına varmıştı. Ben affetsem bile trip atıcaktım. Türk kızlarının birinci vazifesiydi trip atmak.

"Antalya turu yapalım mı,sevgilim?" dedi Aksel. Elalarına bakınca kalbim kabul et diye tutturdu. Ama özel günümde olduğum için kasıklarım ağrıyordu ve trip atmam gerekiyordu. "Karnım ağrıyor,daha sonra gideriz," dedim.

"Doktora gerek var mı?" Pinpirikli.

"Hayır,sadece bir ağrı. Odaya çıksam iyi olucak," dedim. Oturduğum yerden kalkıp asansörlere gidip odaya çıktım. Trip atıcaktım.

Aksel Azra'nın odasından almıştı eşyalarımı. Pijemalarımı giyip yatağa kuruldum. Sıcak su torbasınıda böbreklerimin olduğu yere tuttum. En çok orası ağrıyordu. Gözlerimi kapattım. Kendimi uykunun kollarını atıcekken izlendiğime dair içime doğan hisle gözlerimi araladım.

Salih? Bunun odada ne işi var? Daha doğrusu,bu nasıl içeriye girdi?

"Kuzenini vurduğun yetmedi beni de mi vuracaksın?" dedim.

"Amacım bu değil. Gökhan Demirkan'a çalıştığım doğru. Ama çalışma amacımı bilmşyorsun. Anlatmak için buradayım,kızıl. O yüzden ya zorla anlatırım ya dinlersin."

"Siktir git Salih. Senin anlatacağın bilgilere ihtiyacım yok," dedim. Ama o hâlâ ikna olmamış olacak konuştu.

"Bir zaman sonra gerekicek. Azıcık beynini zorla. O zaman taşlar yerini bulacaktır. Küçüklük önemlidir kızıl," diyip odadan elini kolunu sallaya sallaya çıktı. Bunu Aksel'e anlatmalı mıydım? Sanmıyorum. İki kuzen arasına girmek istemem. Sıkıntılı bir şekilde yeniden uzandım. Aklımda ki düşüncelerden kurtulmak istercesine sakin ol diye komut verdim kendimi. Ve dün gece alamadığım uykumu şuan almak için gözlerimi yumdum.

***

"Daha iyi misin?" diyen Aksel'e baktım. Karşımda Milan da vardı ama Oğuz yoktu. Kaşlarımı çatttım."Neden ki?"

"Aksel,sen odadan çıksana. Kızsal," dedi Milan. Aksel kafasıyla onaylayıp odadan çıktı. "Ne oldu?" diye sordum. "Yatağa bak,anlarsın. Aksel bir şey oldu sandı."

Gözlerimi beyaz olması gereken ama kırmızılaşmış çarşafta gezdirdim. Kan çıkmıştı. "Özel günümdeyim," dedim. "Aksel'in seni böyle yakalaması daha kötü. Çocuğa yalan atim derken ölüyordum. Hatta bir ara 'Kan değildir o,boyadır,' dedim."

Milan'ın dediğiyle kahkaha atmaya başladım. "Ne dedi?" dedim.

"Özel gününde olması lazım," dedi. Ona 'nereden biliyorsun?' dedim. 'Halam benim yanımda olmuştu,' dedi. Havuza gidicez şimdi de. Ve bende özel günümdeyim. Herkes havuzda fink atarken biz şezlongta XOX oynicaz canım."

"Havuza mı gideceğiz?" diye sordum. Başını aşağı yukarı salladı. "Zaten biz şansızız. Erva ve Milan kim ki?"

Milan'ı odadan kavup bikinimi giydim. Üzerime tayt ve t-shirt geçirince hazırladığım çantamıda alıp odadan çıktım Milan da odasından çıkınca aşağıda ki havuza indik. Aksel ve Oğuz atlamış bizi bekliyorlardı. Üzerimdekileri çıkarıp şezlonga oturduğumda Aksel yanımda bitti.

"Mayo neden giymedin?" Gözleri adeta beni öldürecek gibi bakıyordu. Ya da yiyecek? Anlamadım,biri bana sözlük versin!

"Giydim. Ama bikini bu," diye açıklama yaptım. Diğer türlü havuza giremem zaten.