Bölüm Şarkısı: Cem Adrian - Aşığım Sana
"Öpüstünüz mü?!"
"İlk öpüşmeniz değil ama."
"Kaç kere öpüştünüz?!"
Ablamın saçma soruları ve Milan'ın sakin tavırları. Şuanki durumumu açıklayacak en iyi kelimeler galiba. Ablama Aksel'le olanları hepsini maskeli balodan itaberen anlattım. Şimdi ise benim susma vaktim gelmişti. Çünkü çenem ağrımıştı.
"İki," dedim. Ablam bir şey değilmiş tarzında arkasına yaslandı. "Bana Mira olmasan da huzur veren kişisin dedi. Aksel'in o ortalıkta olmayan kızı sevdiğini biliyorum. Ama sanki içimden bir ses 'seni sever' diyor."
"Biz ona umut diyoruz."
"Ama önce umut verilir. Sonra unut denilir," diye Milan'ı tamamladı ablam. "Yarın öbür gün Mira ortaya çıkarsa n'olucak?" diye ekledi. "Eminim kendine bir hayat kurmuştur. Kız zaten unutmuş her şeyi," dedim. "Erva,çok salaksın. Sadece bu. Milan'da öyle. Gözlerinizi iyi açın," dedi ablam. Milan'la birbirimize 'ne demek istedi' diye bakıyorduk. Soru işaretleri bir siktirip gidin!
"Neyse,ben artık kalkim. Annem kızmasın," dedi Milan. Onu geçirdikten sonra tekrar odama gelip yatağa girdim. Babam halen eve gelmemişti. İşi uzundu. Ama saat 12 gibi gelirdi. Bu yüzden ablamla onu bekliyorduk. O telefonda ben telefonda saat 12'yi bekliyorduk.
Bir ara annem odaya girmiş "Teknoloji kadar sevmediniz beni!" diyip trip atmıştı. Ablam sarılıp gönlünüm almıştı ama ben "Müge Anlı'nı Derya'nın Dünyası'nı izlerken beni de sen unutuyorsun," diyip göt etmiştim. Iskalayan bir terlik sonucu bende gidip sarılmıştım.
"Babam halen gelmedi mi ya?" diye sitem etti ablam. "Dur bakim," diyip pencereyi açtım. Dışarıya bakınca babaın arabasının sokağa girdiğini gördüm. Pencereyi kapatıp ablama döndüm. "Kaldır kıymetlini Miray Yakar,Yavuz Yakar geldi," dedim. Hemen beraber salona annemin yanına uçtuk.
"Sonunda o değerli telefonlarınızdan değerli olduğumu anladınız mı?"
"Anneciğim,egonu okşamak isterdim ama babam az önce sokağa girdi. Birazdanda evde olur," dedim Cümlemin sonunda kapı çaldı. Ablamla plan kurmuştuk. Kapıyı ben açıcaktım. O ilk su isticekti. Onu da ablam getirecekti. Babam bütün iş yorgunluğunu atacaktı aynı zamanda.
Yerimden hemen kalkıp kapıya koştum. Ablam da mutfağa girdi. "Hoşgeldin baba," dedim. "Hoşbulduk," diyip içeri girdi. Salona girdi ve soluklandı. "Erva,kalk bana su getir," dedi babam. O sırada ablam salonun kapısından içeri girip "Suyun baba," dedi. Babam ablama bakmaktan suyu unuttu.
"Miray."
Ablam suyu bana verip babamın yanına oturdu. "Babam," diyip sarıldı. Babam da ablama sarıldı. Artık ailemiz tamamdı. Tabi hatırlamadığım bir kardeşim varsa orasını bilemem. Ama bugün Yakar ailesi olarak kaybettiğimiz Miray'ımızı bulmanın mutluluğunu yaşıyorduk. Aksel ve Oğuz kesin cennetlik.
***
"Kızlar,kalkın. Babanız sizi bekliyor."
"Uyanmadılar mı halen Zehra?"
"Uyuyorlar. Gel bir de sen dene."
"Ben yapıcağımı biliyorum."
Seslerden sonra üzerimizde ki yorgan çekildi. Tenim soğukla buluşunca uykum yarıda kaldı. Kapalı ola perde açıldığında güneş ışınları odamı aydınlattı. Lanet olasıca! Güneş görmüş vampir gibi kasıldım güneşle. Ablam da benden farksızdı.
"Hangi vicdanız uyku düşmanı uykumu böldü lan?!"
İşte ablamın bu dediğiyle yarı uyanık ben bile gözlerimi tamamen açıp ablama baktım. Ablam gözlerini açtığınad bizi görünce yüzü sinirliden çok utanan bir ifade aldı. "Ben dademin size mi laf attım?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeşil ve Ela
AcakBabasını her ne yaptıysa çok seviyor. Ama babası onları terk ediyor. Küçük kız babasının peşinden giderken ölüme burun buruna geliyor. Bu tramvalı gün ona unutulmuş bir geçmişle geri dönüyor. Yıllar sonra herşey ortaya çıkıyor. O artık 17 yaşında. P...